SI- Giriş

1.9K 79 4
                                    

Giris

 

 

 

Christian Northman uzun bir süre sonra ilk defa güne erken başlamıştı. Henüz alışamadığı evinin, şehrin kirli görüntüsünü -bazıları buna muhteşem diyor- gören penceresine doğru bakıp hafifçe iç geçirdi. Burayı sevdiği söylenemezdi. Büyüdüğü evin sakin sabahlarını, köpeğinin yatağının köşesinde durup havlamasını ve annesinin mırıltılarını tüm bunlara tercih ederdi. Elleri üzerinde doğruldu ve yataktan kalktı. 18 yaşından bu yana özenle şekillendirdiği bedeni kusursuz bir görüntü veriyordu. Aynada kendini incelerken tembelce gülümsedi. Kusursuzdu. Peki ya ruhu? Northman kendini kandırmak istercesine omuz silkti. Bu mesleği yapıyorsa katlanması gereken zorluklar olacaktı elbet. Evinden uzak kalmak, insanlara güvenememek, arzu ettiklerinin tümünü yapamamak gibi.

Hızlıca giyindi ve bu defa korumasını beklemeden dışarı çıktı. Sabahın bu saatinde kimse onu gözlemezdi, bu evi kimse bilmiyordu. Ayrıca son çektiği polisiye türündeki filmden sonra hiçkimse üstüne atlayıp onu öldürmek istememişti. Bir daha fantastik film yok, diye homurdandı ayakkabılarının bağlarını sağlamlaştırırken. Kadınlarla uğraşmaya alışıktı fakat genç kızlar ve neredeyse çocuk sayılacak olan küçükler…İşte onlar biraz sorun oluyordu. Merdivenlerden hızla inerken kafası günlük problemlerle doluydu. Büyük dış kapıyı açtı ve sokağa ilk adımını attı. Soğuk hava yüzüne çarparken o adımlarını küçük atmayı seçiyordu. Gençken günün ilk saatlerinde sokaklarda dolaşmayı severdi. Gürültü henüz başlamamışken, insanlar yataklarında uyurken dolaşmak ona özgür hissettirirdi. O zamanlar birkaç dizide oynamış, adı duyulsa da bu kadar ünlenmemişti. Bazı anlarda bir borsacının 5 oğlundan dördüncüsü olmayı özlüyordu.

Önce caddenin başından hızla gelen siyah arabanın motor sesini duydu ve hemen arkasından hızlanan ayak sesleri geldi. Oh! Lütfen Tanrım, diye düşündü kederle. Hayranlarına değer veriyordu fakat en azından sabahları yalnız kalmak onun hakkıydı. Bezginlikle başını kaldırdığında ona doğru gelen kadınla karşılaştı. Kadın, uzun ince bedeni ve şık giyimiyle dikkat çekiciydi ve açıkça görülüyordu ki onunla ilgilenmiyordu. “Bu saatte burada ne arıyor?” diye düşündü Christian, kadını net görebilmek için yavaşlarken. Yüksek ökçeleriyle neredeyse koşarak gelen kadın hafifçe ona çarptı. Bedenleri kısacık bir an birbirine yapışık kaldıktan hemen sonra ayrıldı. Kadının mavi gözleri onun gözlerine usulca değip ayrıldı.

Christian yüzüne çarpan uzun saçların kokusuyla afallamıştı. Kadın hafifçe “Özür dilerim,” diye mırıldandı ve hızla yoluna devam etti. Onu umursamamış, kim olduğuna dönüp bakmamıştı bile. Hayat çektiğim filmler gibi değil, diye mırıldandı Christian gülerek. Aniden fren yapan siyah arabanın kapısı açıldı ve kadın hızla arabaya bindi. Kadını görmek için arabaya doğru baksa da onu göremedi.  

Northman eve geldiğinde olanları unutmuştu. Yaptığı yürüyüş uykusunu ve bacaklarını açmıştı. Buzdolabından çıkardığı sütü kafasına dikerek televizyon odasına ilerledi. Brian onu arayıp spor salonuna sürükleyene kadar birkaç saati vardı. Yayıldı ve televizyon izlemeye başladı.

***

Sahne IsıklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin