Medya: Alexis'in elbisesi.
What Do You Mean? ile okuyun :))
İğrenç içki kokusu suratımı buruşturmama neden oldu.Çok pis kokuyordu.
İleride arkadaşlarıyla gülüşen Daisy'i görmemle oraya ilerledim ve koluna dokundum.Anında bana döndü.
''Selam.'' dedim gülümseyerek.Kendimi her şeye hazırlamıştım ve sırf Daisy hatrına gelmişim gibi durmak istiyordum.Yani şuan, hayatımda hiç olmadığım kadar güçlüydüm.Gülümsemelerim özenle seçilmişti.
''Selam.Benimle biraz gelsene?'' dedi ve beraber mutfağa gittik.Onun bir şeyler demesne fırsat bırakmadan konuştum.
''Daisy, burası kimin evi?''
''Benim.''
''Arda nerede oturuyor?''
''Blakrace kasabasında.''
''Orası neresi? Yani bana aynı yerde oturmadığımızı söyleyip duruyordu.''
''Burdan 50 kilometre uzakta sanırım.Onun gibi bir şey.'' teşekkür ettim ve onu dinlediğimi ekledim.
''Bak canım, Arda senin geleceğini bilmiyor.Lütfen onunla barışık ol.Barıştığınız zaman ne kadar mutlu olacağını anlayacaksın.Bambaşka biriymişsin gibi görün.Tamam?'' başımı salladım.
''O nerede?'' dediğimde sırıttı.
''Yukarıda.Hazırlanıyor.Ha bu arada, facebook'tan senin resimlerine bakarken yakaladım onu.'' dediğinde güldüm.Beni özlüyor oluşu karnımda kelebekler uçmasına neden oldu.
''Soy adı ne?''
''Grem.'' derin bir iç çektim.Ardından hızla hareketlendim.
''Ha, bu arada, neden birinizin adı türkçe, diğerinizinki yabancı?''
''Çünkü babam türkmüş ve annem yabancıymış.Babam onun isminin türkçe olmasını istemiş.''
''Peki onlar nerdeler?''
''Ardanın dediği kadar varsın, düş önüme hadi.İnsanlarla uyum sağla.O geldiğinde senden etkilenmeli.'' mutfaktan çıktığımızda kendimi çok güçlü hissediyordum.Neden böyleydim hiçbir fikrim yoktu.
Beraber Daisy'lerin masasına gittik.
''Selam, ben Alexis.''
''Ben de Danger.'' dedi benim gibi sarışın olan kız.
''Ben Shane'' dedi ela gözlü oğlan.
İkisi de kafadarlardı.Birbirimize telefon numaralarımızı verdik ve sohbet etmeye başladık.Tam onu aklımdan çıkardığım sırada Daisy bağırdı.
''Evet gençler, partinin yıldızı geliyor!'' başımı merdivenlere çevirdiğimde tüm gücümü yitirdim.O beni delirtiyordu.Siyah takım elbisesinin içinde mükemmeldi.Gözleri önce topluluğa, sonra ise aniden bana kaydı.Kendimden beklenmeyecek bir şekilde gülümsedim.Hem de ona bakarak.Birkaç kişiyle selamlaştıktan sonra bizim masaya geldi.
''Selam'' dedi ve geçen garsonlardan bir şampanya aldı.Selamını önce ben karşıladım.
''Selam'' bana baktığında göz kırptım ve önüme döndüm.Şaşırdığı gözlerinden belliydi.
''Selam''
''Selam''
''Selam, ağabey.'' Daisy iç çekti.
''Partinin en yakışıklı erkeğiyle en güzel kızını aynı masada görmek ne hoş.'' güldüm.
''Bence de öyle'' dedi Shane.
''Alexis ile aynı masada oturuyor olmak onur verici.'' ufak bir şoktan sonra gülümsedim.
''Shane, çok hoşsun.'' Daisy her şeyden haberdarmış gibi gülümsedi.Ardından yanımızdan kısa bir süreliğine ayrıldı.
Bakışlarım Arda'ya kaydığında çenesinin kasılmış olduğunu gördüm.Kıskanıyordu.
''Alexis, sen kitap yazıyordun değil mi?'' dedi Shane.
''Evet.Yazıyorum.'' sesimin biraz kırık çıkması üzerine toparlandım.Bu konulara girme Shane, lütfen.
''Vay canına, hesabının adını söyleyebilir misin? Okuyacağım.''
''Blu-
''Söyleyemez.'' dedi bir erkek sesi.Tanrım, Arda!
''Neden?'' Shane'in sert çıkışı Arda'nın daha da kasılmasına neden oldu.Kavga çıkmasını istemiyordum.
''Tamamen aklımdan çıkmış, ben hesabımın adını değiştirmiştim.Yeni adımı hatırlamıyorum.'' deyiverdim alelacele.
''Pekala.Mesaj atarsın.Ne de olsa numaran bende var.'' dedi Shane, Arda'ya bakarak.Sanki sinirlenmesini istiyordu.
Slow bir parça çalmaya başladığında Shane beni dansa kaldırdı.
''Shane, başka biriyle kalksan?'' başını salladı.
''Kesinlikle olmaz.''
''Shane, istemiyorum lütfen.''
''Kız istemiyor işte, uzatma.'' dedi Arda birden.
''Sen ne karışıp duruyorsun ya?'' Shane'in çıkışı sonucu Arda'ya baktım.Yumruğunu sıkıyordu.
''Şey, benim Arda'ya sözüm vardı.O yüzden.'' deyip Arda'nın elini tuttum.
''Değil mi Arda?''
''Evet.'' dedi ve dans pistine yürüdük.Arda, elini belime koyduğunda bir an gevşedi.Az önce Shane'in neden olduğu öfke bir anda yok oldu.
Birkaç dakika sonra kulağıma eğildi.
''Bugün sana Küçük Yazar diyemiyorum.Çok güzelsin.''
''Ama ben sana hala Karanlık Yazar diyebiliyorum, çünkü siyahlara bürünmüşsün.'' gülümsediğini hissederken,bende gülümsedim.
''Seni özledim.'' dediğinde kalbim hızlandı.
''Bende öyle.'' dedim.Nasıl bu kadar rahat konuşuyordum hiç bir fikrim yoktu.
''Birkaç günde nasıl bu kadar olgunlaştın?''
''Bilmem.'' birkaç gün değil şekerim, birkaç saatte.Ve düşünüyorumda, olgun olmak gerçekten çok sıkıcı.
''Eşleri değişme vakti.'' dedi Shane, kızıl saçlı bir kızla yanımıza gelirken.Arda saatine baktı.
''Yoo, öyle bir zaman dilimi yok.'' Shane ofladı.
''Neden Alexis'e sormuyoruz? Alexis, kimle dans etmek istersin? Ben mi yoksa Arda mı?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK YAZAR
Teen FictionOnunla tanıştıktan sonra adım Alexis değil Küçük Yazar olmuştu.Ben bunu ne kadar kabul etmesem de o ölürken bile bana Küçük Yazar demişti.İstesem de istemesem de ben onun Küçük Yazarıydım. Umudun, kaybetme korkusunun ve gerçekliğin hikayesi.