-11-

62 7 0
                                    

''Arda?'' dediğimde beni duydu, ve öpüştüğü esmerden ayrılarak bana baktı.Gözlerimin dolduğunu hissettiğimde bayanlar tuvaletine ilerledim.Beni gördüğünde gözlerinde en ufak bir duygu görmemiştim.
Aramızda hiç bir şey olmamıştı.Ama ben onu öyle görünce resmen ağlamak üzereydim.Hatta durun, ağlıyordum bile.İç sesim beni terk etmişti.Ama şuan umrumda bile değildi.Tuvaletin birinde ağlama krizine girmiştim.Neden ağlıyordum? Benim için bu kadar önemli biri miydi? Bu kadar önemli olmamalıydı.Yarın buluşmaya gidip ikimizin arasındaki tuhaf şeye bir son verecektim.Beni cici kız, akıllı kız filan yapamazdı.Onun gizemli havalarına daha fazla dayanamazdım.Geri zekalının tekiydi.Bitmişti işte.
Elimi yüzümü yıkayıp makyajımı tekrar yaptım ve orda olmamasını ümit ederek dışarı çıktım.Yoktu.
Esmerle daha rahat bir yerde öpüşmek istemiştir tabii, haklı.
Hoparlörlerden gelen ses iyice yükselmişti ve insanlar şarabın etkisiyle adeta coşuyorlardı.Masanın önüne geldim.
''Hey Max'' dedim parmak ucuna kalkıp.O kadar uzundu ki topuklu ayakkabılarla bile kulağına yaklaşmak için parmak ucuna kalkmam gerekiyordu.
''Ne?'' dedi bana dönüp.
''İntikamını mı alacaksın, ne yapacaksan yap ve beni eve götür.Bıktım.'' elimi tutup beni ana platforma çıkardı.Herkes bize bakıyordu.
''Beni öp.'' dedi ve devam etti.
''Dudaktan Alexis.''
''Bunu unutsan iyi olur.Seni asla öpmem.''
''Öp dedim.'' dediğinde onu gördüm.Arda'yı.Bana 'onu öpme' der gibi bakıyordu.Bir an sırf inat için Max'i öpmeyi düşündüm.Ama yapamazdım.İlk öpücüğüm zorla veya inatla olmamalıydı.Ben o kadar aşağılık değildim.
''Seni asla öpmem Max.Ne olursa olsun.'' diyerek platformdan indim ve dışarı çıktım.
Taksinin birini durdurup bindim ve adresi verdim.
Arda'ya ne hakla kızdığımı bilmiyordum ama, bu gidişle işin sonu iyi değildi.Arda'dan uzak durmalıydım.

