Daisy'nin kapısını, derin bir nefes alıp çaldım.
''Geliyorum.'' bitkin bir bağırış evin içinden yükseldi.Kapıyı açtığında, ağlamamak için kendimi çok zor tuttum.
Saçlarının rengi solmuştu, gözlerinin altı mosmordu ve çukurlaşmıştı.Ayrıca deli gibi kilo vermişti.
''Alexis!'' deyip boynuma atladığında ellerimi ip gibi olan beline sardım.Moralini topla Alexis.
''Daisy...seni çok özlemişim!'' sarılmayı bıraktığında gülümsedi.
O tatlı kız, kürdan kıza dönüşmüştü.Ve artık gülümsemek bile onda iğreti duruyordu.
''İçeri gel.'' içeri girmemle öğürmemek için de kendimi tuttum.İçerisi berbat kokuyordu.
Ayrıca çok dağınıktı.
''Dağınıklık için özür dilerim.Geleceğini bilseydim toplardım.'' güldüm.
''Ne önemi var, kız kızayız.'' dediğimde gözlerimin içine baktı.
''Gittikçe güzelleşiyorsun.Ağabeyim iyi ki senin gibi birini buldu.'' koltuğa oturduk.Elini tuttum.Buz gibiydi.
''Daisy, neden kendine bunu yapıyorsun?'' yüzüne buruk bir gülümseme yerleşti.
''Eski Daisy'den eser yok.Değil mi?'' başımı salladım.
''Evet ama, hala Daisy geri gelebilir.'' birkaç damla göz yaşı çökmüş yanaklarından koltuğa düştü.
''Nasıl alıştım bilmiyorum.Ama canım sürekli istiyor.Bende alıyorum.Almazsam çok bitkin düşüyorum.Titremeye ve üşümeye başlıyorum, kusuyorum.''
''Ağabeyini çok üzüyorsun.Benim kucağımda senin için ağladı Daisy.Onu öyle görmeye dayanamıyorum dedi.Neden ağabeyine böyle yapıyorsun? Bunu yapmaya hakkın yok Daisy.Sizin geçmişiniz hakkında çok şey bilmiyorum ama bildiğim birkaç şey var.Ağabeyinin seni çok sevdiği.Ağabeyin seni ölesiye koruyor Daisy.Sana bir şey olacak diye aklı çıkıyor.Ağabeyine bunu yapamazsın.''
''Be-
''Konuşma Daisy.Şu evin haline bak.'' deyip perdeleri açtım.Ardından yerdeki çöpleri mutfağa götürdüm ve yatıkları yerlerine koydum.
''Hayatını çöpe çeviremezsin Daisy, anlıyor musun?!'' beni çok ama çok sinirlendiriyordu.Ardayı bu kadar üzemezdi!
''Ben hep bir kardeşim olsun istedim Daisy.Özellikle de bir ağabeyim olmasını çok isterdim.Ama olmadı.Hayatla hep tek başıma savaştım.Sen ise, bir ağabeyin var, seni her şeyden, herkesten çok seviyor ama senin ona yaptığın muameleye bak!'' incecik kolundan tutup askılığın yanındaki boy aynasının önüne getirdim.
''Şu haline bak, şuan sen ne giysen yakışır sana, hiçbir şey.Gülümsediğin zaman bile güzel olamıyorsun.Bu ne kadar fena bir şey haberin var mı senin?'' en sonunda beklenmedik bir şey yaptı.
''Otlar, şuradaki çekmecede.At onları çöpe.'' dediğinde çekmeye ilerledim.İçinde en az yirmi paket vardı.Hepsini lavaboya döktüm ve suyu açıp gitmelerini sağladım.Ardından salona gittim.Koltukta oturuyordu.
''Bunu ona yapmamam gerekiyordu.'' deyip duruyordu.
Yanına oturduğumda sordu.
''Kriz geldiğinde ne yapacağım?'' düşündüm.
''Bir arkadaşımı arayacağım, bekle.'' dedim ve mutfağa geçip Fean'ı aradım.Üçüncü çalışta açtı.
''Naber kız?''
''İyidir yakışıklı, sen?'' güldüğünü duydum.
''İyi, n'olsun.Noldu?''
''Buralarda mısın?''
''Evet.''
''Bir arkadaşımın yardıma ihtiyacı var.''
--------
Kapı çaldığında açtım.Karşımda tüm yakışıklılığıyla Fean duruyordu.Sıkıca sarıldık.
''Çok özlemişim bee.'' dedim gülerek.
''Bende ya, hiç aramadın da.''
''Sanki sen aradın.Neyse, içeri geç.'' içeri geçti.Onları Daisy'le tanıştırdım.
''Daisy, bu Fean, sana uyuşturucu krizleri ve diğer şeylerde yardımcı olacak.Fean bu konuda profosyoneldir.'' Fean, psikoloji okuyordu ve bu konuda bildiği çok şey vardı.
''Fean, bu da Daisy.'' bir süre oturup konuştuk ve daha sonra telefonum çaldı.Mutfağa geçip arayana baktım.
'Burak:)' açtım.
''Efendim?''
''Alexis, Arda berbat durumda.''
''Noldu?''
''Çok içmiş.Seni sayıklayıp duruyor.''
''Ne yapabilirim? Biraz sonra sızar.''
''Anlamıyorsun, bardaki her şeyi kırıp duruyor.Ellerinde ve bacaklarında kesikler var ve ellememize izin vermiyor.Ayrıca onda kansızlık var.''
''Ben kasaba dışındayım ama hemen geleceğim.Siz idare edin.Hangi bar?''
''Rockas.'' telefonu kapattım ve Fean'la Daisy'e final sınavının ileri döneme alındığını söyleyip onları yalnız bıraktım.
Max'i aradım.Birkaç dakika sonra arabası evin önünde durduğunda şoka girdim.
''Atlasana ya.'' dedi ben ot gibi dikilince.
Hızlıca arabaya bindim.
''Ne çabuk geldin sen be?''
''Kasabaya gitmedim.Burdaki evdeydim.Haa, sizin evi yıkıyorlardı.''
''Ne?!'' bir de bu çıkmıştı.
''Evet.Annen görünürde yoktu.''
''Tamam neyse ben onu sonra ararım.Hızlı ol, kasabaya gidiyoruz.''
-----------------------------
Barın önünde indim ve zor da olsa gitmesi için onu ikna ettim.
Kapıda Wattpad hikayelerinde olduğu gibi korumalar filan yoktu.
İçeri hızlıca daldığımda ağzımı şokla açtım, ve daha sonra çığlığım barın içini doldurdu.
''Arda!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK YAZAR
Ficção AdolescenteOnunla tanıştıktan sonra adım Alexis değil Küçük Yazar olmuştu.Ben bunu ne kadar kabul etmesem de o ölürken bile bana Küçük Yazar demişti.İstesem de istemesem de ben onun Küçük Yazarıydım. Umudun, kaybetme korkusunun ve gerçekliğin hikayesi.