Partidekilerden büyük bir çığlık yükselirken, ben öylece Arda'nın Shane'i yumruklamasını izliyordum.Engel olmayacaktım.Shane hak etmişti.İnsan kalabalığından sıyrılıp, bu kadar gürültüde bile uyuyabilen El ve Burak'ın yanına gittim ve sertçe dürttüm.
''Uyanın, gidiyoruz.'' uykularını almış olmalılar ki saolsunlar bana hiç zorluk çıkarmadan kalktılar ve El sağımda, Burak solumda Arda ve Shane'in bulunduğu yere ilerledik.İnsanlardan dolayı kavga ne durumda gözükmüyordu bile.
''Arda nerede?'' dedi Burak.
''Şurada, Shane ile kavga ediyor.Onları ayırsan iyi olur.Biz arabanın orada olacağız.'' başını sallayıp kalabalığın içine daldığında, biz de El ile evden çıktık.
''Ardayla neler oldu?'' dediğinde ona sertçe baktım.
''Parti boyunca uyumak yerine yanımda olsaydın, anlardın.'' yavru köpek bakışını atıp koluma girdi.
''Tamam ya, özür dilerim.Neler oldu?''
''Onun kız bir arkadaşıyla tanıştım.''
''Ee, ne var ki bunda?''
''Onlarınki normal bir arkadaşlık değildi.'' gözlerini büyüttü.
''Aman Tanrım!''
''Bende kızı tuvalete kitledim ve boğazına yapışıp tehditler savurdum.''
''Çok ekşınlı bir gece olduğu kesin.'' arabaya yaslandık ve Burakla Ardayı beklemeye başladık.
''Ardaya kızgınsın değil mi?''
''Hem de nasıl.Ben ona her şeyimi anlatıyorum ama o bana hiçbir şeyini anlamtıyor.'' Daisy olayı hariç.
''Gizemli çocuk imajını bozmak istemiyordur belki.'' dedi bana bakarak.
''Bilmiyorum El, ama anlatması gerekir.Sonuçta biz...'' sevgili değildik değil mi? Çıkma teklifi etmemişti.
''Sonuçta biz, ne?'' dedi sırıtarak.
''Ya her durumda anlatması gerekir.Ben ona anlatıyorum ya.'' kahkaha attı.
''Gidip şunlara bir bakacağım.Burada kal.'' dedi ve eve ilerledi.O gözden kaybolduğunda, kendi kendime şarkı söylemeye başladım.
''Kul for dı sumır ıaah, dırırım dım dırırım teyk mi dovn in tok yu peridays, dont bi sıkayt in the bodi taaayp...'' Cool For The Summer'dan biraz mırıldandıktan sonra, boğazımda bir soğukluk hissettim ve sağa döndüm.
''Selam güzelim, o ince boynunu kesmemi istemiyorsan benimle gel.'' bedenimi büyük bir korku kaplarken, evin kapısına odaklanmıştı gözüm.
Lütfen gelin.
''Bırak beni.'' dedim siyah giyimli adama bakarak.
''Yapamam güzelim.Patron izin vermez.'' çığlık atmak için yeltenmişken, ağzımla burnumun üzerine yerleştirilen pamukla, gözlerim yavaşça kapandı.
*****************
- Eleanor Ağzından -
''Buradaydı, gerçekten!'' dedim korkuyla.
''Size bakmak için burdan ayrılmıştım.Ona söylemiştim ayrıca.Sana sinirinden hiçbir yere gitmez.Kesin kaçırıldı!'' dedim.Ağlamamak için zor duruyordum.
Gitmeseydim belki böyle bir şey olmazdı!
''Hepsi benim yüzümden!'' dedi Arda bağırarak.
''Hey, şuna bakın.'' kaldırımın üstünde, Alexis'in tacı vardı.
''Aman Tanrım!'' deyip ağlamaya başladım.
''Kaçırıldı!'' dedi Arda da, delirmiş gibiydik.
''Burak, hemen adamları ara, Alexis'i bulsunlar!'' Ardanın öfkeli sesi her yanı inletirken, ben arabanın yanına çökmüş ağlama krizine girmiştim.
Hepsi Ardanın suçuydu, aslında hepsi Anastasia denen o kızın suçuydu! Ardanın yanına gitmeseydi böyle olmayacaktı, partiden erken ayrılmayacaktık ve Alexis kaçırılmayacaktı!
''Sarı saçlı, mavi gözlü bir kız.Üzerinde siyah bir elbise vardı.Ne bileyim ben be! O kızı bulun!'' Burağın sesi de etrafı inletti, ve küçük bir sessizlikten sonra onun kokusunu hissettim.
''Ağlama.'' deyip saçlarımı okşadı.
''Ne demek ağlama!'' dedim ve ayağa kalkıp Arda'nın yanına gittim.
Gömleğinin yakalarından tutup onu sarstım.
''Hepsi senin yüzünden! O sana her şeyini anlattı, sana güvendi ama sen ona güvenmedin! Hiçbir şeyini ona anlatmadın, bu bir kız için ne kadar üzücü bir şey biliyor musun sen!'' beni ittirmedi.Suçunu kabullenmiş gibiydi.
Bir çift el beni belimden tutarak kendine çekti.
''Sana söz veriyorum, onu bulacağız.'' Burağın teselli edici sesi de hiç yardımcı olmuyordu!
''Ya bulamazsak?'' dedim hem sinir, hem korku barındıran bir sesle.
''Bulacağız.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK YAZAR
Teen FictionOnunla tanıştıktan sonra adım Alexis değil Küçük Yazar olmuştu.Ben bunu ne kadar kabul etmesem de o ölürken bile bana Küçük Yazar demişti.İstesem de istemesem de ben onun Küçük Yazarıydım. Umudun, kaybetme korkusunun ve gerçekliğin hikayesi.