Şimdi ben bunun baş kısımlarını Olly Murs-Beautiful To Me (bkz multide) ve de sonlarını Jake Bugg-Broken (bkz youtubeda kfjsdjk) ile yazdım tavsiye ederiim, iyi okumalaar xx
-
"Beni izlediğini anlayabiliyorum biliyorsun, değil mi?" birkaç milim açık olan gözlerimi sıkıca yumup başımı ağır ağır iki yana salladım. Tabii ki de onu izliyordum, ben koltuğa uzanmışken o karşımda kendini uçak yolculuğuna hazırlama amacıyla üstünü değiştiriyordu ve izlememek büyük bir aptallık olurdu.
"Hayır, farkında mısın bilmiyorum ama gözlerimi dinlendiriyorum ve bu demek oluyor ki gözlerim kapalı. Görebildiğim tek şey simsiyah bir ekran." Gözlerimi yine hafifçe araladığımda üzerine geçirdiği siyah tişörtü düzeltirken bana bakıyordu.
"Bakıyorsun." Diyerek kıkırdadığında "Simsiyah ekranımla mutluyken niye sana bakayım ki? Hem... Hem ben artık sürprizimi öğrenmek istiyorum." Demiştim. Amacım konuyu değiştirmek değildi tabii. Yani tamam, onun da etkisi vardı ama gerçekten de sürprizimi öğrenmek istiyordum.
"Tamam, o zaman pineklemeyi bırak bakalım." Hızlıca vücudumu dikleştirip koltukta oturur bir pozisyon aldım. Başımı koltuğun arka desteğine doğru koyup onun bir şey söylemesini ya da yapmasını bekledim. Dolap ile koltuğun arasındaki boşlukta kalan gitarı alıp kılıfından çıkardı. Bir dakika, yanlış görmüyordum değil mi? Gitarı eline alması çalacağı ve çalması ise şarkı söyleyeceği anlamına geliyordu. Yani... Gelmeliydi çünkü şarkı söyleyişini duymaya, kendini o ana verişini görmeye bayılıyordum.
"Lütfen bana sürprizimin söyleyeceğin bir şarkı olduğunu söyle." Derken bir yandan küçük bir çocuk gibi ellerimi çırpıyor bir yandan da kalkmış kaşlarım ve büyümüş gözlerimle onun elindeki gitarıyla yanıma gelişini izliyordum.
Yanımdaki yerini aldıktan sonra gitarını kucağına yerleştirdi. Ardından ise önce kollarını sonra da başını onun üzerine koymuş ve gözlerini bana dikmişti.
"Merakın birkaç saniye sonra bitecek canım. Artık bir şey söylememi istemesen?" Kendimi bakışlarının güzelliğinde kaybetmişken söylediklerini duymamıştım bile. Kedi gibiydi. Her saniye kucağınızda sevmek isteyeceğiniz kocaman, turuncu bir kedi gibi.
Kendime geldiğimde başımı hızlı hızlı onaylar şekilde sallayıp ağzımı kilitler gibi yaptım. Sürprizi istiyorsam susmalıydım ve susacaktım da. Ben onun hareketlerini izlerken o gitarını akort ediyor, tellere dokunuyordu. Akort etmeyi hallettiğine dair bir ses çıkarttığında gözlerini birkaç saliseliğine bana çevirip gülümsemiş ardından tekrar gitara çevirmişti. Tanrı aşkına ne zaman başlamayı düşünüyordu? Meraktan çatlayacaktım!
"Artık başlayacak mısın yoksa meraktan çatlamamı mı bekliyorsun?" Diye sızlandığımda vakit kaybetmeden "Bizim için bir şarkı yazdım." Demişti. Bir şarkı. Bizim için. Sadece iki kelime kalbime öyle bir şey yapmıştı ki hızlı atışının sesini Ed'in de duyabildiğine yemin edebilirdim.
"B-bizim için mi?" Dediğimde kekelememe engel olamamıştım bile. Başını aşağı yukarı salladıktan sonra tek kelime etmeyip gitarı çalmaya başladı.
"This is the start of something beautiful
This is the start of something new
You are the one who'd make me lose it all
You are the start of something new "Sözler tanıdık geliyordu ama yazdığını söylemişti değil mi? Biliyor olamazdım ki. Yazdığı şarkıların neredeyse hiçbirini bana dinletmemişti. Yani dinletmişti ama onlar bizim için değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Where We Land (Ed Sheeran)
FanfictionSesi o kadar sakinleştirici ve güzeldi ki... Bir meleğin sesi nasıldır hiçbir fikrim olmasa da buna yakın bir şey olduğuna emindim. O an fark ettim ki ben Ed'e karşı artık bir şeyler hissetmiyordum. 'Hissetmek' kelimesi kesinlikle şu an üzerimde bır...