Ve arkamı dönmemle hortumdan bana püskürttüğü soğuk suyu yemem bir oldu.
''Aman Tanrım!'' diye cırlarken, soğuk suyu bana tutmaya devam ediyordu!
''Bırak...şunu be!''
''Üşüdüm!'' kahkahaları yeri göğü inletirken, ben kaçamıyordum bile.
''Arda..donuyorum nolur yapma.'' dedim yere bitkince otururken.
Hortumu yere tutarak yanıma geldi.
''Karnım...'' dedim ve boş anını yakalayarak elinden hortumu kapıp onu ıslatmaya başladım.
''Pis oyuncu!'' dedi benden kaçarken.Onu kovalamaya başladım.İkimiz de kahkahalarla gülüyorduk.
''Tamam artık, yeter çok ıslandım kapatalım suyu.'' elimle ona 'gözüm üstünde' işareti yaparken, gidip musluğu kapattım.
''Hasta olmassak iyidir.'' dedim yanıma geldiğinde.
''Hadi senin burda kıyafetlerin var, ben ne giyeceğim?'' dedi sorar gibi.
''Gel benimle.'' dedim.Önce banyoya gidip havlulara sarındık.Daha sonra Simon'ın odasına girdik ve burdan bir şeyler giymesini söyledim.
''Bunlar kimin?''
''Simon'un.'' dedim odadan çıkarken.
''Iy, ben o sümüğün kıyafetlerini giymem.''
''O zaman zature ol.'' deyip kendi odama geçtim.İç çamaşırlarımı falan çıkarıp kurulandım ve iç çamaşırlarımı giyip sarı bir penye şortla bol bir tişört giydim.Saçlarımı da tarayıp topuz yaptım ve odamdan çıktım.Aşağı indiğimde siyah bir kapriyle beyaz New-York yazan bir tişört giymiş, uyumaya hazırlanır gibi bir hali vardı.Yanına gidip yere oturdum.
''Arda?''
''Hm?''
''Sana bir şey soracağım.''
''Sor.''
''Yani iki şey soracağım.''
''Kısa kes.''
''Birincisi, hani ben voleybol kursundayken burnum kanamıştı ya, o zaman sen ondan uzak dur falan demiştin.Beni nasıl görüyordun?'' iç çekti.
''1 ay önce olan şeyi şuan mı soruyorsun?''
''Ne yapayım, anca aklıma geldi.''
''O gün tesadüfen oradan geçiyordum ve senin sesini duydum.Bende yavaşça içeri süzüldüm ve gördüm.''
''Kapıdaki korumalar?''
''Kapıdan girdiğimi kim söyledi, duvara tırmandım.'' ağzım şokla açılırken gözlerini kapattı.
''Ve ikincisi,'' dedim hemen.
''Yarın Shane'in doğum günüymüş ve beni geçen gün davet etti.Bende ona gelirsem ancak seninle gelebileceğimi söyledim.Gidelim mi?'' gözlerini aniden açtığında ürktüm.
''Şaka mı yapıyorsun? Ben onun doğum gününe gitmem.'' ofladım.
''Herkese benim senin olduğumu kanıtlarız ve kimse bana bulaşmaz.Shane dahil.'' bu fikir hoşuna gitmiş olacak ki sırıttı.
''Gidiyoruz.''
-----------------------------
''Ay kızım, cidden Arda'yla doğum gününe gidiyorsun yani.'' dedi El, gülerek.Acayip sıkıcı bir okul günüden sonra kıyafet seçmek için onu bize çağırmıştım ve kabul etmişti.
''Sen de gelsene.Ardaya söylerim o da Burak'ı çağırır.''
''Bilmem ki.'' dedi çekinerek.
''Hadi, sana da harika bir elbise seçeriz ve Burak da büyülenir.'' sırıttı.
''Olabilir aslında.'' evin önüne geldiğimizde Max'i kendi evlerinden çıkarken gördüm.
''Oo, Selam çirkin!'' dedi bağırarak.Sesini duyurmaya çalışıyordu ama oradan buraya fısıldasa bile duyardım çünkü sesi çok gürdü.
''Selam, ahmak.'' dedim alayla.Göz devirdi.
''Siz iki çıtır, evde ne yapacaksınız?'' o an içimden 'sevişeceğiz' demek gelse de kendimi tuttum.
''Bundan sanane.''
''Aman Tanrım yoksa lezbiyen misiniz?'' kaşlarımı çatarak ona baktım.
''Sana burdan bir çakarım, lezbiyen olursun Max.'' ağzını 'o' biçimine getirirken bende önüme döndüm ve El ile yürümeye devam ettik.
Sonunda evin önüne geldiğimizde anahtarı kapıda çevirdim, ardından onun sesi duyuldu.
''Her gün evine başka erkek geliyor, yoksa metres misin?'' El içeri girerken ona 'bir dakika' işareti yaptım ve Max'in yanına ilerleyip sol gözüne yumruğu çaktım.
''Duyamadım Max?''
''Diyorum ki...metres falan mısın?'' kasıklarına tekmeyi geçirip bağırdım.
''Geri zekalı!'' hızlıca evime yürüyüp kapıyı çarparak kapattım.
''Metres diyor ya!'' El bana bakıp sırıttı.
''Haddini çok güzel bildirdin.'' o sırıtınca bende dayanamayıp kahkaha attım.Zaten sinirim de bozulmuştu.
''Ay kızım hadi gidelim de kıyafet seçelim.'' dedi.Onun da siniri bozulduğu belliydi.Beraber yukarı çıktığımızda aklıma kitaplığın arkasındaki gizli oda geldi.Ona gösterip göstermemek konusunda kararsız kaldım.Sonra aklıma defterler geldi.Ve karar verdim.Defterleri okuduktan sonra gerekirse söyleyecektim.Ona söyleyip bazı şeyleri mahvetmeyi düşünmüyordum açıkçası.
Gardrobumu açtım ve kırmızı bir elbise çıkardım.
''Bu olur mu?'' elbiseyi süzdü.
''Giy bakayım.'' kabinin arkasına geçtim ve elbiseyi giyip çıktım.Beni süzdü.
''Bu elbise seni kısa gösterdi.'' kaşlarımı kaldırdım ve gardrobu biraz daha karıştırıp yeşil bir etekle beyaz bir göbeği açıkta bırakan tişört çıkardım.
''Giy.'' giyip kabinden çıktım.Tekrar süzdü.
''Bu da kilolu gösterdi.'' oflayıp mavi uzun bir elbise çıkarıp giydim.
''Ay, bu pot durdu.'' dediğinde sabır dileyip sarı bir etekle siyah butik gömleğimi çıkardım ve giydim.Kabinden çıkmamla bana baktı.
''Bu ne böyle ya, kule gibi görünüyorsun.'' dediğinde ofladım.
''Ne giyeyim peki El?'' sırıtarak gardrobuma ilerledi ve en derinlerden siyah, kolları dantelli elbisemi çıkardı.
''Dene bakiyim şunu.'' gidip denedim.Çıktığımda ıslık öttürdü.(Medya)
''Fıstık gibi oldun.Şu ayakkabıları da giy bakiyim.'' verdiği krem renk kocaman topukları olan ayakkabıyı giydim.
''Ay, çok tatlı oldun.'' dolabımın diğer kısmını açtı ve saç taçlarımı koyduğum çekmeceyi açıp, siyah gülleri olan tacı çıkardı.
''Bunu da takarsın da, senin şu saçlarının yanlarına maşa yapalım.''
''Benim maşam yok.'' dedim muzipçe.Biraz düşünüp sırıttı.
''O zaman pipetle yaparız!''
-----------------------------------
Aynada kendimize baktık.Gerçekten enfes görünüyorduk.El saçımı yaparken bende Ardayı aramıştım ve Burak'ın da gelmesini söylemiştim.
El, kırmızı kısa, belinde siyah kemeri olan bir elbise giymişti ve altında da siyah topuklu ayakkabıları vardı.Saçlarını özenle düzleştirmişti.
''Hadi gidelim, sarı afet.'' dedi bana bakarak.Kahkaha attım ve beraber aşağı indik.Ardayla Burak aşağıda bizi bekliyorlardı.Biz aşağı indiğimizde ikisinin de dudaklarından dökülen kelimeler şunlardı:
''Vay anasını.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK YAZAR
TeenfikceOnunla tanıştıktan sonra adım Alexis değil Küçük Yazar olmuştu.Ben bunu ne kadar kabul etmesem de o ölürken bile bana Küçük Yazar demişti.İstesem de istemesem de ben onun Küçük Yazarıydım. Umudun, kaybetme korkusunun ve gerçekliğin hikayesi.