SI - Bölüm 18

469 36 5
                                    


"Hızlı ol. Ben bitirdim" dedi Helena, tezgaha yaslanmış sevgilisini izlerken. Yıllar süren sahte mutluluğun ardından, sonunda gerçek mutluluğu çağırabilmişti kalbine. O yemek yaparken, yanında durmasın diye masayı hazırlamakla görevlendirdiği adamın masanın üstüne dizmeye çalıştığı çatallara bakıp kıkırdadı. Christian tabak ve çatalların yerini kendi kendine bulmak zorunda kalmış, deyim yerindeyse Helena'nın mutfağını keşfetmişti.

"İyi olmasını istiyorum" diye homurdandı Christian pür dikkat. Kaşlarını çatmış, tüm dikkatini çatalların düz olmasına vermişti. Kadının simetri konusunda ne kadar dikkatli olduğunu Brian'dan öğrenmişti ne de olsa.

Sonunda işini bitirip, Helena yemekleri masaya yerleştirdiğinde. Özenle kurduğu masaya oturup yemekleri tatmaya başladı. Her ısırık daha da şaşırtıyordu onu. Kadın bu kadar mükemmel olmak zorunda mıydı? Girdiği her işi başarmak mecburiyetinde değildi, öyle değil mi? "Her şeyi mükemmel yapmak zorundasın, değil mi?" dedi lokmasını yutup, çaprazında oturmuş onu pür dikkat izleyen kadına bakarken.

Helena hafifçe gülümsedikten sonra kızaran yanaklarını önemsemeden "Beğendin mi?" diye sordu. Adamın yemeklerini beğenmesini istiyor, beğenmezse eksilecekmiş gibi hissediyordu.

"Senin dudakların kadar değil ama bir yemek için çok lezzetliler", dedi Christian kadına bakıp, onun ürpermesini izlerken.

Kadının onun sözlerinden etkilenmesi hoşuna gidiyor. Bu düşünce onu daha da tahrik ediyordu. Yavaş yavaş yemeğini yerken, gözlerini kadının dudaklarından ayırmadı. Onun lokmalarının boğazına dizildiğini görüyor, bu ona tarifi imkansız bir zevk veriyordu.

Bulaşıkları beraber makineye dizip, geniş koltuğa geçtiklerinde Christian çekingen bir hareketle kolunu kadının omzuna attı. Koltukta birbirlerine oldukça yakın oturuyorlardı, sadece oturuyorlardı ve bu durum ikisini de huzursuz etmişti. Aralarında cızırdayan ve alevlenmek için an kollayan kıvılcımlar ikisini de yerlerine mıhlamıştı.

Helena, adamın kollarından sıyrılarak CD'liğe doğru ilerledi. Eğildi ve uygun bir film seçmeye çalıştı. "Aslında senin filmlerinden birini izlemek istiyordum" diye mırıldandı parmaklarını CDlerin üstünde gezdirirken.

"Büyülü Gece'yi izlerken bayılacaktın" dedi Christian homurdanarak, kadının o geceki yüz ifadesini ve kendinin ne kadar tahrik olduğunu hatırladıkça geçen zamana öfkesi daha da artıyordu. Boşu boşuna aylarca birbirlerine hasret yaşamışlardı. "Gerçekten, gururumu incitmene gerek yok balım" dedi, sözleriyle kadının kütüphaneye tutunuşunu izlerken. Helena hafif nefesler alıyor, yüzüne yayılan kırmızılık onu taptaze bir havaya sokuyordu. İlk aşklarını beraber yaşayan insanlar gibiydiler. Hızlı bir hareketle yerinden kalkıp ona doğru ilerledi.

"Ütopya çok daha iyiydi" diye mırıldandı Helena, adamın ona doğru ilerleyişine karşılık sırtını kütüphaneye yaslarken.

Christian bedenini onun bedenine yaslarken "İzledin mi?" diye mırıldandı, kadının boynuna eğilerek.

"Saçma bir soru"

Helena nefes alamadığını hissediyor, göğsünde sıkışan heyecanı tüm vücudunda titremeler yaratıyor. Onu mahvediyordu. Bir titreme seli bedenini sarsarken, derin bir nefes alıp ellerini adamın kollarına yasladı.

"Ukalalık etme" dedi Christian. Bedenini onun bedenine yaslayıp, kadının güzel boynuna bir öpücük kondururken onun verdiği tepkileri kontrol ediyor, ürkmesinden korkuyordu.

"İzlemediğim tüm filmlerini izlemek istiyorum" diye inildedi Helena, başını geriye doğru atıp adamın dudaklarına yer açarken "İlk hangisinden başlamalıyım, öneri var mı?"

Sahne IsıklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin