9 - He's Coming With Us!

284 21 70
                                    

Telefonumun zil sesi beynimin içine işlerken gözlerimi zar zor açabilmiş ve ellerimle yatağımın içinde telefonumu arıyordum. Ekranın parlaklığının kısa süreli olarak gözlerimi kör etmesinin ardından arayanın annem olduğunu gördüm.

Cevaplayıp hoparlöre aldım. "Saat daha dört. Saat farkını farkına varmanız için ne yapmam gerekiyor anne?" telefonu yastığımın yanına koyduktan sonra gözlerimi ovuşturarak yatakta doğruldum. Makyajla uyumuşum, harika. Ellerim simsiyah olmuştu.

"Özür dileriz tatlım. Yatmak üzereydik, seninle konuşmak istedik. Alıştınız mı oralara? Herhangi bir ihtiyacınız var mı?"

"Ah evet biraz uyku iyi olabilirdi. Alıştık, birkaç arkadaş bile edindik. Siz neler yapıyorsunuz?"

"Kyle'ın okul işleriyle ilgileniyoruz. Biliyorsun mezun olmasına sadece üç hafta kaldı." Bu sefer cevabı babamdan almıştım. 'Sadece üç hafta kaldı.' yı imalı bir şekilde söylemişti.

"Doğru ya mezuniyet. Geleceğim merak etmeyin. Kardeşimin mezuniyetini kaçıracak değilim baba."

"O mezuniyete birkaç hafta kala evini terk edip bambaşka bir ülkeye gidebiliyorsan kaçırabilirsin diye düşünüyorum." Dudaklarımı birbirine bastırdım. Ah babamı bu saatte gerçekten çekecek halde değildim.

Derin bir nefes aldım. "Sizden uzakta olmam sizinle kopacağım anlamına gelmiyor baba. O mezuniyete geleceğim. Kyle'ı yüzüstü bırakmam bunu bilin yeter. Uykumu almam lazım, size iyi geceler." telefonu kapattım.

Uzanmamın ardından bir sağa bir sola dönmeme rağmen uyuyamamıştım. Kendi kendime küfürler edip yataktan kalkıp Alex'in odasına girdim. Lütfen uyanık ol, lütfen. Ve Alex uyanık değildi. Oflayıp odama geri döndüm. Yatağın üstüne oturduktan sonra telefonumu elime alıp Kyle'a mesaj atmaya karar verdim.

"Mezuniyetinde orada olacağım güven bana. Odama iyi bak. Seni seviyorum. xx"  -Melody

Mesajı attıktan sonra bir süre sinirle duvara baktım. Aklıma Ed'e mesaj atmak gelene kadar. Büyük ihtimalle uyuyordu ama şansımı denemeden bilemezdim.

"Uyanık mısın?"  -Melody

Birkaç dakika cevap beklememin ardından şanslıydım ki cevap alabilmiştim.

"Pek uyuyamadım. Ne oldu, iyi misin?" -Edward

"Önemli bir şey değil. Babamla tartıştım biraz. Yanına gelebilir miyim? Birileriyle konuşmaya ihtiyacım var da." -Melody

"Sormana gerek olmadığını biliyorsun değil mi? Bekliyorum."  -Edward

Yataktan kalkıp aynaya baktığımda gözlerim simsiyahtı. Siyahlığı temizledikten sonra saçımı düzeltip telefonumu alıp odamdan çıktım. Evden çıkmadan önce ise Alex'e ufak bir not bıraktım.

Kapıyı tıklatmamın ardından açılması ve karşımda Ed'i görmem uzun sürmemişti. "Günaydın. Yani gün pek aymadı ama neyse." Dedim gülümseyerek. Gülümsedi. İyi görünüyordu özellikle son birkaç gün içinde  yaşadıklarını düşünürsek gayet iyiydi.

"Günaydın. Bir sabaha daha seninle başlamak ne kadar güzel. İçeri geçsene." Her sabah senin gülümseyen yüzünü görmek kadar değil. İçeri geçip koltuğun üzerinde duran gitarın yanına oturdum.

"Ah dur onu ben alayım. Şarkı yazma olaylarıyla uğraşıyordum da." Gitarı alıp koltuğun yanına yere koydu.

"Şuan aslında senin sesinin sakinleştiriciliği işimi görür." Gülümsedi. Dudaklarımı ısırmakla meşgul olduğum için gülümsemesine karşılık verememiştim. Yanıma oturdu.

Where We Land (Ed Sheeran)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin