SERSERİ

38.BÖLÜM

"Ya gitmez misin sen ya! Uykum var benim uyuycam ben! "

"Ya kızım salak mısın sen ya? Ah doğru ya tabikide salaksın. Doruk seni aşağıda bekliyor sen ise hala burada yorganla ilişki yaşıyorsun."diyen Buse yorganımı çekmeye çalışınca direk yorgana yapıştım.

"Ya annemden kurtuldum sen başladın. Siz benim başıma belasımısı- ahhhh noluyo ya! "Kendimi bir anda havada bulunca ne olduğunu anlamadım bile.

"Evet küçük hanım ya beş dakika içinde hazırlanıp aşağı inersin ve biz güzelce okula gideriz yada seni pembe ayıcıklı pijamalarınla okula götürürüm ki bunu hiç istemem çünkü aşırı tatlısın. Niye bu kadar tatlısın ki? Neyse ben aşağı iniyorum beş dakikan başladı."diyerek aşağı indi. Bir kaç saniyenin ardından gerçekten yapacağını fark ederek hızlıca giyinmeye başladım. Makyaj masama geçerek hızlıca bir rimel ve kırmızı-pembe arası renkte bir ruj sürdüm. Saçlarımı da hızlıca düzelterek çantamı aldım ve direk aşağı indim. Koltukta sabırsız olduğu her halinden belli olan Doruk'un yanına giderek yanağından hızlıca öpüp geri çekildim. Aynı hızla kapıya doğru gidip ayakkabılarımı giydim ve kapıyı açıp dışarı çıkacaktım ki bir el beni bileğimden tutup hızlıca kendine çevirdi. Doruk beni kapı ile kendi arasına sıkıştırarak çıkmamı engelledi.

"Yangından mal kaçırır gibi ne bu acele? Ya beni öpmeyecektin yada tam öpecektin. Evet nerede kalmıştık?"diyerek dudaklarıma yaklaşmaya başladı. Ben anın büyüsüne kapılıp gözlerimi kapatırken Doruk ellerini yanaklarıma koydu. O sırada arkadan gelen öksürük sesiyle beraber ikimiz de mıknatısın ters kutupları gibi birbirimizden uzaklaştık.

"Yani olan var olmayan var. Ayıp olmuyor mu be enişte."diyerek yakınan Buseye gülümsedim. Dorukta gülünce Buse beni kenara iterek kapıyı araladı ve dışarı çıktı. Doruk kapı kapanınca gözlerini gözlerime kenetledi ve uzun uzun baktı. Sonra dudaklarını alnıma bastırarak geri çekildi ve elimi tutarak beni dışarı çıkardı. Kapıyı da kapatıp beraber arabaya doğru ilerledik. Arka koltukta telefonuyla ilgilenen Buseye baktım. Ona da artık sevgili bulmak şart olmuştu resmen.

"Ya ben okula gitmek istemiyorum ama ya! "Diyerek hayıflanan Buseye bıkkınlıkla baktım.

"Oldu canım başka bir emrin? Devamsızlık zaten diz boyu. Ayrıca hem sınavlar başlayacak hem de üniversite sınavı git gide yaklaşıyor. Okula gitmeyelim de ne yapalım yani?"diyerek önüme döndüm.

"Lanet olsun okulu icat edene! "Diyerek geri yaslandı. Onun bu hali benim gülümsememe sebep olurken bir kaç dakika sonra da okula vardık zaten. Hızlıca arabadan inerek hep beraber sınıfa çıktık. Merdivenleri çıkarken Doruk bir anda elimi tutunca ona baktım.

"Ne yapıyorsun hocalar görecek. "Dediğimde bana bakmadan konuştu.

"Sence umurumda mı?"diyerek merdivenleri çıkmaya devam etti. Tam merdiveninleri çıkıp koridora geldiğimizde Batuyu gördük. Bende birden ne oldu diyorum. Tabiki de Batuyu gördü.

Bir kat daha merdiven çıkınca nihayetinde sınıfa gelebildik. Dorukla beraber sıramıza geçince cam kenarına ben oturdum. Annemle uzun zamandır görüşmediğim aklıma gelince annemi aradım. Doruk zaten çoktan başka alemlere dalmıştı bile.

Telefonumu açıp annemi aradım. Bir kaç çalıştan sonra nihayetinde telefonu açabilmişti.

"Alo annem nasılsın? "Diye gülerek sordum. Dorukun bakışları bana dönünce ona bakmadan annemi dinledim.

"İyiyim kızım da yorgunum biraz. Malûm. Düğün telaşı içindeyiz."dediğinde söylediklerine bir türlü anlam veremedim.

"Düğün derken?"konuyu bilmediğim için kaşlarım çatılırken Doruk işaret parmağını alnımda gezdirerek kırışık olan alnımı düzeltti.