1.Bölüm

47K 1K 105
                                    

Her şey burada son buluyordu işte. Doğup büyüdüğüm yerden ayrılmak ne kadar zor olsada yapacak pek bir şey yoktu.

Ah üzgünüm kendimi tanıtmadım. Ben Eylül. 17 yaşında mavi gözlü kumral bir genç kızım. Yemek yemeyi her şeyden çok severim. Tabi birde yiyip yiyip kilo almayan vatandaşlar grubundanım. Herkes gibi benimde farklı ve başkalarından ayıran tek özelliğim bu zaten. Bende normal insanım yani.

Eşyalarımız kamyona yüklenmişti ve artık bu şehirden tamamen gidiyorduk. Babam polisti ve tayini Ankara'dan istanbul'a çıkmıştı. Ne kadar memleketimden ve arkadaşlarımdan ayrılmak zor olsa da yine de buna dayanabilirim sanırım.

Son kez evimize baktım ve arabamıza binmek için arka kapıyı açtım ve etrafıma son bir kez daha bakarak gözlerimin dolmasına izin vermeden arabaya bindim. Artık yeni bir hayat başlıyordu.Umarım İstanbul da sakin ve monoton geçen günlerle dolu bir hayatım olurdu. Acaba yeni okulum nasıldı? yeni arkaşlarım olacak mıydı? Yakışıklı çocuklar varmıydı? düşüncelerimden beni annemin sesi ayırdı;

"Kızım iki saattir sana sesleniyorum duymuyor musun?"diyerek önden bana doğru kafasını uzatan anneme baktım. Ha gayret anne. Birazdan başarırsın.

"Afedersin anne ne diyordun duymadım."

"Okulunu diyorum baban seni kayıt ettirmiş yarın da kıyafetlerini alırız. Yerleşme telaşıyla şimdi almazsak eğer sonra unuturuz zaten haftaya okullar açılıyor."

"Tamam anne."annemi çok seviyordum babamı da öyle. Bir dediklerini iki etmezdim. Tabi işime gelen şeylerde bunu yapardım.

Elimdeki telefon titremeye başlayınca ekranda Buse ismini görüp hemen telefonu açtım;

" Alo kuzen naber?" Buse benim kuzenimdi ve onu kardeşim gibi görürdüm oda İstanbulda babasıyla beraber yaşıyordu.

"İyi kuzen senden?"

"İyi bende yola çıktınızmı diye aramıştım"

"Yeni çıktık daha yolumuz var ben seni sonra ararım. Öptüm bayyy." dedim ve cevap vermesine fırsat vermeden telefonu kapattım. En çok sinir olduğu şeydir telefonun yüzüne kapatılması. Onu sinir etmeyi her zaman severim.

Babama radyoyu açmayınca bende üşengeçlikten söylemedim ve daha çok fazla yolumuz olduğunu varsayarak kulaklıklarımı takıp direk uyuma moduna geçtim.

Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama annem beni uyandırmak için kendini sokmadığı şekil kalmamıştı. Kolumun acısıyla başımı koluma çevirdim. Oha lan morarmış. E tabi uykum ağır olursa. Camdan dışarı baktığımda yeni evimize geldiğimizi gördüm.

Arabadan iner inmez Buse üzerime atlamıştı. En son 3 sene önce görüşmüştük. Baya bir hasret giderdikten sonra eşyaların taşınmasına yardım ettim. Evimiz 3.kattaydı. Taşınma işi bittikten sonra eve girmiş eşyalarımın bazılarını yerleştirmeye başlamıştım .

Gece saat 12 olunca göz kapaklarım ağırlaşmaya başlamıştı. Bende direk odama gidip yatağıma yattım. Yeni bir hayat başlıyordu Umarım güzel bir başlangıç olurdu benim için...

Arkadaşlar ilk bölümü gerçekten çok kötü yazdım . Eğer okumaya devam ederseniz gerçekten beğeneceğinize inanıyorum. Hiç değilse bir bölüm daha okuyun. Sizleri seviyorum...

SERSERİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin