SI - Bölüm 23

325 35 2
                                    


Helena telefonuna gelen mesajı okurken, yanında duran sandalyeden destek aldı. Mary'i araştırmasını istediği arkadaşı ona akla hayale sığmayacak bilgiler göndermiş. Helena'yı bir cenazenin ortasında sinir krizi geçirebilecek hale getirmişti.

"Benden kadını araştırmamı istediğinden bu yana sürekli takipteyim, başta seni uyarmam gerekiyor Helena. Çünkü öfkenin yapabileceklerini biliyorum. Bahsedeceğim konuya Adele dahil mi, yoksa değil mi? Bilmiyorum.

Mary'nin bilgisayarında böyle binlerce fotoğraf vardı, bunların onun çekimi olup olmadığını bilmiyorum. Sadece kontrol et ve bebeği o kadından uzak tut."

Mesaja eklenen fotoğraflara bakarken, istemsizce olduğu yerde çöktü. Çıplak bebek bedenleri acımasızca sergilenmiş. Bazı fotoğraflarda küçücük bedenlerine büyük eller değmişti. Kadın gözlerine dolan yaşları elinin tersiyle silerken, burada tepki vermemesi gerektiğini düşündü. Adele, Hector'un yanında güvendeydi. O yanındayken, kimse bebeğe zarar veremez, ondan faydalanamazdı. Kitlenen çenesini açmak için sakinleşmeye çalıştı, tırnakları avuç içlerine batıyor. Avcundan damlayan kan, ten rengi çorabının üstünde ince bir yol oluşturuyordu. Kızıl bir öfkeyle etrafını süzdü. Gözlerine dolan yaşları akıttı. Sharon'ın yanına çöktüğünü elinde duran telefonu alıp, ekranına göz attığını gördü.

"Siktir" diye mırıldandı kadın hafifçe. Telefonu cebine atıp, Helena'yı çöktüğü yerden kaldırırken küfretmeye devam ediyordu. Helena, yanan gözlerle Mary'e doğru baktığında kadının Julienn'le konuştuğunu farketti. Karnını hafifçe okşuyor, her zaman gülen sahtekar gözleriyle ona bakıyordu.

"Beni tut" diye fısıldadı Sharon'a sıkılmaktan kırılma seviyesine gelmiş dişlerinin arasından "Beni tut, yoksa o sürtüğü öldüreceğim. Ashley'in yanına onu da gömmek zorunda kalacaklar"

Sharon kafasını sallarken, kadını hızlıca içeri çekti. Onlara şaşkınca bakan din adamını umursamadan Helena'nın şık elbisesinin yakasını açarken bir yandan söyleniyor, diğer yandan kadının kanayan avuçları için temiz bir bez istiyordu. Kendisinin de öfkeden kudurmasına rağmen Helena'nın olay çıkarmasına izin veremezdi. Arkadaşının buz gibi bakan öfkeli gözlerine baktığında "Cinayet işleyebilir" diye düşündü, tedirginlikle. Şu an onu bıraksa, kadının gidip Mary'i paramparça edeceğini biliyordu.

Kadının Adele'e dokunup dokunmaması önemli değildi. Helena ekranda gördüğü pedofili hastalarını bile öldürmek isterken, yakınında olan birini öldürmeden bırakmazdı. "Şimdi" dedi kadının çenesini kaldırıp gözlerini gözleriyle buluşturduğu sırada "Kaç yıldır arkadaşız Helena?"

Helena, bir an Sharon'ın çenesine bir yumruk patlatıp onun ellerinden kurtulma güdüsüyle savaştı. Gidip o kadını öldürmeli ve dünyadan bir pisliği temizlemeliydi. Bu kadar basit, dedi içindeki ses. Gider boynunu kırarsın, olur biter.

"Bana bak Hell" diye mırıldandı Sharon yeniden. Arkalarında endişeyle koşturan din görevlilerini önemsemiyor, direkt olarak kadının gözlerine bakıyordu. "Beni zor kullanmak zorunda bırakmayacaksın, değil mi?"

"Fiziksel olarak senden çok daha güçlüyüm" dedi Helena, ona alaycı bir şekilde gülerken "Sen beni yere serene kadar kolunu kırabilirim"

Sharon derin bir nefes aldı. Helena'yı durdurabilecek şeyin ne olduğunu tam olarak biliyordu. Öfkesini unutturacak kadar afallamasını sağlayabilirdi. "Hector kalbimi, Helena kalbimi kırmış olur" diye mırıldandı hafifçe. "Abinden çocuk aldırdığımı biliyor muydun?"

Helena'nın öfkeli yüzünün bir an için bomboş kaldığını ardından derin bir şaşkınlıkla dalgalandığını gördü. Gözlerindeki hayreti okuyabiliyor, onun içine saldığı merak ve hüznü görebiliyordu. Bebeğine veda ettiği günü hatırladığında hafifçe titredi. Hector, ilişkilerinin yürümeyeceğini açıkça belirtmiş. Onu ortada bırakmıştı, elbette bebekleri olacağını bilseydi böyle bir şey yapmazdı ama... ama Sharon onun sadece bebek yüzünden kendisiyle kalmasını kabullenemezdi.

Sahne IsıklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin