2.Bölüm

26.4K 856 135
                                    

Sabah gözlerimi perdeden sızıp içeri giren güneş ışıklarıyla beraber açtım. Şaka lan şaka nerde bende o şans. Sizde hemen inandınız dimi.

Sabah üzerimi giyinip mutfağa gittim. Annem kahvaltı hazırlıyordu. Bende ona yardım ettim ve beraber güzel bir kahvaltı hazırladık. Babam da gelince masaya oturduk.Tam çatalımı elime aldığımda annem;

"Eylül kalk kızım ekmeği unuttuk. Bir koşu ekmek al da gel" niye ben ya offff. Neyse annemden parayı alıp gittim. Üzerimde dar paça siyah bir pantalon ve kırmızı kareli bir gömlek vardı. Ayağıma spor ayakkabılarımı da giyip evden çıktım.

Tabi marketin nerede olduğunu bilabilirsem çok sevinicem ama neyse bulucaz artık.

Ne kadar uzaklaştım bilmiyorum ama en sonunda bir market bulabilmiştim.

Elimdeki iki ekmekle beraber pepe'nin iki ekmek şarkısını söyleyerek giderken biraz da olsa çevreyi keşfetmiştim. Tam apartmana girerken sert bir şeye çarptım. Ya ağaç yada dire- oha lan taş. Yani meteor anlamda taş of anladınız siz onu. Ben hala yerde otururken bir el uzandı. Kafamı kaldırdığımda bana beklentiyle baktı. Ama sen öyle bakma ya.

Elini tuttum beni ayağa kaldırdı. Tam ben özür dileyecekken;

"Özür dilerim seni görmedim. İyimisin?"Dedi. Sesi az da olsa endişeli çıkmıştı.

"Evet iyiyim bir şeyim yok."yalan. Külliyen yalan. Popom çok fena acıyordu.

"Bu arada ben Batu." Dedi elini uzatarak. İlk başta o yakışıklı yüzüne bakmaktan elini sıkmayı unuttum. Daha sonra hemen elini sıkarak;

"Bende Eylül."dedim küçük bir tebessümle.

"Seni daha önce hiç burada
görmemiştim."

"Dün bu apartmana 3.kata taşındık. Sen nerede oturuyorsun?"nolur bizim apartman olsun. Nolur bizim kat olsun. Nolur bizim ev olsu- oha o kadar da değil.

"Şansa bak demek karşı komşun oldum ha?" Karşısında bir an göbek atasım geldi. Ben bizim apartmanda olması için dua ederken, birde karşı komşu olduk.

"Gerçekten mi ?hiç arkadaş edinemem diye korkuyordum ama şimdiden bir tane oldu." konuşmamızı bölen annemin camdan bana bağırmasıyla son buldu ikimizde kafamızı yukarı çevirdik;

"Kızım seni bekliyoruz çaylar soğudu bak valla beni aşağı getirtme oklavayı kafana yersin."Batu gülerken ben acaba hangi taşın altına saklansam diyordum. Ah anne beni rezil ettin.

"Eve git istersen. Mazallah oklavayı kafana yersin." Aha valla rezil oldum. Batu da bunu anlamış u ki;

"Neyse sonra görüşürüz." dedi ve benim bir şey söylememe fırsat vermeden gitti. Ben arkasından ona aval aval bakarken o arkasını dönüp geri geri gitmeye başladı.

"Söylediğin şarkıyı çok beğendim. Tanıdığımız bir şarkıcı dan mı acaba?"diyerek gülmeye başladı.

"Pepeeyi tanımıyormusun yoksa sen?"diye sorunca Batunun gülmesi dahada arttı.

"Küçük kuzenimin hiç gözlerini ayırmadan izlediği o çizgi film mi? Evet biliyorum ama sadece biliyorum. Sonuçta kuzenimle ben bir değiliz."dedi ve göz kırparak uzaklaştı.

Bir kaç saniye sonra yaptığımı fark edip kendimi taşlara vurasım geldi. Ben pepe izlediğimi Batuya mı söylemiştim yani? Amaaan olan oldu bi kere. İleriye bakalım biz. Bulunduğum yerden ayrılarak eve gittim. Annem;

"Bugün okul formalarını almaya gidicez." dedi bende tamam dedim ve kahvaltımı yaptım. Kahvaltımı yaptıktan sonra bavulumdan kıyafet aramaya başlamıştım. En son üzerime siyah bi şort ve beyaz bir tişört giydim. Tişörtü şortun içine soktum ve aynanın karşısına geçtim. Babam makyaj yapmama kızıyordu çünkü bu yaşta cildimi korumam gerektiğini söylüyordu. Sadece birazcık kapatıcı sürdüm. Saçlarımı düzleştirdim. Çantama birşeyler atıp dışarı çıktım.

Annemi beklerken apartmanın bahçesinde biraz dolaştım. Annemde gelince birlikte alışveriş merkezine gittik. Okul formalarımı alıp annemle bir yerde birşeyler içtik.

Eve giderken poşetleri anneme verip biraz dolaşıcağımı söyledim. Annemde poşetleri alıp gidince bende biraz dolaştım. Bir parka geldiğimde boş bir banka oturdum ve çantamdaki çikolata paketini açıp yemeye başladım.

Parktaki çocukları seyrederken izlenildiğim hissine kapıldım. Çevreme baktığımda kimseyi göremedim. Bende kalkıp eve doğru yürümeye başladım. Aradan ne kadar zaman geçtiğini bilmiyorum ama etrafıma baktığımda evden baya bir uzaklaştığını anladım. Ayrıca buna ek olarak bir de hava kararıyordu. Aha sıçtım.

Çok güzel ya! kayboldum resmen. Ara sokaklardan geçmeye çalışırsam böyle olur işte. Havada daha da kararmaya başlamıştı. Tırsmıyorum da değil yani. Bende annemi arayayım. Telefonumu çantamdan çıkardım ve annemi aradım;

"Alo kızım nerdesin çok merak ettik seni."

"Anne ben kaybol-" hay ben böyle şansın içine edeyim. Napıcaksın şimdi Eylül?telefonun şarjıda bitti.

Arkamı dönüp yürümeye başladım . Bir kaç sarhoş çocuk vardı. Kör kütük sarhoş oldukları her hallerinden belliydi çünkü sürekli yalpalayarak yürüyorlardı ve ağızlarını yaya yaya konuşuyorlardı. Tabanları yağlama vakti .Koş eylül koş. Tam arkamı dönmüş gidiyordumki belimde bir çift el hissettim. İşte şimdi sıçtın Eylül...

Bu bölümü ilknurvioletta kişisine ithaf ediyorum. Umarım beğenirsiniz .iyi okumalar...

SERSERİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin