MEDYA : SHANE
Uyandığım anda başımdaki şiddetli ağrıyı hissettim.Çok fena ağrıyordu ve dün gece ne yaptığım hakkında ufak bir fikrim yoktu.
''Arda?'' dedim gözlerimi açmadan.
''Hı?'' sesi gelince sesin geldiği tarafa çevirdim başımı.Yanımda uzanmıştı.Gözleri kapalıydı.
''Dün gece, çok mu saçmaladım?'' güldü.
''Sana bir Victoria Secret düzenleyebilirim bile dedin.'' yutundum.
''Yuh!''
''Odamda savaş açtın, elini silah yapıp dıkşın dıkşın sesleri çıkardın.''
''Oha!''
''Ve beni öptün.'' öksürük krizi gelmesiyle gülerek sırtıma vurmaya başladı.
''Gerçekten mi?''
''hıhı.''
''Nasıl?'' dememle kahkaha attı.
''Çok mu merak ediyorsun?'' bi şey dememe fırsat bırakmadan üzerime çıktı ve bana yaklaştı.
''Tamam tamam merak filan etmiyorum, in üstümden.'' daha da yaklaşmasıyla kızardığımı hissettim.
''Merak etmiyorum diyorum! İnsene be!'' yanağıma küçük bir öpücük kondurup geri çekildi.Gülüyordu.
Uzun bir boğuşmadan sonra kapı tıklatıldı.
''Evet uykucularr, uyanın bakalım!'' bizi sarmaş dolaş görünce gözlerini kapattı.
''Çok üzgünüm, hiçbir şey görmedim.Devam edin lütfen.'' kapıya ilerlediğinde kahakaha attım.
''Daisy, sadece boğuşuyorduk.'' gülerek yanımıza geldi.
''Bugün için bir planım var.''
''Ne planı?'' Ardanın sesi oldukça ilgisizdi.
''Shane,Ben,Danger,Alexis ve sen.Hep beraber buz patenine gideriz!'' sevinç çığlığım odada yankılandı.
''Çok güzel oluur!''
''Ben gelmem.'' Arda'nın isteksizliği canımı sıkmıştı.
''Tamam gelme.'' dedim ve Daisy'e döndüm.
''Shane buz pateni yapmayı biliyor mu?'' başını salladı.
''Ben bilmiyorum.Shane bana öğretir değil mi?'' dememle Arda olaya karıştı.
''Neden Danger veya Daisy öğretmiyor?''
''Erkeklerin bir şeyi daha çabuk öğrettiğini yazan bir bilgi okumuştum.'' dediğimde kaşlarını çattı.
''Yalan ya.'' demesiyle kaş çatma sırası bana geldi.
''Ne demek yalan be? Bilim ve ilim asla yalan söylemez.'' göz devirdi.
''Kahvaltıyı buz pateni sahasının yanındaki kafede edicez Alexis, hadi gel sana kıyafet vereyim.
Beraber onun odasına girdik.Kocaman bir gardrobu vardı.
''Çok iyiydin bee.'' dedi ve çak yaptık.
''Ama gelmiyor.''
''Merak etme, gelecek.''
''Ne giyeceğim?'' dolaptan hardal sarısı dar bir pantolon, siyah bir kazak verdi ve saçlarımı mısır örgüsü şeklinde ördü.
''Çok tatlı görünüyorsun.'' o da yeşil bir pantolonla beyaz bir kazak giydi ve odadan çıktık.
''Arda, biz gidiyoruz!'' dedi Daisy gülerek.
''Tamam, gidin!'' dedi öfkeyle Arda.Anında suratım düştü.
Evden çıktığımızda Daisy kolumu sıvazladı.
''Merak etme.Gelecektir.''
-----------
''Shane, elimi tut lütfen!'' diye cırladım.Gülümsedi.
''Tutuyorum güzelim.''
''Ne güzelim'i ya?'' dedim sinirle.Kahkaha attı.
''Kendine gel Shane!''
''Yanımda sen olunca kendime gelemiyorum.'' dedi ciddiyetle.
''Gözünün üstünde bir morluk istemiyorsan toparlan!'' beni sinirlendiriyordu.
''Sinirlenince acayip tatlı oluyorsun.''
''Shane, yumruk geliyor ama!'' güldü.
''Tamam tamam.'' dedi ve kaymaya devam ettik.
''Vaay, yine mi sen, çirkin?'' sesi duymamla kafamı çevirdim.
Max!
''Max, bir git işine.'' dedim olağanca baştan savma stilimle.
''İşim sensin.'' Shane elimi hızla bıraktığında montuna tutundum.
''Orda dur bakalım.'' dedi Shane.Çenesi kasılmıştı.Hm, demekki sinirlenince çene kasılması vakası yalnızca Arda'ya özel değil.
''Sen kim oluyorsun, bebe?'' Max'in sinir bozucu tavrı sinirlenmeme neden oluyordu.
''Max, git.'' dememle Shane bana baktı.
''Bu kim?''
''Adım Max.'' ona aldırış etmedim.
''Sanane, Shane? Benim için tartışmayı kesin.'' hayatıma amma çok erkek dolmuştu be.
Shane
Simon
Max
Arda
Fean
Henry
Bradd
Daniel.
''peh, senin için mi tartışıyoruz?'' dedi Max.Kollarını kavuşturarak.
''Evet, Max.Şimdi defol.'' Shane kurnazca sırıtırken sinirlerim tepeme çıktı.Shane'i de defetmeyi çok isterdim ama şuan ona tutunuyordum.
''Daisy, bir dakika gelir misin?'' diye seslendim.Daisy yanıma geldiğinde ona tutundum.
''Shane?''
''hm?''
''Şimdi sende defolabilirsin.'' şaşkınlığı yüzünden okunurken sırıttım.
''Yada boş ver, hadi Daisy.Biz gidelim.''
''Pekala.'' dedi ve ondan uzaklaştık.Fısıldadım.
''Arda'nın geldiği geleceği yok.Ve ben çok sıkıldım.
''Bilmiyorum ki, gelmesi gerekirdi aslında.''
''Neyse, eğlencemize bakalım.''-------------------------
Evin kapısını açmamla içerideki boğucu ortamın kokusunu aldım.
Annemin kendinden emin sesi ve bir de bir adam sesi geliyordu.Salona girdim.Annem tebessümle bana bakıyordu.
''Anne?'' dedim sorarcasına.
''Alexis, 2 ay önce girdiğin sınav sonucun çok iyiymiş.Bay Simith seni çok iyi bir öğrenci olarak görmüş ve buraya bir teklif için gelmiş.''
''ne teklifi?''
''Seni Blackrase kasabasının girişindeki, Race Kolejinde görmek istiyormuş.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK YAZAR
Teen FictionOnunla tanıştıktan sonra adım Alexis değil Küçük Yazar olmuştu.Ben bunu ne kadar kabul etmesem de o ölürken bile bana Küçük Yazar demişti.İstesem de istemesem de ben onun Küçük Yazarıydım. Umudun, kaybetme korkusunun ve gerçekliğin hikayesi.