18.BÖLÜM

12.9K 451 60
                                    

O gün o kadar güzeldi ki hala aklımdan çıkartamıyordum. Ah tabi siz olayların hepsini bilmiyorsunuz. Doruk bana çıkma teklifi ettikten sonra bir yerde beraber yemek yedik ve beni eve bıraktı. Açıkçası pek fazla bir şey olmadı (yazar o çıkma teklifini hiç kıskanmadı). Yarın okul olduğu için de hemen yattım.

Sabah kalktığımda banyodaki rutin işlerimi halledip formalarımı giymek için odama döndüm. Formalarımı giydikten sonra çantama kitaplarımı koyup aşağı indim. Sınavlarımız yaklaşmıştı ve açıkçası ben hiçbir şey bilmiyordum. Ayrıca üniversite sınavlarına hazırlanmaya başlamam gerekirdi. Notlarım yüksekti ve her dönem taktir alan bir öğrenciydim. Okulumda her zaman ilk beşe girerdim ve diş hekimliği okumak istiyordum. Annem ve babam avukat olmamı istiyordu ama ben diş hekimi olmak istiyordum ve bu benim küçüklükten beri hayalimdi. Kahvaltı etmeden dışarı çıktığımda akşam annemin bana terlik fırlatıcağını düşününce tüylerim diken diken oldu. Ama napayım sabahları bazen hiç canım istemiyordu. Kulaklığımı takıp okula doğru yürümeye başladım ama bir anda yanımda siyah bir Lamborghini belirdi. Ben arabaya ağzımın suyunu akıtarak bakarken bir anda camı aralandı ve Doruk göründü.

"Atla." dedi sert bir ses tonuyla. Neden böyle sert olduğunu anlamadım. Hemen arabaya binip kemerimi bağladım.

"Bu eteğin boyu ne böyle? Hem ben sana demedim mi bundan sonra seni evden ben alıp, okuldan eve ben götürücem diye?" ardı ardına tekrarladığı cümleler beni mutlu etmişti.

"Birincisi eteğimin boyu normal bence. İkinciside onu unutmuşum özür dilerim." dedim mahçup olmuş bir ifadeyle. Kabanım eteğimle aynı boydaydı ve evet bu şekilde kısa görünüyordu ama aslında değildi. Aklına bir şey gelmiş gibi piç bir sırıtışla önüne döndü ve arabayı çalıştırdı. Ben okula gideceğimizi sanarken bir anda U dönüşü yaparak ters istikamette gitmeye başladı.

"Napıyosun ya sen? Okula gitmemiz lazım." dedim ona dönerek.

"Sen bu etekle hiç bir yere gidemezsin küçük hanım. Bu yüzden daha çok eteğe benzer bir etek alıcaz ve sende buna itiraz edemezsin."

"Ya devamsızlık diz boyu. Sınıfta kalıcağız. Belki senin için sorun olmayabilir ama benim için çok büyük bir sorun." dedim. O anda araba durdu ve arabadan indi. Arabanın etrafından dolanıp benim yapımı açtı. Ben kollarımı bağlayıp arabada oturmaya devam edince vana bıkkın bir şekilde bakıp;

"Eylül hadi çocukluk yapma da in şu arabadan." dedi. Ben arabadan inmeyince;

"Peki sen bilirsin." dediği an kendimi dışarıda, onun kolları arasında buldum. Beni kolumdan çektiği için yere kapaklanmaktan son anda onun kolları sayesinde kurtulmuştum ama şu anki pozisyonumuz hiç iyi değildi. Dudaklarımızın arasında bir kaç santim vardı ve bu mesafe kalp atışlarımın düzenini bozuyordu. Dudaklarıma küçük bir buse kondurup doğruldu ve;

"Hadi etek almaya gidelim."dedi. Az önceki olayın şokundan hala kurtulamamış olmamdan yararlanarak beni alışveriş merkezine sürükledi. Mağazaya girdiğimizde karşımıza çıkan kaslı ve 20 li yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim bir görevli yanımıza geldi (ne zaman gratis'e gitsem karşıma çıkan görevlilere selamlar) ve ;

"Buyrun efendim yardımcı olayım." dedi. Doruk önce çocuğu bir süzdü ve;

"Ben sana yardımcı olucam sen hiç merak etme." dedi sert bir tavırla. Çocuk ta bundan korkmuş olucak ki hemen geri çekildi. Benim çocuğa baktığımı görünce;

"Sende önüne dön." dedi. Bir an gözlerinden alev çıkacağını sandığım için hemen formaların olduğu tarafa yöneldim. Benim yaşlarımdaki üç kız birbirlerine Doruğu gösterip gülmeye başladılar. Sinirlerim bir anda tavan yapmıştı. O sırada Doruk elime iki tane etek tutuşturup beni kabine doğru sürükledi. Kabinde eteklerden biri dizlerimin aşağısında olduğu için direk eledim. Diğeri daha iyiydi ve dizlerimin bir karış yukarısındaydı. Hemen giyip dışarı çıktım ve Doruk anında yanıma damladı;

SERSERİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin