Nereye gittiğini bilmiyorsan hangi yoldan yürüdüğünün önemi kalmaz.
"Mis kokulu yavrularım benim!"
Mehpare minik bornozların arasında ki bebeklerine baktı. Miniklerin banyo macerası çok neşeli bitmişti. Adar ve Mehpare bebekleri birlikte yıkamışlardı. Minikler suyu o kadar çok seviyorlardı ki sürekli etrafa su sıçratıyorlardı."Anneleri bak çok cici oldular!"
Adar'ın ağır başlı olmadığı tek yer ailesinin yanıydı artık. Sevimli anılar ve anlar çok kıymetliydi.Bebekler neşeyle etrafa bakıyor ve gülümsüyorlardı. Mehpare bu anların hepsini fotoğraflıyordu.
Adar, Mehpare'ye arkadan sarıldı.
"Bugün seninle işim var güzelim. Bebekleri anneme bırakalım."
"Ne işimiz var?"
"Gittiğimizde görürsün."
"Tamam öyle olsun madem."
Bebekler ile birlikte aşağıya inip kahvaltıya oturdular. Hevi Hanım'ın neşeli sesi duyuldu.
"Ne güzel oldu evimizde bebek neşesi geldi!"
"Öyle hanım. Rabbim mutluluğumuzu bozmasın."
Güzel bir kahvaltıdan sonra evin erkekleri ayaklandı. Mehpare, Adar'ı işe yolcu etmek için kapıya ilerledi. Adar , Mehpare'nin alnını öpüp ona sarıldı.
"Akşam 8'de seni almaya geleceğim."
"Tamamdır. Hayırlı işler."
Adar işe gittikten sonra Mehpare bebeklerin yanına gitti.
Bebekler sonunda tamamen sağlıklıydı ve dışarı rahatça çıkabilirlerdi.
Mehpare bebekleri hazırlayıp pusetlerle birlikte arabaya yerleştirdi.
Derin bir nefes alıp arabayı çalıştırdı. Yolu bittiğinde bebekleri , bebek arabasına yerleştirdi. Taş yol bittiğinde hüzünle gülümsedi. Rüzgar gülleri, rüzgar olmamasına rağmen çok büyük bir hızla dönüyordu.
Deniz, annesini ve kardeşlerini hissetmişti belli ki.
"Güzel bebeğim sonunda kardeşlerin seni ziyarete gelebildi. Uzun zamandır yanına gelemedik..."
Mehpare biraz daha sohbet etmişti. Arada sırada Güldeniz ve Gökdeniz de mırıltılarıyla sohbete katılıyordu. Saatin geçmesiyle sonunda Mehpare ayaklandı.
"Ninemle birlikte kendinize iyi bakın."Mehpare eve geldiğinde hizmetliler Adar'ın , Mehpare için büyük bir paket gönderdiğini ve onu odaya bıraktıklarını söyledi. Mehpare bebekleri uyutup odaya girdi. Paketleri açıp baktı. Belli ki önemli bir yere gideceklerdi çünkü gelen şeyler göz kamaştırıcıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Edirne'den Mardin'e
Fiksi Umum"Ben tüm törelerinizi göze alarak dayandım kapına Hasan Ağa! Vereceğin hüküm başım gözüm üstüne. Hiç gocunma çek silahını vur beni. En azından son nefesimde bile Dilan'ımı görmüş olurum!" "Madem vereceğim karar kabulündür o halde hüküm bellidir oğu...