''Aman...Tanrım.'' evimin önünde büyük bir kuyruk vardı.Hızlı adımlarla evime ilerledim.
''Evimin önünde ne işiniz var?'' dedim kadının birine.
''Burası sizin eviniz mi?'' dediğinde başımı salladım.
''Bayanlar baylar, evin sahibini bulduk!'' herkes bana yönelip bir şeyler söylemeye başladığında bağırdım.
''Tek tek konuşun!'' az önceki kadın bana döndü.
''Eviniz hakkında detaylı bilgiye sahip olduk.Bu ev için 120.000 dolar ödemeye hazırım.''
''Ben 700.000 dolar ödeyebilirim!''
''Ben 1.000.000 dolar ödeyebilirim!'' sinirim bozulunca yine bağırım.
''Durun! Evim satılık değil, şimdi evimin önünden çekilin.'' diyerek bahçe kapısını açtım ve içeri girdim.Ardından giriş kapısını da açıp kapattım.Üzerimi değiştirdikten sonra pencereden baktım, kalabalık dağılmıştı.
Telefonumu alıp Nora Teyzeyi aradım.
''Alo?'' dedi Nora Teyze.
''Nora Teyze, benim Alexis.Sizi aradım çünkü iki haber vermem gerekiyordu.''
''Tabii canım, dinliyorum.''
''Biz Simon'la sevgiliyiz.'' kahkaha attı.
''Biliyordum canım, Simon söyledi.Çok yakışıyorsunuz.Uzun sürmesini temenni ederim.Diğeri neydi?''
''Şey, bir arkadaşımdan evime döndüm az önce, evin önünde çok büyük bir kalabalık vardı ve-
''Onu da biliyorum hayatım.Orada yaşayanlardan biri çok yakın arkadaşım.O söyledi.Bende o evin artık bizim değil, senin olduğunu söyledim.''
''A-ama ev için bir sent bile vermedim.''
''Alexis, sen bizim kızımız gibisin.Simon ile sevgili olsan da, olmasan da.Bizim o evde kötü anılarımız vardı zaten.O ev artık senin.Anlaşmaları bir ara imzalarsın.''
''Nora Teyze, çok teşekkür ederim.Sen bitanesin.'' güldü.
''Sende öyle.Oğlumun senin gibi aklı başında biri ile sevgili olmasına sevindim.Seni çok öpüyorum.Toplantıya yetişmem gerekiyor da, görüşürüz canım.''
''Görüşürüz...'' telefonu hemen kapatıp annemi aradım.
''Efendim bebeğim?'' sesi oldukça neşeli geliyordu.
''Anne, duyduğuma göre bizim ev yıkılıyormuş.''
''Evet canım, bir ikramiyeye adımı yazdırmıştım, kazanmışım.Çok büyük dolaylarda para kazandım.Ve yeni bir ev aldım.Ayrıca araban da garajda, seni bekliyor.''
''Anne, kumar mı oynadın?''
''Hayır tabiki.Yılbaşı ikramiyesi gibi bir şey.''
''Her neyse.Ne yapıyorsun?''
''İyiyim, yemek programına bakıyorum.Ya sen?''
''Hiç.Oturuyordum şimdi okuldan geldim.Anne, sana bir şey söylemeliyim.''
''Nedir?''
''Biz Simon'la sevgiliyiz.''
''Wow, güzel sevindim.Neyse, reklamlar bitti program başlıyor görüşürüz.''
''Görüşürüz.''
Sinirle telefonu yerine koydum.
Hayır yani, aramasam söyleyeceği yoktu.Ayrıca bana araba aldığını bile söylememişti.Bir insan nasıl oluyordu da bu kadar düşüncesiz olabiliyordu anlayamıyordum.
Zil çaldığında kapıyı açtım.Karşımda üstsüz bir Simon duruyordu.Hemen gözlerimi kapattım.
''Git ve üstüne bir şey giy Simon.''
''Hadi ama, utanıyor musun?''
''Neden utanayım Simon, sadece sinir oluyorum.Yukarı çık ve üstüne bir şey giy.'' yukarı çıktığında gözlerimi açtım ve koltuğa yayıldım.Tam gözlerimi kapatacakken, zilin ardı ardına çalmasıyla kalkmaya üşendim.
''Kapı çalıyor Simon, duymuyor musun!''
''Duşa giriyorum!'' oflayıp yerimden kalktım ve kapıyı açtım.
Karşımda çok sinirli bir Arda duruyordu.
''Niye geldin?'' kolumdan tuttu ve beni çekelemeye başladı.
''Ne yapıyorsun!''
Hiçbir şey demeden beni arabasının ön koltuğuna fırlattı ve kendi de sürücü koltuğuna bindi.Hemen kapıları kilitlediğinde sinirden deliye dönmek üzereydim.
''Ne yapıyorsun sen be!''
''Kes sesini!'' diye gürlediğinde, susmayı tercih ettim.Ağzımı kıracak kadar sinirliydi.
Kasabadan çıktık, ama bu şehre giden yol değildi, başka bir yoldu.
''Beni nereye götürüyorsun?'' dedim sakince.Bana sertçe baktığında homurdanarak dışarıyı izlemeye başladım.
Barajın önünde durduk.
''İn!'' dediğinde indim.Arkamdan o da indi.
Kollarımdan tutup beni arabaya yasladı.
''Neden bana bunu yapıyorsun? Önce yüzüme bakmıyorsun, sonra başka birini seviyorsun.Ben ne kadar acı çekiyorum biliyor musun, kızı öperken sende yaşadığım duyguları hissedemiyorum.Ayrıca tek gecelik yaşadığım da yalan, sen nasıl geldiğini söylemediysen, Burak'tan da ulaşamadım demesini istediysen bende Burak'tan öyle demesini istedim.Önce senden ayrı kalabilirim diye düşünmüştüm ama sonra olmadı.Ayrıca Anastasia beni çağırdı, uyuşturucu komasında olduğunu söyledi.Yardım etmemi söyledi bende gittim.Gittiğimde bana geçtiğini filan söyledi.Bi şey içer misin dedi ben hayır dedim ama zorladı.İçeceğin içine ne koyduysa olanlar oldu.'' tam ona sarılmak üzereyken, ses bana engel oldu.
''Aşkım, sana neler zırvalıyor?'' Simon'ın sesi Arda'nın pişmanlık dolu yüzünü sinire çevirirken, ne diyeceğimi bilemedim.
''Yok bir şey.'' dedim Simon'a ve ona ilerledim.O sırada Arda kolumu tuttu.
''Sana anlatmama rağmen hala ona gidiyorsun.Bana inanmıyorsun.Peki o zaman, bitti Alexis.Bir daha görüşmeyelim.'' dedi ve arabasına binip hızla uzaklaştı.
Göz yaşlarım sicim gibi inerken, yere çöktüm.
''Aferin Alexis,aferin.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK YAZAR
Teen FictionOnunla tanıştıktan sonra adım Alexis değil Küçük Yazar olmuştu.Ben bunu ne kadar kabul etmesem de o ölürken bile bana Küçük Yazar demişti.İstesem de istemesem de ben onun Küçük Yazarıydım. Umudun, kaybetme korkusunun ve gerçekliğin hikayesi.