18.Bölüm: "Test"

5.2K 205 38
                                    

Multimedya: Kerem *GözündenKalpÇıkanEmoji*

Keyifli Okumalar.

(Pusattan)

Merkezdeydik.

Bugün burası çok karışıktı. Büyük patrondan yeni bir görev geldi sanırım. Turgut'un paçalaro tutuşmuştu adeta. Zeynep'in de bu hengame içine denk gelecek olması üzücü. Ama en azından, Keremle karşılaşmaz. Yani belki. Büyük sürpriz olacak Kerem Beye.

Keremden intikam alacağım hiç aklımın ucundan geçmezdi ama aklına gelmeyen başına gelir diye boşuna demiyorlar. Burda, Turgut'un yanında en başından beri ben vardım. Turgut'un sevgili oğlu -Ömer- bile yanında durmamıştı, ben yanındaydım. Ama bir Kerem her boku değiştirdi. Gelir gelmez merkezin ve sokakların gündemine oturdu. Benim iki yılda yapamadığımı Kerem bir ayda yapmıştı. Bu ilk zamanlar sinirimi hayli bozsa da Kerem'in bana öz kardeşiymiş gibi yaklaşması hırsımı dindirmişti.

Ama artık yeter.

Biz hiçbirimiz büyük iki patronu göremezken, bırakın görmeyi henüz hiçbirimiz; daha doğrusu Kerem dışındaki hiçbirimiz sesini dahi duyamamıştık ama Kerem iki büyük patronla da görüşmüştü! Bu yüzden Turgut Kerem'e dokunamıyordu. Güya Kerem'in üstü, patronu. Ama Kerem esip gürleyince sesi sedası çıkmıyor. Adım gibi biliyorum ki, Keremden korkuyor; daha doğrusu Kerem'in yapabileceklerinden emin, gözü döndümü ne yapabileceğini kestiriyor az çok ve bu yüzden Kerem'in yaptıklarında etliye sütlüye karışmıyor.

Ama bugünden sonra her şey tekdeye uğrayabilir. Çünkü yola girdiği düzlük Kerem'i sarsacak, sarsmalı! En azından etkilemeli. Öner'in Zeynep'e oynayacağı küçük piesi o yüzden değiştirerek; Cuma günü dediği görüşmeyi, Zeynep'in numarasını kısa sürede bulup arayarak; Turgut'un doğrudan söylediği zamana, Çarşambaya çektim. Zeynepte bir şey anlamadı zaten. Beni sorguya tuttu biraz, kimsin falan diye ama beni Ömer görevlendirdi diyerek atlattım. Bunu yapacağım, çünkü Kerem'de değişiklikler olduğuna kanaat getirdim. Bu kanımı doğrulamam gerek.

Kerem'in bu zamana kadar hiçbir kıza bu denli yakın olduğunu görmemiştim. Yani daha öncesinde, adını şuanda hatırlayamadım, sarışın bir kız vardı. Ama Kerem kızı sevmiyordu. Bu o kadar belliydi ki. Kıza acıyordum çoğu zaman ancak kendisi istemişti. Öldüğü haberi geldiğinde, Kerem hiçbir tepki vermedi. Ağlamadı bile. Ama ne yalan söyleyeyim gözlerinin dolduğunu fark etmiştim. O zaman anlamıştım sevmediğini, yani aşık olarak. Kız kardeşi olarak görüyordu büyük ihtimalle. Ama o günden sonra daha da acımasız oldu sanki. Kafamı iki yana salladım ve ayağa kalktım. Turgut beni odasına çağırmıştı, bakalım karın ağrısı neymiş. Merdivenlere doğru yöneldiğim sırada bodrum -aşağı- kattan gelen seslerle merdivenlerin başında duraksadım. Bodrum katta sadece Kerem'in odası vardı. Harabe gibi bir yerdi ama Kerem hiç dekore etmek istememişti. Büyük ihtimalle yine kum torbasıyla cebelleşiyordu. Gözlerimi devirip derin bir nefes vererek bir üst kata çıktım. Turgut'un kapısının önüne geldiğimde bir kez kapıya vurdum. İçeriden gel diye bir komut geldiğinde elimi kapının kulpuna koymuştum ki, duraksadım ve kendime birkaç küfür savurdum!

Kerem gibi olmaya çalışıyordum ama asla başarılı olamayacaktım! Ne acı ki bunu kendim de biliyordum! Kerem bu odaya girerken bir kez bile kapıyı çalmamıştı.

Elimi kapının kulpundan hızla çekip yumruk yaptım ve derin bir nefes aldım. Sonunda kapıyı açıp içeri girdim. Turgut ayaktaydı ve elleri cebinde bir şekilde bana bakıyordu. İçeri girip kapıyı kapattım ve tam karşısında durdum. Beni baştan aşağı süzdü ve alayla gülümsedi.

"Seni kapının önünde duraksatacak ne oldu merak ediyorum." dedi, yutkundum. Derin bir nefes aldım ve kaşlarımı havaya kaldırdım.

"Beni neden buraya çağırdın?"

Başlangıç: Tehlikeli KızılHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin