15

454 18 0
                                    

Bedenin yükünü ayaklar taşır. Ruhun yükünü yürekler.

Konakta büyük sevinç vardı. Tüm Mardin'e Adar Ağa ve Mehpare Hanımağa'nın çocuğu olacağı duyurulmuştu. Tüm Mardin sevinçle gelecek olan bebekleri bekliyorlardı.

Mehpare mutluydu. Bir evladı yitip gitmişti belki ama iki çocuğu için yürek acısına son vermeliydi. Netice de o bir anneydi.
Cinsiyetleri öğreneli 2 ay olmuştu. Birlikte kontrolden gelmişlerdi. Adar Mehpare'yi eve bırakıp oradan ayrıldı.
Gideceği yer belliydi. Karşısında gördüğü isme gülümsedi.

Deniz Hanzade.

Bu bebeğin varlığı dünyada hiç olmamıştı ama tüm ailesi onu çok sevdi.

"Kardeşlerin çok sağlıklı bebeğim. Onlar senin aksine büyüyorlar ve bu beni çok garip hissettiriyor. 3'ünüz belki çok güzel olurdunuz. 3 minik canavarın taş konakta oradan oraya koşturma hayali çok başka. Hayatımızda ki varlığın çok kısa bir zamandı ama bebeğim o bile seni çok sevmeme yetti. Ben 3 meleğin babasıyım. Kimse aksini iddia edemez."

Adar zar zor tuttuğu gözyaşlarıyla toprağı okşadı. Arkasında onu buruk bir gülümseyle izleyen Mehpare'den bir haberdi.

Mehpare yavaşça Adar'a yaklaştı. Adım seslerine dönen Adar eşini gördü. Mehpare Adar'a yaklaşıp sarıldı.

Adar biraz daha hareketsiz durduktan sonra geri çekildi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Adar biraz daha hareketsiz durduktan sonra geri çekildi. Gözleri önce Mehpare'de sonra da karnındaydı. Elini eşinin karnına yaslayıp sevdi.
"Çocuklarımız çok şanslı. Senin gibi harika bir babaları var çünkü."
Adar gülümsedi.
"Asıl ben ve çocuklarımız şanslı. Çünkü sana aidiz."
Adar yine gülümsedi.
"Bebeklerin adını söyleyecek misin? Hem Deniz'de kardeşlerinin adını öğrenmek ister."
"Aslında uzun zamandır aklımda olan isimlerdi. Gökdeniz ve Güldeniz."
~~

"Ya inanmıyorum abim bana hediye almış şapşik."
"Cıvıma Devran! Bebeklerimiz için hediye aldık herkese işte."
Devran abisini umursamadan hediyesini açtı. Mehpare ve Adar bebekleri için herkese hediye alıp vermişlerdi. Ayrıca Mehpare şirkette ki hissesinden gelen gelir ile Yetimhane açmayı düşünmüş ve yetimhane hazır olduğu için kutlama hediyeleri dağıtmak istemişlerdi.
"Ay bu gerdanlık çok güzelmiş!"
Hevi Hanım ona alınan hediye ile sevinçle konuştu.
"Karım seçti."
Hevi Hanım gelinine teşekkür edip kolyesini taktı. Herkes hediyelerini açıp teşekkürlerini sundu. Aradan geçen korkunç zaman dilimini kimse hatırlamak istemiyordu.
"Yengeee"
"Efendimmm?"
Delal yengesine sırnaştı. Uzun zamandır onunla sohbet etmeyi ve vakit geçirmeyi özlemişti.
"Bugün birlikte çarşıya çıksak mı ya?"
"Bilmem çıkalım mı?"
"Lütfennn"
"Tamam hadi git hazırlan bakalım."

