I prayed every day for a change to be made. - Alessia Cara-
Eveeet ilk bölümün düzenlenmiş haliyle karşınızdayım! Uzun süredir yapmak istediğim şeylerden birisiydi şahsen bu... Eğer yeni bölüm zannettirdiysem çok sori ama düzenlediğime dair bence bi belirti şaapmalıydım yani sdkfjkdsh neysee çoğu bölümü böyle düzenleyip bitirdiğim an paylaşıcam tekrardan başlamanızı isterim açıkçası ♥ yeni bölümü de kısa sürede atıcam inşş hepiciğinizi seviyoruum xx
-
"Gitmek istediğine emin misin tatlım? Bak, seni desteklediğimizi, hayatına tamamen bağımsız olarak devam etmek istemene saygı duyduğumuzu biliyorsun ama gitmeni istemi-" Bu konuşmanın yapılmasından artık gerçekten yorulmuştum. Gitmekte kararlı olduğumu çok iyi biliyorlardı ama inatla kararımı sorgulamaya devam ediyorlardı ve bu beni çıldırtıyordu.
"Anne, lütfen. Artık aynı soruların sorulmasından yoruldum. Gideceğim, eminim ve biletlerimizin alındığını, orada ev tutulduğunu da sayarsak bunun geri dönüşü yok." Kapanmamak için fazlasıyla inatçılık yapan bavulumun fermuarıyla cebelleşirken gözlerimi annemden ayırmamıştım. Ona da sert çıkışmak istemiyordum sonuçta kendince haklıydı kızı başka bir ülkeye gidiyordu, kalıcı olarak.
Gitme sebebim de kesinlikle ailem ile anlaşamadığım için falan değildi. Tam tersine onlardan memnundum, beni hiçbir zaman kısıtlamamışlardı. Hatta her ailede olabilecek türden kavgalar olduğunda evden kaçıp ortadan kaybolmalarıma bile katlanmışlardı ki inanın bana onların yerinde olsaydım ve kızım sürekli bir yerlere kayboluyor olsaydı onu odasına kilitler, dışarı salmazdım.
Kısacası gitmemin sebebi bunlardan hiçbiri değildi, sadece buradan, Virginia'dan sıkılmıştım. Hayatında büyük değişiklikler yapmaya ihtiyaç duyan bir insandım ve üniversitede bile Virginia sınırları dışına çıkmamış olmak beni deliye döndürüyordu. Yeni bir yaşam alanına ihtiyacım vardı ve tercihimi de en yakın arkadaşım Alexis ile beraber Londra'da yaşamaya başlamakta kullanmıştım.
"Tamam, karışmıyorum ama eğer en ufak sıkıntınızda bizi aramazsanız bozuşuruz haberin olsun küçük hanım. Biraz daha toparlan, bir saat sonra aşağıda yemek masasında ol." O alnıma minik bir öpücük kondururken ben de dediklerini onaylamak için başımı aşağı yukarı sallamıştım. Kapıyı kapattığında derin bir nefes verdim ve etrafa bakınmaya başladım. Gittiğim an bu oda benim olmaktan çıkacaktı, bunun sebebi de sinir bozucu erkek kardeşim Kyle'dan başkası değildi. Kendi odası olmasına rağmen büyüklüğünden dolayı benim odamı almayı kafasına takmış durumdaydı ve gittiğimde almasına engel olamayacaktım. Böylece bütün eşyalarım onun odasına atılacaktı.
Bedenimi kıyafetlerle kaplanmış yatağımın üzerine bıraktıktan sonra Alex'in numarasını çevirdim. Telefonun bir kere bile çalmasına izin vermeden açmıştı.
"Hey M! Gitmek istemiyorum, ailemi çok özleyeceğim diyerek ağlayıp zırlamak için aramadın umarım." Kahkahasını duyduğumda dediklerini ciddiye almadığıma dair bir ses çıkardım.
"Ah saçmalama Alex. Bunu kaç aydır planladığımızı unutuyorsun sanırım? Hem o söylediklerini yapma ihtimali olan kişinin kim olduğunu ikimiz de çok iyi biliyoruz." Tamam, Alex mızmız bir kız değildi ama aramızdan 'Ben gitmek istemiyorum.' Diyebilecek olan oydu ve bunu o da biliyordu.
"Kapa çeneni şapşal! Kimse vazgeçmiyor. Bu arada... Annemler sadece kıyafetlerimi yanıma almama izin veriyorlar, geri kalanını kargoyla göndereceklermiş. Seninkileri de öyle yapalım diyorum, ne dersin?" Doğruyu söylemeliydim ki kargoyla göndermemiz mantıklı bir hareket olurdu. O kadar eşyayı yanımızda taşımak kesinlikle saçmalıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Where We Land (Ed Sheeran)
FanfictionSesi o kadar sakinleştirici ve güzeldi ki... Bir meleğin sesi nasıldır hiçbir fikrim olmasa da buna yakın bir şey olduğuna emindim. O an fark ettim ki ben Ed'e karşı artık bir şeyler hissetmiyordum. 'Hissetmek' kelimesi kesinlikle şu an üzerimde bır...