*********************

Siyah dar paça pantolonumla siyah tişörtümü giydim ve evden çıkıp Central Park'a ilerledim.İçimde en ufak bir heyecan yoktu.Bugün bu işi bitirecektim.Öyle yada böyle.
Park'ın içine girdim ve buluşacağımız noktaya ilerledim.Oradaydı.Simsiyah giyinmişti.Bugünün benim için olan anlamı gibi.Bugün ondan vazgeçiş günümdü.
''Selam, Karanlık Şair.'' dedim.Sesimdeki kırgınlıkları bastırmaya çalışsam bile olmuyordu.Sesim çok zayıftı.
''Selam.'' dedi.Sesi kırıktı.Ama neden?
İlerideki banka oturduk ve ben konuşmaya başladım.
''Bugünkü buluşma için teşekkür ederim.Şimdi ben konuşacağım ve sen de dinleyeceksin.Sözüm bitene kadar ağzını bile açma.
Başını salladı.Fiziksel çekiciliğini boş verip yere baktım ve konuşmaya başladım.
''Sevgili Karanlık Yazar, bana her ne yaptıysan bu bana iyi gelmedi.Sonunda kabul ediyorum.Çekicisin, yakışıklısın, tatlısın, sevimlisin, baştan çıkarıcısın, sevimlisin, sesin çok harika.Sen de öylesin.Hikayelerin de öyle.Ukalalılığın seni mükemmel yapıyor.Seninki tatlı bir ukalalık.Ve ben senin içine dışına, ses tonuna, saçlarının uçlarına kadar her şeyine aşık oldum.Gerçekten.Çok dıüşündüm.Acaba yaşadığım şey etkilenmek mi diye ama öyle değil.Seninlr görüntülü konuşabilmek için havuza düştüm, telefonumu kaybettim, rezil oldum, her telefon çaldığında sen arıyorsundur diye koşturdum.Mesaj atmanı bekledim.Ve sana aşık oldum.Beni kendine çektin.Beni büyüledin.Ancak dünkü olaylar...beni yıktı.Üzgünüm ama aramızdaki şeye bir son vermek istiyorum.Sen bana karşı bir şey hissetmeyecek gibisin.Öyle de zaten.Sen ve gizemli kişiliğin hayatıma girdiğinizden beri ben tuhafım.Her şeyi boşladım.Şimdi izin ver eski halime döneyim.Senden önceki halime.Bunu istediğim için çok özür dilerim.Ama ben yıpranamam.Daha fazla yıpranamam.Özür dilerim Arda.'' yerden bakışlarımı bir an bile kaldırmadım.Ancak o boğazını temizlediğinde ona bakmaya çalıştım, ve başardım.
''Sevgili Küçük Yazar, kararına saygı duyarım.Öhm, şey bana tuhaf aksanınla Arda demeni ve kavgalarımızı özleyeceğim.Benden etkilendiğinde sesinin ve suratının aldığı şekli de.Her neyse bunları düşünme.Güçlü ol, şimdi hoşçakal.'' diyerek ayağa kalktı ve yürümeye başladı.
''Arda!'' diye bağırdım, yavaşça arkasını döndü.
''Hoşça kalmaya çalışmadan önce, bana bir kez sarılır mısın? Lütfen.Buna ihtiyacım var.''
Bana yaklaştığında bende ona yaklaştım.Uzun kolları ince bedenimi sararken parmak ucuma kalktım ve ellerimi boynuna doladım.Kokusunu içime çektim ve korkmadan içimden geçeni söyledim.
''Seni seviyorum Karanlık Yazar.''
''Bende demeyi ne kadar çok isterdim bilemezsin.Ama bunu yapamam.Çünkü sevdiğim başka biri var.Beni unutsan iyi edersin.İkimiz için de en iyisi olur.Sevgilim bizi görmeden önce sarılmayı bıraksak iyi olur.'' söyledikleri kalbime bir bıçak misali saplanırken yutkundum.
Bir şey demeden arkamı döndüm ve sessiz hıçkırıklarım içinde, soldaki köşeden döndüm ve Central Park'tan çıktım.Buraya bir daha asla gelmeyecektim.

- 1 HAFTA SONRA -
"Neden evden hiç çıkmıyorsun Alexis?'' kitaplarımı daha sıkı  tuttum ve yutkundum.
''Dersler çok yoğun Mai, merak etme sınavlar bitince eski halime döneceğim.'' cümle tamamen yanlıştı.Aslında şöyle olmalıydı:
''Duygularım çok yoğun Mai,merak etme aşk acım bitince eski halime döneceğim.''
O günden beri wattpad'e 3 kez girmiştim ve ikisinde o açık değildi.Zaten son girdiğimde beni takipten çıkardığını fark ettim.
''Öyle olsun bakalım, neyse şunların fotokopisini çektirmem gerekiyor, seni ararım.'' diyerek okulun fotokopicisine girdi.Alal acele attığım adımlarla okulun çıkışına ilerledim.1 saat içinde ders notlarını Fean'a götürmem gerekiyordu ve evleri oldukça uzaktı.İlerlemekte zorlanıyordum çünkü 11. sınıflar dağılıyorlardı.Ahmaklar.Biz daha iki ders görecekken onların şuan dağılıyor olmaları...

Zor bela okulun çıkış kapısına geldiğimde onu gördüm ve ağlamamak için dişlerimi sıkmaya başladım.Oradaydı.Öylece arabasına yaslanmıştı ve bana bakıyordu.Hemen gözlerimi kaçırıp yürümeye devam ettim.
Bakma,Alexis.Bakma.
Biraz yürüdükten sonra arkama baktım, 11. sınıftan Daisy ile sarılıyorlardı.Demek birini bulmuştu, mutlu olması onur vericiydi.Aynı zamanda kırıcıydı da.Onlar önümden hızla geçip gittiklerinde duvara yaslandım.Önümden birkaç 11. sınıf geçerken konuşmalarını dinledim.
''Şu Daisy kadar şanslı birini görmedim.Onun abisi gibi bir abim olsun, karşıma oturtur seyrederdim.''
''Abi değil, sevgilii.'' dedi diğeri.
Demek kardeşlerdi.İçimdeki sevinç hissini bastırdım.
Tüm olanları boş verip Fean'ların evine giden metroya ilerledim.

KÜÇÜK YAZARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin