"Hoş geldiniz ilk konuklarım," diye haykırdı Sharon kapıyı açtığı anda. Hayalindeki konuk portresi bu değildi ama eli kolu yiyecekler ve dosyalarla dolu, kendini kahkaha atmamak için kasan bir Christian Northman ile elinde devasa bir pamuk şekeri tutan Helena Northman kesinlikle şirin bir ikiliydi.
Sharon "Yüzünüzdeki bu doymuş ifadeyi kısa süreli bir arka koltuk macerasına bağlamalıyım?" derken Christian'ın elindeki paketleri almaya çalışıyordu. Kahrolası Helena, kocaman karnıyla arkada durmuş. Kendinden büyük olan pamuk şekeri kemirmeye öyle yoğunlamıştı ki Sharon, kadının onları duyduğundan bile emin değildi.
Christian neşeli bir kahkaha attı. "Arka koltuk macerası yaşamamız için, bir tır almam ve arkasına devasa boyutta bir koltuk yerleştirmem gerekiyor Sharon. Zavallı arabamın Helena'nın heybetini kaldırabileceğini sanmıyorum."
"İstersen dünyanın en büyük tırı ve koltuğunu al," diye homurdandı Helena onları itip içeri girerken "Gerizekalı sağlık uzmanı yüzünden tüm kaslarım ağrıyor. Bacaklarımı araladığım an çocuk oradan fırlayabilir."
Sharon onları oturma bölümüne doğru yönlendirirken gülmemek için dudaklarını ısırdı. Helena'nın hamilelik boyunca ne kadar oburlaştığını duymayan kalmamıştı. "Spora mı başladın? Bir tür yiyerek zayıfla programı mı?" dedi arkadaşının elindeki pamuk şekere bakarak.
Christian elindeki paketleri masanın üstüne bırakırken gülümsedi. Karısının spor yapışını izlemişti ve izlediği kadının bir zamanlar ringte adamları yere seren kadınla aynı kişi olduğundan emin değildi. "Bu daha çok ortalarda amaçsızca yuvarlanarak vicdanını rahatlat ve yemeye devam et programı Sharon" dedi hafifçe.
Helena oturduğu koltukta hafifçe doğrularak kocasına baktı. Eski kotlarının sadece bel kısmı üstüne olmuyordu bu da çok kilo almadığının en büyük belirtisiydi. "Senden çok daha fazla kalori harcıyorum Northman!" diye söylendi öfkeyle.
Christian, koltukta oturmuş ona öfkeli gözlerle bakmaya çalışan kadını izledi. "Seni seviyorum," diye mırıldandı, koltuğa oturup onu yanına çekerken "Ve ne dersem diyeyim, arka koltuğa bir şekilde sığarız." Helena öfkeli bir homurtu çıkarmaya çalıştı, beceremeyince başını kocasının omzuna yaslayıp karşılarına oturmuş yapmaya çalışırken yaktığı yemekleri anlatan Sharon'ı dinledi.
"Düşünebiliyor musun, planlarımda 6 çeşit atıştırmalık hazırlamak vardı ve sadece 2 çeşit çıkarabildim."
"Diğerlerine ne oldu?" diye sordu Christian gülerek, Sharon onun gülmesine bozulur gibi yaptı. "Yaktım, tencereyi yere düşürdüm, malzeme almayı unuttum." Helena'ya bakarak gülümsedi. "Ah Hell! Keşke hamile olmasaydın da seni çalıştırabilseydim."
"Bebeğim yeteneklerimi engellemiyor, sadece rahat oturup kalkmamı engelliyor. Beni şu bataklık türevi koltuğundan kaldırırsan neler yapabileceğimize bakarız."
**
Kutlamaya en geç katılan kişi olan Mia olanları anlatmayı bitirdiğinde mutfağın ortasına bomba düşmüş gibiydi.
Helena'nın lacivert gözleri Mia'nın üstünde gezinirken dudaklarında alaycı bir gülümseme vardı. "Kütüphane öyle mi?" diye mırıldandı, parmaklarına bulaşan kremaları yalarken. Arkadaşının sonunda doğru kişiye yöneldiğini hissediyordu.
Sharon etrafa sıçratmadan çırpmaya çalıştığı harcı bir kenara bırakarak ellerini göğe doğru birleştirdi. "Tanrım! Tüm fantezilerimde öyle edepsiz adamlar var ve o edepsiz adam gidip kimi buluyor. Rahibe Mia'yı! Adalet mi bu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sahne Isıkları
RomanceNe kadar basit geliyor, degil mi? Birine carparsın ve asık olursun. Christian Northman içine girdigi sahte dünyaya uyum sağlamaya baslamıştı. İnsanların kirli oyunlarını önemsemiyor, kendi halinde bir yasam sürdürmeye calısıyordu. Hayatında her seyi...