5

729 31 0
                                    

Yara derin açıldığında,
içinde çiçek yetiştiriyorsun.

Hanzade Konağında bu ay berbat başlamış olsa bile herkes -Adar'ın emriyle- bir şey yaşanmamış gibi davranma kararı almıştı.
Mehpare kocasının onu sahiplenişinden felaket bir şekilde etkilenmişti.
Dicle ne kadar kovulsa bile kesinlikle boş durmayacaktı.
Mehpare zeki bir kızdı bunu düşünmek zaten zor değildi. Hevi Hanım'da Dicle'nin durmayacak olduğunu bildiğinden belli etmediği bir gerginliği vardı. Fakat atladığı minik bir konu daha vardı. Mehpare'nin ne kadar gözü kara bir kız olduğu idi.

Mehpare açık renklerde kıyafet giymeye özen göstererek hazırlanıp Adar'ın da hazırlanmasını bekledi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mehpare açık renklerde kıyafet giymeye özen göstererek hazırlanıp Adar'ın da hazırlanmasını bekledi. Bu bir ay boyunca hep açık renkler giymişti.
Ikisi de hazır olduğunda çıkmak için kapıya ilerlediler fakat Adar, Mehpare'yi durdurdu.
Bir ay önce olanlar hakkında şimdi konuşması gerektiğini düşündü.

"Dicle patavatsız biridir. Onun dediklerini çok düşünme. Ben seni her halinle, helalim olarak kabul ettim. Geçmişin geçmişte kaldı. Bundan sonra geleceğin benim."

"Düşünceleri belki de benim için önemli olan tek insan sensin. Benim için de geçmişinin bir önemi yok. Fakat geçmişin önümüze bir engel olarak çıkarsa karşında duracak ilk kişi de benim Adar."

Mehpare öngörüşlü bir insandı. Ve her şartta uyarısını yapmak istedi. Sözleri onun garantisiydi. Adar kafasını sallayıp kapıyı açtı ve Mehpare'nin önden geçmesi için elini uzattı. Ikiside odadan çıktıktan sonra avluya kurulan büyük kahvaltı masasına yerleştiler.

Yeni evli çiftin gelmesiyle Hasan Ağa ayaklandı. "Bugün Adar'ın Ağa olmasının ilk ayı doldu." Hevi Hanım eşinin bu sözüyle gülümseyip o da ayağa kalktı. "Artık biz emekliye çıktık. Baş köşeler yeni ağa ve hanımağaya aittir."
Mehpare sofra adabına önem veren bir kızdı ve büyükleri kenarda otururken o baş köşede oturamazdı. " Lütfen, baş köşe her zaman size aittir. Büyüklerimiz varken baş köşeye oturmak yakışık kalmaz. Lütfen düzenimiz bozulmasın." Adar karısının hem ailesini ve evin düzenini sahiplenmesini hem de anne ve babasına bu kadar sahip çıkmasına oldukça sevindi. "Mehpare doğru diyor baba. Ben Mardin'in Ağası olabilirim ama bu çatı altında bende karım da senin çocuklarınız."

Devran yüzüne yamuk bir gülümseme alarak yanında ki Hazar'a döndü. " Bu da istemem yan cebime koy. Sözde evlenmeyecekti bekar kalacaktı. Daha bir ay oldu evleneli karım da karım diye etrafta dolanıyor. Kırk yıl düşünsem Adar abimin hanımköylü olacağını düşünmezdim."

Devran bunu sessizce söylediğini sanıyordu fakat onun sesi hep yüksek çıkardı. Masada ki herkes Devran'a şaşkınlıkla bakarken sadece bir kişi sinirle bakıyordu.

"Yani şey Asil varya bizim oğlan. O Hanım köylü ondan şey ettim ben." Adar sinirle güldü. "Merak etmeyesin Devran Bey. Ben sizi hanımköye götüreceğim bir daha geri gelmek istemeyeceksin." Devran cevap veremedi çünkü verseydi kesinlikle abisi ona çatalı saplardı.
Mehpare başını eğip gülmemeye çalıştı ama olmadı. Saklayamadığı gibi bir anda gülme krizine girdi. Herkes önce şaşırsa da Mehpare'ye ortak olup onlarda gülmeye başladı. Mehpare deli gibi gözünden yaş gelircesine kahkaha atarken bir çift mavi göz onu hayranlıkla izliyordu.

Edirne'den Mardin'eHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin