- O günün gecesi -
Kapı zili alacaklı gibi çalarken acele acele sifonu çektim ve kapıya koştum.Delikten baktığımda gelenin Arda olduğunu gördüm.Kapıyı açmamla Ardanın kızarık gözlerini görmem bir oldu.
''Arda!'' endişeli çığlığımla onun elinden tuttum ve içeri götürüp koltuğa oturtup kapıyı kapattım.
''Noldu sanaa?'' dedim hemen yanına oturarak.Biraz geri gitmemi söylediğinde yanından biraz daha uzaklaştım ve dizime yattı.
''Daisy çok kötü durumda Alex.'' gözünden bir damla yaş düştüğünde elimle göz yaşını sildim.
''Çok zayıflamış.Onu öyle görmeye dayanamıyorum.Doktorlar da durumunun kötüye gittiğini söylüyorlar.Kullanmaya başlayalı 1 ay kadar olmuş ama fiziksel yan etkileri yeni yeni görülmeye başlamış.'' diğer yaş da düştüğünde sildim.Onu böyle görmek beni mahvediyordu.Saçlarıyla oynamaya başladım.
''Geçecek bitanem.Birdahakine ben de seninle geleceğim bitanem.Sana destek olacağım.Özür dilerim seni yalnız bıraktım.Çok özür dilerim.'' saçlarını öptüm.Kendimi çok suçlu hissediyordum.
''Daisy ve sen benim hayatımın tamamısınız.Daisy giderse...Alex ben hayatımın bir parçasını kaybedemem.'' gözlerinden düşen yaşları silerken kendiminkiler de akıyordu.
''Bak sen sakın gitme.Tamam mı Alex?'' hıçkırdım.
''Gitmeyeceğim.'' saçlarını tekrar öptüm.Onu bu halde görmek beni öldürüyordu sanki.
''Seni fark ettiğimde ne kadar cici klişesi olduğunu düşündüm ama...ama şimdi...kalbimi yerinden çıkarıp sana vermişim gibi Alex.'' gülümseyip elimi sol göğsünün üzerine koydum.
''Kalbim burada.'' dedim gözlerinin içine bakarak.O da elini sol göğsümün üzerine koydu.Utanıyordum ama şuan sırası değildi.
''Kalbim burada.'' ve aynı anda fısıldadık.
''Sonsuza dek.''
-----------------------------
Uyandığımda koltukta sarmaş dolaş bir vaziyetteydik.Dün çok romantik şeyler olmuştu.Bunlar için ayrı ayrı sevinç dansı yapmak isterken, dün Ardanın ağlayan halini gördükçe içim cız ediyordu.Çok üzülüyordu ve bu kadar üzülmek onun hakkı değildi.Onu yanağından öpüp yukarı çıktım ve yüzümü yıkayıp siyah bir pantolonla krem renk bir swetshirt giydim ve saçımı örüp ses çıkarmadan evden çıktım.
Okulun kapısına geldiğimde hızlı hızlı müdürün odasına girdim.
''Bay Smith.''
''Bayan Moon, gelin lütfen.''
''Bir arkadaşım çok hasta ve ona bakmam gerekiyor.İzin almaya gelmiştim.''
''Bu konuda okulumuz çok katıdır ama çok iyi bir öğrenci olduğunuz için size izin veriyorum.'' teşekkür ettim.
''Arkadaşınız bu okuldan mı?'' başımı salladım.
''Arda.Basketboldan.'' gözleri büyüdü.
''Yanlış anlamayın.Burada tek yaşıyor ve ateşi çok yüksek.Onu tek bırakamam.Zaten kardeşi ile çok yakın arkadaşız.Ancak kardeşinin sınavları var.'' anlayışla başını salladığında verdiği izin belgelerini alıp memura verdim ve koşarak eve ilerledim.
Evin kapısına gelmemle bir ses duyuldu.
Max.
''Selam bebek.''
''Seninle uğraşamam Max kes sesini.'' deyip içeri girdim ve kapıyı kapattım.Hala uyuyordu.
Mutfağa girdim ve kahvaltıyı hazırladım.Masayı mükemmelce düzdükten sonra mutfağı toparladım ve yukarı çıktım.
Odamı da toparlayıp banyoya temiz havlular koydum.
Ardından aşağı indim ve Ardayı uyandırmak üzere yanına iliştim.
''Arda...'' fısıldadım.Onu uyandırmaya kıyamıyordum.
''Arda...'' hala uykudaydı.
''Hayır...'' kabus görüyor olmalıydı.
''Jane gitme...'' kabus görüyo-
Jane mi?
''Jane...'' sessiz olup ne dediğini anlamaya çalıştım.
''Jane gitme...'' uykudan uyanmak üzere olduğunu anladığımda ondan uzaklaştım ve yastıklarla ilgileniyormuş gibi yaptım.Esneme sesleri gelince ona dönüp gülümsedim.
''Günaydın.'' güldü.
''Dün için çok teşekkür ederim Küçük Yazar.'' yanına gidip ona sarıldım.
''Önemli değil.'' Jane kimdi onun hesabını elbette soracaktım.Ama şimdi değildi.
''Kahvaltı hazır.Hadi git yüzünü yıka.'' mutfağa ilerledi ve mutfak lavabosunda yüzünü yıkayıverdi.
''Çüş...'' sessizce söylendim ve masaya oturduk.
Kahvaltının ortalarına geldiğimizde ona baktım.
''Arda?''
''Hı?''
''Jane kim?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK YAZAR
أدب المراهقينOnunla tanıştıktan sonra adım Alexis değil Küçük Yazar olmuştu.Ben bunu ne kadar kabul etmesem de o ölürken bile bana Küçük Yazar demişti.İstesem de istemesem de ben onun Küçük Yazarıydım. Umudun, kaybetme korkusunun ve gerçekliğin hikayesi.