Defalarca yazdığım kısa bölümler hatırına bu bölüm biraz daha uzun olucak :)
Medya - Alexis
''Ben seninle aynı evde kalmam!'' diye cırladım.
''Kalırsın.''
''Asla, annemi arıyorum ve yurtta kalacağımı söylüyorum.'' dedim ve telefonumu elime aldım.Telefonumu elimden aldı ve koltuğa attı.
''Napıyorsun be!''
''Bak, sadece hafta sonları.Bana aşık olma yada benden etkilenme tamam mı? Sadece hafta sonları burada kalacağım ve evde bile olmayacağım.Seni iki günlüğüne görmeme izin ver.'' bir süre öylece kaldım ve usulca başımı salladım.
''Odama girmeyeceksin ve evi dağıtmayacaksın.'' gülerek başını salladı.
''Haftaya geleceğim.'' dediğinde bende başımı salladım.
''ne zaman gideceksin?'' dediğimde suratını astı.
''Annemler sekizlerde geleceklerini söylediler.'' tamam deyip mutfağa geçtim ve makarnayı çıkardım.Makarnayı ocağa koyduktan sonra sos yapmak için tavayı çıkardım.Tabiki ulusal makarna sosu şarkımı söylemeyi de unutmuyordum.
''Biraz baharat, biraz da tuz, biraz zeytinyağı ve de maydanoz.''
Tabağı çıkarıp mutfak masasına koydum ve pişen makarnayı da ekleyip sosu döktüm.
''hani benimki?'' dediğinde göz devirdim.
''Kendin koy.'' söylene söylene tabağı çıkarıp makarnayı koymaya çalıştı.Ama koyamadı.Bunun yerine makarna tenceresini yere düşürdü ve tüm makarnaları yere döktü.
''Ya aptal!'' diye cırladım ve makarnaları toplayıp çöpe attım.
Ellerimi yıkadıktan sonra ona baktım.
''Seni geb-
Tüm makarnamı bitirmişti ve bana geri zekalı gibi sırıtıyordu.
''Seni gebertirim oğlum!'' deyip onu kovalamaya başladım.
''buraya gel be!'' bağırışlarım bütün evi inletirken odasına girdi.Kapıyı kapatıp içeri girecekken hızlıca kapıyı ona doğru ittirdim ve kapı açıldı.Sinirliyken bana bulaşmayın.
''Bak çocuk, önce makarnayı yere döktün, sonra benim makarnamı yedin.Seni öldürürüm!'' hızlıca yatağa atladı ve beni de kendine çekti.Aramızda santimler vardı ve ben hızlıca doğrulup ona tokat attım.Yataktan kalkıp odanın anahtarını içerideki anahtarlıktan aldım.Odasının kapısını onun suratına kapatırken dışarıdan kapısını kilitledim ve anahtarımı cebime sokup gülerek bağırdım.
''Biraz öyle kal bakalım, geri zekalı.'' aşağı indim ve filmlere baktım.
Yahu bir insan hep erotik film mi izler? Film olarak güzel bir şey bulamayınca aklıma harika bir fikir geldi.
Buraya ilk geldiğim gün Simon'un özelleri adlı bir kutu görmüştüm.Telefonumu alıp kutunun bulunduğu odaya ilerledim.Kutuyu görmemle sırıtıp bantlarını söktüm.Tabi Simon'un 'Beni buradan çıkar' deyişleri de duyuluyordu.
Bantların hepsini çıkarmamla telefon çalmaya başladı.Arayanı görünce göz devirdim.
''Efendim Shane?''
''Naber?''
''İyi sen?''
''İyidir.''
''Neden aradın?''
''Hiç.Oralarda havalar nasıl merak ettim.''
''İyi iyi.Ben seni daha sonra arayacağım.Şuan işim var görüşürüz.'' diyerek telefonu kapattım.
Kutunun kapaklarını açmamla birkaç günlük ve turuncu bir oyuncak ayı ilk gözüme çarpan şey oldular.
''Vaay, çok tatlı.'' dedim ayıyı elime alarak.Aşırı yumuşaktı ve kapalı bir kutuda durmasına rağmen çok güzel kokuyordu.Defterleri hızlıca odama götürüp çekmeceye koydum ve oyuncak ayıyı da yatağıma.Defterdekileri daha sonra okuycaktım.Günlük olup olmamaları beni ilgilendirmiyordu.
Kutunun alt taraflarında kırık bir çerçeve vardı.İçinde saçları kızıl kahve karışık saçları olan küçük bir kızla Simon olduğunu düşündüğüm bir erkek çocuk vardı.
''Çok sempatik.'' dedim ve onu kutunun içine geri koydum.Kutunun içinden lego setiyle inmiş bir futbol topu çıktı.Onları da geri bıraktım ve çerçeve tekrar gözüme çarptı.