Mehpare ve Delal çarşıdayken bir çok kişi tarafından sevinçle karşılandılar. Mehpare hanımağa olarak çok şey yapmış ve halkın sevgisini kazanmıştı. Herkes onlara bir şeyler ikram etmek istiyor 2 dakika bile olsa sohbet etmek istiyordu. Ama kimse Mehpare'ye yaklaşıp onu bunaltmıyordu.
Saygı ve sevgi Mardin'in taş yüreğidi.
Ikisi çarşıda ilerlerken birden karşılarına 4 yaşlarında bir kız çocuğu çıktı. Ağlamaklı yüzü Mehpare'yi telaşlandırdı.
"Noldu sana güzellik?"
"Anne kayboldu."
Mehpare minik bir gülümseme sundu. Karşısında ki çocuk kendisinin değil annesinin kaybolduğunu sanmış.
"Bana annenin adını söyler misin güzellik?"
"Meryem."
"Evinizin nerede olduğunu biliyor musun peki? Ya da neye benzediğini?"
"Evimizin sokağında çok guzel boncuklar satan yer var."
"Yenge bildim ben orayı. Gidelim istersen."
Mehpare küçük kızın elinden tutup ilerlemeye başladı.
"Adın ne fistık?"
"Gülsüm."
"Bende Mehpare, Gülsüm tanıştığımıza memnun oldum."
Gülsüm'ün gözleri kocam olup Mehpare'ye baktı.
"Hanımağa Mehpare mi?"
"Evet o."
Delal gururla yengesini tanıttıktan sonra Gülsüm heyecanla konuşmaya başladı.
"Ben ben biliyor musunuz ben Deniz'in yanına sürekli gidiyorum oraya oyuncaklar bırakıyorum sıkılmasın diye."
Mehpare sevgiyle gülümsedi. Son zamanlarda bebeğinin mezarında oyuncaklar buluyordu. Demek ki bırakan Gülsüm'dü.
Mehpare eğilerek Gülsüm ile aynı boya geldi.
"Çok teşekkür ederim Gülsüm. Deniz'in bir arkadaşı olması çok güzel."
"Benim hiç arkadaşım yoktu. Ablam bana Deniz Hanzade seninle arkadaş olur dedi o yüzden ben hep Deniz'in yanına geldim."
Mehpare elinden tuttuğu küçük kıza gülümsedi.
Gülsüm sokağa girdiklerinde eliyle evi gosterdi. Işte orası bizim evimiz dedi.
Gülsüm evine koşarak gitti. Annesi dışarı çıktığında kaşlarını çattı.
"Ne işin var burada? Nasıl buldun burayı?"
"Anne"
"Annen değilim ben senin! Başıma belasın sen. O kadar bıraktım seni yine gelmişsin!"
Mehpare duyduklarıyla kaşlarını çattı. Nasıl bir anneydi bu? Dışarı 20'lerin başında bir kız çıktı.
"Anne hani bir daha gelmeyecekti?"
"Ne bileyim ben! Yine gelmiş işte."
"Sen şu Deniz Hanzade'nin yanına gitsene ya! Bak yürüyerek değil kendini direkt arabanın altına at öyle git. Zaten Allah için daha bebek olduğu belli bile olmayan bir et parçası için ne çok abartılılar ya!"
"YETER!"
Mehpare'nin sesi sokağı inletmisti resmen. Sokağa onun sesini duyanlar bile çıkmıştı.
Mehpare sert adımlarla kadınlara doğru yürüdü. Gülsüm'e söyledikleri ve özellikle kendi bebeğine söylenenleri hazmedemezdi.
"Siz kim oluyorsunuz?"
"Hanımım affedin kızım boş bulundu bir an!"
"Kulaklarımla duyduklarımı inkar mı ediceksiniz? Gülsüm'ü madem istemiyorsunuz onu ben alacağım! Ve sanmayın ki bu burada kalacak!"
Mehpare ağlayan kızı kucağına aldı. Gözleri dolmuştu fakat ağlamıyordu. Annelik iç güdüleri bu kızı sarmalamıştı resmen.
"Yenge nereye götüreceğiz bu prensesi?"
"Konağa gidelim Delal. Sonrasında yurda götürürüz."
Birlikte konağa geçtiklerinde içeri girdiler. Kimseler ortalıkta yoktu. Delal küçük kızı odasına çıkardı. Güzelce onu yıkayıp küçüklük kıyafetlerinden giydirdi.
Gülsüm uyuya kaldığı için onu sofraya indirmemişti.
Herkes yavaştan sofraya geçerken kapı çaldı.
Çalışan kapıyı açtığında polisler içeri girdiler.
Adar yerinden kalkıp kapıya ilerlediler.
"Buyrun bir sorun mu var?"
Polisler gergince birbirlerine baktılar.
"Ağam nasıl denir bilmiyoruz."
"Söyleyin lütfen bizim devletimizle bir problemimiz yoktur evelallah."
Polisler Mehpare'ye döndü.
"Mehpare Hanzade, çoçuk kaçırma suçuyla gözaltına alınıyorsunuz."











Ben bölüm yazmayi unutmuşum dkdkdkdkdkd

Edirne'den Mardin'eHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin