Notu atlamazsanız müthişli seviniriiim xx
-
"Neredesiniz siz?! Kaç kere aradık sizi. Beni çıldırtmak mı istiyorsun Catherine?" Dedi annem beni sert bakışlarıyla kolları arasına almadan önce.
"Şarjım bitmişti, üzgünüm." Alt dudağımı sarkıtıp en mahcup ifademi takındım.
"İkinizin de mi?" dudaklarımı birbirine bastırıp başımı ağır ağır onaylar biçimde salladım. Ed ise benim yaptığımın aynısını yapmıştı. "Neyse hadi gelin yanımıza." Annemi bahçeye kurulmuş masaya doğru sürdürdüğü adımlarını takip ettik. Tahmin ettiğim gibi masada en az on iki kişi vardı. İlk olarak herkesi Ed ile tanıştırıp Kyle'ın arkadaşlarının alakamın olmadığı aileleriyle sevgi dolu kucaklaşmalar yaptım ve Ed'i Alex ile ailesinin yanına sürükledim. Alex'in ailesiyle de tanışmasının ardından masada bize ayrılmış yere gönderilmiştik. İkisinin arasındaki sandalyede yerimi alıp dudaklarımı Ed'in kulağına doğru yaklaştırdım.
"Burada gördüğün kişilerin çoğunun adlarını dahi bilmiyorum." Diye fısıldamamın ardından dudaklarımdan ister istemez bir kıkırtı kaçmıştı. Vücudumu dikleştirmemden birkaç saniye sonra onun da kıkırdadığını duymuş ve gülümsemiştim.
Bu sefer Alex'e doğru yaklaşıp "Bugün ilerleme kaydettiğimizi düşünüyorum." Dedim.
"Ne? Biz mi? Ne ilerlemesi?" Ah bu kızın bazen gerçekten kafasının çalışmadığını düşünüyordum. Gözlerimi devirdim.
"Ay hayır salak. Ed ile ben." Sesimi iyice fısıltıya çevirip konuşmaya devam ettim.
"Onu konuşacağız ama burada konuşmak gerçekten çok zor olur Mel." Alex'i dinlemek ile meşgulken karşımda Kyle'ın arkadaşı Amber'ın annesi bana bakıp bir şeyler söylemeye başlamıştı.
"Amber, Virginia Union'a başvurmayı düşünüyor, senin bölümün için Melody. Oradan biraz bahseder misin, memnun muydun?" dediklerini algılamam uzun sürse de odaklanıp ona doğru döndüm.
"Ah şey ben... Biz oradan memnunduk. Profesörleri de iyiydi, zorluyorlar ama belirli seviyede çalıştığın sürece sıkıntı yaşamıyorsun. Onun dışında... Sosyal açıdan da iyi." Alex de beni başıyla onayladı.
"Çok uzaklaşmasını da istemiyoruz. Bizim için iyi bir tercih." Dedi gülümseyerek. Dediklerini başımla onayladım. Gözlerimi Ed'e doğru çevirdiğimde yanındaki Kyle ile konuşuyordu. Başımı öne doğru uzattım.
"Ed'i rahatsız etmeyi bırak Ky-" diyecekken Ed sözümü kesmişti.
"Rahatsız etmiyor Melody. Konuşuyoruz." Şaşırmıştım. Kyle ilk kez çevremden birini rahatsız etmiyordu. Bu... Garipti. Belki de anlaşabilmeleri iyiydi, değil mi? Kyle, bana zafer kazanmış gibi bir bakış atmıştı. Onu umursamayıp gözlerimi Alex'e çevirdim.
"Ed, Kyle ile anlaşabildi. Bu... Çok garip." Dedim gözlerimi kısarak. Alex de duyduklarımı inanamamış gibi bana bakıyordu.
"Bu iyi bir şey. Galiba." 'Bilmiyorum.' Anlamında dudaklarımı sarkıttım.
"Anneme yardım etmeye gidiyorum." Deyip kalktım. Ed, beni gözleriyle takip etmişti. Ona ufak bir gülümseme gönderdikten sonra kapıyı açıp eve girdim ve mutfağa yöneldim.
"Yardım edilecek bir şey var mı?"
"Ah hayır tatlım. Hallediyorum ben. Ama yardıma ihtiyacım olunca çağırırım seni." Onu onayladım.
"Tamam o zaman ben odama çıkıyorum üstümü değiştireceğim." Hava titrememe sebep olacak kadar serin olmuştu. Mutfaktan çıkıp merdivenlere doğru yöneldim. Odama çıktığımda dolabımdan siyah dar paça bir pantolon bir de askılı koyu yeşil bir tişört çıkarttım. Ben pantolonu giymekle cebelleşirken kapının tıklatılması daha hızlı giymeye çalışmama ve dengemi sağlayamama sebep olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Where We Land (Ed Sheeran)
FanfictionSesi o kadar sakinleştirici ve güzeldi ki... Bir meleğin sesi nasıldır hiçbir fikrim olmasa da buna yakın bir şey olduğuna emindim. O an fark ettim ki ben Ed'e karşı artık bir şeyler hissetmiyordum. 'Hissetmek' kelimesi kesinlikle şu an üzerimde bır...