15.Bölüm: "Alışmak"

4.4K 210 20
                                    

Multimedya : Bölümden ZeyKer.

Playlist : Adele - Someone like you

Keyifli okumalar.

#ŞEHİTLERÖLMEZVATANBÖLÜNMEZ

-----------------------

'Hiçbir şey hissetmiyorum. Bana bundan daha kötü bir şey söyle.'

(Keremden)

"Kız- kızıl.. ne olur ban-bana yardım e-et."

"Ker- kerem ne olur. Ac-acele etme- miz gerek.. lütfe-n."

Zeyneple telefonda konuşalı yarım saat oluyordu. