"Kendi kız kardeşimi doğrasam kaç yıl hapis yatarım" diye sordu Helena, elini başına yaslamış, bezgin bir şekilde telefona bakıyordu. "Kendine Noel hediyesi almak için kredi kartımı istiyor."
"En azından pratik" diye mırıldandı Mia "Jason, ona ne alsam burun kıvırıyor." Hafifçe güldükten sonra arkadaşının omzunu sıvazladı. "Ergenlerle uğraşmak için fazla genciz."
Helena, bu ay ne kadar parasının gideceğini hesaplamaya çalışırken arkadaşını başıyla onayladı. Ava, bir aileyi batırabilecek kadar çok alışveriş yapıyordu. Kitap almasa, Helena söyleyecek çok şey bulurdu ama genç kız tüm parasını kitaplara ve koleksiyonunu yaptığı ilginç oyuncaklara yatırıyordu. Helena, genç kızken abisinin ve ablasının paralarını nasıl söğüşlediğini hatırladığında anne-babasına bir çocuk daha yapmalarını önermeyi düşündü. Belki bu sayede Ava, kardeşe para yedirmenin nasıl bir şey olduğunu anlayabilirdi.
Julienn arkadaşlarını dinlemek yerine biraz ileride yere eğilmiş, muhtemelen kardeşi olan küçük kızın ayakkabı bağcıklarıyla uğraşan gence bakıyordu. "Tanrım" diye homurdandı hafifçe "Şu sırta bakar mısınız?"
Helena başını kaldırıp, Julienn'in işaret ettiği yere baktıktan hemen sonra iç çekerek hamburgerine geri döndü. Çocuk –gerçekten çocuk- 21 yaşında bile göstermiyordu, bedenini ne kadar iyi geliştirmiş olursa olsun, sonuçta o bir çocuktu. "O bir çocuk" dedi düşüncelerini seslendirerek "Biraz daha bakarsan tutunaklanabilirsin."
Mia, Julienn'in gösterdiği genci alıcı gözüyle süzerken "Güzel bir sırtı ve harika poposu olan bir çocuk" dedi, neredeyse hülyalı bir sesle. "Yine de bizim için çok küçük olduğunu kabul etmeliyim"
Julienn, genç adamın ayağa kalkışını ve onlara kısa bir bakış atışını izledi. Gencin duruşu değişmiş, hareketleri bariz şekilde göze batar olmuştu. "Havaya girdi" dedi kıkırdayarak "Gençler kendilerini gizleyemiyorlar, zavallı küçüğüm"
Helena hamburgerinden bir ısırık alırken, genç adamın bakışlarını üstünde hissedebiliyordu. Önemsemden kolasına uzanırken, Julienn'in şakacı bakışlarına ve yüzüne oturtmaya çalıştığı kıskanç ifadeye takıldı. Ailesinden gelen gen geçmişi yüzünden her zaman arkadaşlarından daha genç gözükmüştü ve Julienn eline geçen her fırsatta bu yüzden onunla dalga geçerdi. İlk başlarda olumsuz bir özellik olan bu durum, yaşları ilerledikçe kızların ona daha çok takılmalarına neden olmuştu. Helena genç gösteren, olgun bir kadındı. Eh, dedi kendi kendine gülerken en azından olgun sayılabilirdi.
"Sanki daha olgun olanlar duygularını gizleyebiliyor" dedi Mia, ağzına bir patates atarken. Eğer bakışlar suç sayılsaydı; Christian Northman, Helena'ya attığı tek bakış yüzünden bile tutuklanabilirdi. Adamın, Helena'ya attığı bakışları düşündükçe bile karnının altında bir şeyler kımıldanıyordu. Bir erkeğin bana öyle baktığı günleri görebilecek miyim?, diye düşündü elinin üstüne yaslanırken. Christian ve Helena'nın neden ayrı durduklarını anlayamıyordu, enerjileri birbirilerine yaklaştıkları anda sevişmeye başlamasına rağmen bedenleri birbirlerinden uzakta kalmak için çırpınıyordu. Mia, Christian'ın da çatlak olduğuna karar verdi.
"Erkekler devreye penisleri girdiğinde gizlenemezler" diye homurdandı Helena, genç adamın bakışlarını hala hissedebiliyor, bu yüzden kendini rahatsız hissediyordu. Beyni uyuşmaya, midesi bulanmaya başlamıştı. "Şu çocuğun bakışlarını kendi üstünüze çekin" diye mırıldandı, kolasından bir yudum alıp. Başı dönmeye başlamıştı ve kahrolası psikoloğun dediği gibi derin nefesler de alamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sahne Isıkları
RomansaNe kadar basit geliyor, degil mi? Birine carparsın ve asık olursun. Christian Northman içine girdigi sahte dünyaya uyum sağlamaya baslamıştı. İnsanların kirli oyunlarını önemsemiyor, kendi halinde bir yasam sürdürmeye calısıyordu. Hayatında her seyi...