''Arda?''
''Hı?''
''Jane kim?'' yutkundu ve bana baktı.
''Jane?'' soruma soruyla cevap veriyordu işte!
''Rüyanda Jane gitme diye sayıkladın.''
''Saçmalamışım.'' tek kaşımı kaldırdım.
''Bana doğruyu söyle.'' bana baktı.Ne diyeceğini düşünüyor gibiydi.
''Eski sevgilimdi.''
''Ne kadar eski?''
''2 yıl kadar.''
''Neden ayrıldınız?'' yutkundu.
''Onu...aldattım.'' gözlerim büyüdü.
''Ne!?'' baka baktı.Bana bakıp duruyordu.
''Bana aynısını yapmayacağını nerden bileyim?'' elindeki çatalı aniden bıraktı.
''Yapmam Alexis gerçekten yapmam.'' sinirim bir anda yumuşayıverdi, çünkü söyleyiş biçimindeki muhtaçlık çok fazlaydı.
''Kimle?'' dedim konuyu değiştirerek.
''Bilmiyorum, o gün kavga etmiştik bende sinirle...'' gözlerim tekrar büyürken gizlemeye çalıştım.
''Tamam, neyse.Yapmam diyorsan yapmazsın.'' yanağımdan öptü ve yemeğe devam etti.
''Bugün okula gidip ikimiz için de izin kağıdı aldım.Yani evdeyiz.'' bana bakıp sırıttı.Gözlerinin rengi koyulaşmıştı ve cinsel şeyler düşündüğünden emindim.
Utançla önüme döndüm ve yemeğe devam ettim.Gerçekten güzel yemek yapıyordum.
''Şey, dışarı çıkamayız ama.Çünkü Bay Smith'e hasta olduğunu söyledim.'' sırıtmasına devam etti.
''Dışarı çıkmak isteyen kim, Küçük Yazar?'' yemek faslı bittiğinde ben omlet tavasını ve kahvaltılıkları götürdüm.Tabakları da o getirecekti.Ben omlet tavasını alırken arkadan bana sarıldı.Ona baktığımda beni kendine çevirdi.Dudaklarıma bakmaya başladığında ona yaklaşmaya başladım.En sonunda dudaklarımız buluştu.Açlıkla dudaklarımı öpüyordu.Bir süre sonra popomdan tutarak beni kucağına aldı ve yukarı çıkardı.Odama geldiğimizi anlamıştım.Sırtım soğuk çarşafla buluştu.
Ben altta o üstte deli gibi öpüşüyorduk.Elleri tişörtüme gittiğinde ellerini tutup çıkarmasını engelledim.O kadar da değildi yani.Benden ayrıldığında sorarcasına bakıyordu.
''Şey, evlenmeden olmaz.'' gülmeye başladığında ona baktım.
''Ne gülüyorsun ya?'' gözlerinden yaşlar gelirken çok mu komik bir şey dedim onu düşünüyordum.
''Senin genlerinde Türk olmak varmış...evlenmeden olmaz sözünü genelde Türk kızları söyler...'' o yatağa yatıp tekrar gülmeye başlamışken onun üstüne çıktım ve karnına oturdum.
''Çok tatlı gülüyorsun.''
''Sende beni baştan çıkarıyorsun.Böyle yaparsan kendimi durduramayabilirim.'' hızla kızarmaya başladığımda yanaklarımdan öptü.
''Domates kız.''
--------------------
Bulaşıklar bitmişti ve şimdi planımı söyleyecektim.
''Hadi bahçeyi sulayalım ve birkaç çiçek ekelim.'' bana bakıp güldü.
''Çiçek almamız lazım ve bunun için dışarı çıkmamız lazım.'' o an odamdaki kitaplığın arkası geldi aklıma.
''Arda gelir misin sana çok önemli bir şey göstereceğim.'' bana bakıp muzipçe sırıttı.
''Onun için çok erken değil mi sence?''
''Ya salak mısın? Başka bir şey.'' koltuktan kalkıp benimle yukarı çıktı.Odama geldiğimizde kitaplığı kenara itip ona gösterdim.
''Oha, bu ne ya?'' dedi.O sırada ışığı yakıp duvardakileri gösterdim.Daha sonra El ve Sim yazılarını.
''Anlaşılan Eleanor ve Simon küçükken sevgililermiş.Ne olduysa acele bir şey olmuş olmalı ki şu evcilik şeyleri bile ortada kalmış.'' kolundan tutup onu 'buraya bas' yazan yazının oraya götürdüm.
''Bir de şuna bak.'' yazıya baktı ve elini koydu.Hiçbir şey olmadı.
Daha sonra elini benim elimin üstüne koydu ve öyle bastık.Aniden tüm ışıklar döndü ve romantik sözsüz bir müzik çalmaya başladı.Tabi yerdeki spot ışıklardan çıkan kırmızı ışıkları da unutmayalım.
''Aman Tanrım...''
''Oha.'' Arda'nın tepkisi gülmeme neden olurken, belimden tuttu, bende ellerimi boynuna doladım ve dans etmeye başladık.
''Dün gece olanlar...'' dedi gözlerini gözlerimden ayırmadan.
''İçmiş olsam bile, samimi duygulardı Alex.'' gülümsedim.
''Biliyorum.Kalbin benim, kalbim senin.'' ona sarıldım ve dans etmeye öyle devam ettik.
İçime kocaman bir huzur yerleştiğinde şaşırmadım.Onunlayken hep huzurlu oluyordum.Evrene huzur saçıyor gibiydi.
''Nasılda herşeyimsin.'' dedim sarılmayı bırakmadan.
''Birbirimize aitiz sarışınım...'' dediğinde güldüm.
''Bana ne kadar çok lakap taktın.'' güldüğünü hissettim.
''Ne gibi mesela?''
''Bilmiyor gibi konuşma.''
''Biliyorum.Senin ağzından duymak hoşuma gidiyor.''
''Küçük Yazar,Alex,Sarışın,Domates Kız vesaire vesaire.''
''Ama sana en çok yakışanı Küçük Yazar.'' dedi gözlerimin içine bakarak.sarılmayı bırakmıştık.
''Nasıl buldun beni?'' dedim ona bakarak.Tanışmamış olsaydık hala ot hayatıma devam ediyor olacaktım.
''Wattpad sağolsun.'' sırıttım.
''Wattpad aşkı.Wattpad hikayelerindeki gibi.'' güldü.
''Wattpad hikayelerindeki gibi değil.Bizim aşkımız eşsiz.'' boynundaki elimi aldı ve öptü.
''Sence o buton neden ben tek bastığımda çalışmadı da beraber basınca açıldı?''
''Gerçek aşkla açılıyordur belki.'' güldüm.Dans etmeyi bıraktık ve butona yeniden bastık.Her şey eski haline dönerken biz de yukarı çıktık.
''Hayatımda geçirdiğim en huzurlu dakikaları yaşattın bana.'' dedi minnettarlıkla.
''Sende bana.''dedim ve ona sarılıp geri çekildim.
Kapı çaldığında gidip açtım ve ağzım şokla açıldı.
''Sh-Shane?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK YAZAR
JugendliteraturOnunla tanıştıktan sonra adım Alexis değil Küçük Yazar olmuştu.Ben bunu ne kadar kabul etmesem de o ölürken bile bana Küçük Yazar demişti.İstesem de istemesem de ben onun Küçük Yazarıydım. Umudun, kaybetme korkusunun ve gerçekliğin hikayesi.