''Ayıp be, insanların özellerini mi karıştırıyorsun?'' dedi iç sesim.
''Evet karıştırıyorum.Yıllardır benimlesin huylarımı hiç mi öğrenmedin?''
''Çerçevedeki sana da birini hatırlatmıyor mu?'' başımı salladım.
''Tanıdık gibi.''
''Salak, o kız Eleanor'un küçüklüğü değil mi?'' fotoğrafı kendime iyice yaklaştırdım.Gerçekten de El'e çok benziyordu.
''Simon'u odadan çıkarttığımda sorarım.'' dedim ve yere koydum.
''Salak, nasıl soracaksın? Simon'a kutunu karıştırdım mı diyeceksin?''
''Yoo.Filmlere bakarken televizyon ünitesinin altında gördüm diyeceğim.''
''Kesin inanır.'' göz devirip kutuyu tekrar bantladım ve yerine koydum.
-------
''Keşke Simon'u tuvalete falan kilitleseydim.Onun da odasını karıştırırdım.Ama o zaman da tuvaletini yapabilirdi işkence diye bir şey kalmazdı.'' kendi kendime söylenmeyi bırakıp kitaplığa ilerledim.Tabikide salonda kitaplık falan yok.Simon kitap okur mu sizce? Odamdaki kitaplıktan bahsediyorum.
Acilen birkaç kitap almalıydım çünkü kitaplığım çok çıplak görünüyordu.Bunu Simon'a falan söylesem benim kesin sapık olduğumu düşünür.
''Off, çok sıkıldım.'' kitaplığa yaslandığımda kitaplık yerinden oynadı.
''Kitaplık mı hafif, yoksa ben mi çok yaslandım?'' deyip kitaplığı ittirmek üzere doğruldum ve doğrulmamla ağzım açıldı.Neden mi? Çünkü kitaplığın kaydığı yerden bakarsanız aşağı inen merdivenler olduğunu görüyordunuz.
Kitaplığı biraz daha ittirdim ve yandaki ışık düğmesine bastım.
''Aman...Tanrım..'' fısıltı gibi çıkan sesimle gözlerim büyüdü.Duvarlar masmavi boyanmıştı ve bulut desenleri vardı.Merdivenleri indiğimde gözlerim daha da büyüdü.
Merdivenleri indiğinde küçük bir oda çıkıyordu karşınıza.Yerler çimen varmış gibi boyanmıştı.Her yer oyuncak doluydu.Dağınık bırakılmış bir evcilik seti vardı.Ama benim asıl ilgimi çeken duvarda
'El ve Si' yazıyordu.Ne yani, El ve Simon küçükken arkadaşlar mıydı?
'El ve Si' yazısının altında 'Buraya dokun.' yazıyordu.Gidip dokundum ama hiçbir şey olmadı.Sanırım aldatmacaydı.Hiçbir şeyin yerini bozmadan yukarı çıktım ve ışığı kapatıp kitaplığı yerine ittim.
''Bunların hiçbirinden Simon'a bahsetmeyecektim.Fotoğtaf ta dahil.Hafta içi bir gün Eleanor'u çağıracaktım ve ona soracaktım.Simon'un sağı solu belli olmazdı.Kapı çaldığında aşağı inip delikten baktım.
Simon'un annesi ve babası!
Hışımla yukarı çıkıp anahtarı aradım, ama yoktu.
''Anahtar!'' hızlıca kutuların bulunduğu odaya baktım, hiçbir şey yoktu!
Kitaplığı itip aşağılara baktım, yoktu!
''Simon!'' dedim en son kapıdan seslenip.
Ses yok.
''Simon!'' ses yok.
Ses vermeyeceğini anladığımda aşağı inip kapıyı açtım ve açmamla şoka girdim.
Simon'ın annesi Simon'ın babası ve de, Simon!
''Merhaba tatlım.'' dedi Nora teyze bana sarılırken.
''Merhaba.'' Simon da belli etmeden bana göz kırptı.Pencereden atlamış olmalıydı.
Babasıyla da kucaklaşıp içeri buyur ettim.
Oturduktan kısa süre sonra annesi bana döndü.
''Şey, Simon bize onu odaya kilitlediğinden bahsetti.''
OMG!
![](https://img.wattpad.com/cover/40527190-288-k571622.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK YAZAR
Ficțiune adolescențiOnunla tanıştıktan sonra adım Alexis değil Küçük Yazar olmuştu.Ben bunu ne kadar kabul etmesem de o ölürken bile bana Küçük Yazar demişti.İstesem de istemesem de ben onun Küçük Yazarıydım. Umudun, kaybetme korkusunun ve gerçekliğin hikayesi.