Keyifli okumalar dilerim ! 💚✨
Bana sorgularcasına dik dik bakan heriften gözlerimi kaçırıp tenha sokağın başını kontrol ettim. Gelen gidenin olmaması bahtımın kahpeliğindendi.
Çözecek aklın varsa buyur demek yerine karşı atak yaparak "Yazık," dedim alaylı sesimle. "Görüyorum ki parmaklıklar ardı sana pek yaramamış. İyice paranoyak olmuşun."
Dikkatini dağıtmamın tek yolu onu sinirlendirmekten geçtiği için sözlerimi tartmadan konuşmuştum. İşe yarayacağını umarak beklediğim saniyelerin sonunda kaşlarına çatarak
"Asabımı bozma," dedi ikaz edercesine.
"Yoksa zararlı çıkarsın."İnceden aldığım tehditine ay çok korktum deyip sonra da arkamdaki duvarda fiziki haritamı görme ihtimalimin varlığı nedeniyle tersine gitmeyi bıraktım.
"O zaman sen de beni oyalama," deyişim ardından sağ göğsüme doğru dökülen saçlarımı havalı olduğunu umduğum hareketle geriye attım. "Düş peşime."
Hep o düş önüme diyecek değildi ya !
Tavrım hoşuna gitmişçesine dudak kenarı kıvrıldı. Eliyle yolu gösterip "Buyur," dedi.
Sempatik hallerine tav olmamak adına hemencecik gösterdiği yolda ilerledim. İki adım arkamda olduğunu hissettiğim bedenine bakmak isteyen tarafımı dizginlemeye çalışırcasına dikkatimi etrafa verdim. İn cinin top aynadığı sokağın sonundaki tamirhanenin aşağısında kalan camları kırık, boyası dökük eve durup baktım. Benimle beraber Ateşdağlı da adımlarını durdurdu.
"Kendi halinde sessiz sakin takılan efendi çocuğa bıçağı neden taktığını baya merak ediyorum. Ne yaptı da o radeye geldin ?"
Bedenimi ona çevirdim lakin onun huzursuz bakışları yıllar önce mahalleden sürgün yiyen Çetin adlı gencin terk edilmiş evindeydi. Yüzünde vicdan azabına dair emareler aradım fakat ya saklamakta ustaydı ya da yoktu.
Sıkıntıyla soludu. Duygudan yoksun kahverengi gözlerini gözlerime indirdi.
"Merakın haddini aşmasın," dedi soğuk sesiyle. "Canını seviyorsan kurcalamayı bırakıp ilerle."Ağzından laf almak deveyi pire yapmakla eş değer olduğundan sessizce önüme döndüm. Günah yuvasına dönen tamirhaneye doğru attığım adımlar gerisin geri gitmek istesede planımı devreye sokmak adına ilerlemek zorunda kaldım.
Lacivert tulumuyla Korkut'un kaputu açık Tofaş marka arabasının önünde duran Emre bizi görür görmez "Hoş geldin abim," dedi yalaka tavrıyla. Daha sonra gözleri beni buldu. "Sen de bacım."
Bacım ?
Ateşdağlı'nın yanında kestiği delikanlı roller tenhada kahpeliğe dönüşüyordu.
Ciğeri beş para etmez herife karşı ise Ateşdağlı aynı yaşta olmalarına rağmen abi edasıyla yaklaşıp kardeşim diye bağrına basıyordu kalleş olduğunu bilmediği herifi.Yüzsüzlük kitabını yalayıp yutan sarı piçe karşı öldürücü bakışlarımı nasıl yumuşatacağım hakkında bir fikrim yoktu. Zira baktığım her saniye kırmızı görmüş boğa gibiydim.
Ortamdaki hava beni gererken "Öküzün yalakası kasabın bıçağını yalarmış," dedim mırıldanırcasına. İkilinin üstümde hissetiğim bakışları sebebiyle boğazımı temizledim.
"Korkut, arabasını dün tamire getirmiş," dedim Emre'nin gözlerine bakarak. "İşleri olduğundan ötürü bugün gelemedi. Benden son durumuna bakmamı rica etti."
Bacaklarıma bakmak için an kolladığına adım kadar emin olduğum Emre iti, Ateşdağlı'ya attığı kısa bakışın ardından
"Taş çatlasın yarım saatlik işi kaldı," dedi.
"Bitince Efe ile haber yollarım. Sen istersen git bacım. Burada durmana gerek yok."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARYA +18
TeenfikceKendini muhafazakar sanan mahallenin orospusu olmuştum. Sebebi beni altına almak isteyenlerin üstüne çıkışımdı. " Siktir olup gideceksin buradan ! Çamurunu mahalleme bulaştırmayacaksın." Üslubu kadar tavırlarıylada midemi bulandıran adama dik dik...