6.Bölüm

17.5K 647 34
                                    

"Eylül kız ben kime diyorum kalksana!" gözlerimi yavaş yavaş açtım. Annem karşımda yemekte giydiği kıyafetlerle duruyordu. Bir dakika! ben rüya mı gördüm yani?ohh şu anda göbek atasım var. Üst komşum Doruk değil ama garip bir rüyaydı. Neyse. Misafirler gelmeye başlamıştı ama bu sefer tam 3 erkek vardı.

Yine tabu oynadık. Bu sefer Batu ve ben olduk. Tabikide biz yendik. Sonra annem geldi ve ;

"Hadi kızım şunları alda o öğrencilere götür." dedi ve elime bir sürü yemek kabı verdi. Bende hemen Batuya haber verip beraber yukarı çıktık. Kapıyı çaldığımızda üniversite çağında bir genç kapıyı açtığında derin bir nefes verdim. Bu kişinin Doruk olmasından korkuyordum. Yemekleri uzatıp;

"Merhaba ben alt katta oturuyorum. Annem apartmandaki kişilerle tanışmak amacıyla bir yemek düzenledi. Sizin de müsait olmadığınızı düşünerek size yemek gönderdi." dedim tek nefeste. Çocuk yemekleri aldıktan sonra piç bir sırıtış gönderdi ve;

"İstersen beraber yiyelim ha? Ne dersin? Hem evde boş." dedi beni süzdükten sonra.

"Ne diyorsun lan sen piç!" diye bir anda Batu kükredi;

"Batu tamam sakin ol." dedim ve çocuğa dönerek;

"Size afiyet olsun biz gidelim artık." dedim ve arkamı dönüp merdivenleri inmeye başladım. İlk basamakta üniversite li;

"Yine beklerim ." dedi. Arkamı dönmeden inmeye devam ederken Batu hemen yukarı çıkıp çocuğa bir yumruk attı ve;

"İçimde kalmasın." dedi ve bana dönerek merdivenleri inmeye başladı. Sonra bende aşağıya inmeye başladım. Eve girdiğimizde direk odama girip kapıyı büyük bir gürültüyle çarptı.

"Nasıl bu kadar rahat olabiliyor ya." dedi alayla gülümseyerek.

"Tamam ya geçti gitti boşver." dedim.

"Nasıl geçti gitti ya resmen sana yavşadı." iyide ona ne? Tamam hoşlanıyor olabilir belki ama neden beni bu kadar koruyor ki?

"İyide neden bu kadar sinirlendin ki?" diye sordum. Bir an yerinde durdu ve yüzüme bakmaya başladı. Sanki cevap bulamıyor gibiydi.

"Neden çünkü" bir an duraksadıktan sonra;

"Çünkü sen benim arkadaşımsın." dedi. Bende yedim!bari kardeşim falan dese. Neyse. Bende inanmış gibi yapıp odamdaki puf koltuğa oturduk. Odamı anlatacak olursam geneli turkuaz renginden oluşturan bir oda. Öyle pek fazla bir şey yok sıradan bir oda işte.

Biz öyle boş boş otururken annem içeri daldı. İnsan bir kapı çalar yani!

"Hadi çocuklar aileleriniz gidiyor." dedi ve ardından odam boşaldı. Saate baktığımda saat gece 11i geçiyordu. Bende pijamalarımı giyip yattım.

----------

Sabah okula gitmek için hazırlandığımda kahvaltımı etmeden dışarı çıktım ve kulaklığı mı takıp yürümeye başladım. Okula gittiğimde Tuğçe daha gelmemişti. Bende dünkü rüyamı düşünmeye başladım. Hakikaten saçmaydı. Bence düşünmeye bile gerek yok yani. Kapıdan içeri Doruk girdiğinde gözlerimi o tarafa çevirdim. Yani tam bir kötü çocuk havası vardı.

Sırasına oturduktan sonra ne yaptı bilmiyorum ama beni izlediğini biliyordum. Bakışları sırtımı delip geçecek gibi bir hali var sanki. Arkama dönüp baktığımda o kadar çok yüzü kızarmıştı ki sanki bir şeye sinirlenmiş gibiydi. Daha sonra sıradan kalktığı gibi gitti. Ben bu haline şaşırırken içeri Tuğçe girdi.

"Bunun hali ne böyle sanki fırından çıkmış gibi yüzü kızarmış." dedi. Biz ikimiz kahkahalarla boğulurken Berkin beni kapıdan izlediğini farkettim. Kahkaham yarıda kesilirken kendimi toparladım. Sinir oluyorum şu çocuğa ya. Tuğçeyi yerinden kaldırıp yerine kendisi oturdu. Pişmiş kelle gibi sırıtıp;

"Naber eylül?" dedi. Bende cevap verdim;

"İyi." dedim sadece. Bu bile ona yeter di bence. Sınıfa Doruk girip bizi yan yana görünce sınıftan tekrar çıktı. Derdi ne ki?

"Hadi kantine gidip bir şeyler içelim. Ne dersin?" dedi piç smile yaparak. Bende;

"Biz Tuğçeyle birlikte dışarı çıkıcaz. Hadi Tuğçe." dedim ve Tuğçeyi peşime takıp yürüdüm. Kapıdan çıkarken;

"Böyle yaparak benden kaçmaya çalışıyorsun ama sen kaçtıkça sana olan ilgim daha da artıyor." dedi. Bende ona arkamı dönüp;

"Umrumda mı sanıyorsun?" diye sorunca yüzündeki gülümseme yavaş yavaş soldu. Yerini kasılmış bir yüz ifadesi almıştı.

Dışarı çıktığımızda bir banka oturduk. Daha sonra biraz etrafı incelemeye başladım. Telefonum titreşince ekrana yazan isme bakıp sırıttım. Okulda telefon yasaktı ama teneffüs lerde bir şey demiyorlardı. Telefonu açtığımda;

"Okulun kapısına bak. "Dedi ve pat diye telefonu kapattım. Okulun kapısına baktığımda hiçbir şey yoktu. Telefonum tekrar titreşince hemen açtım;

"Sen benimle dalgamı geçiyorsun aptal! "Dedim sinirli çıkartmaya çalıştığım sesimle.

"Sensin aptal. Gerizekalı okulun giriş kapısına bak. "Dedi gülerek.

Pek bir şey anlamadım ama kafamı kapıya çevirdiğimde gözlerim iri iri oldu. Oturduğum yerden kalkarken oda bana gelmeye başlamıştı. Takıldığım tek bir soru vardı.

Onun burada ne işi var?

Merhaba arkadaşlar hikâyeyi yayımlayamadım.Umarım beğenirsiniz. Bu arada bölüm soruları sormayı planlıyorum çünkü bazı yerlerde tıkanıyorum ve bu yüzden bölüm geç geliyor.lütfen yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin.iyi okumalar...

SERSERİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin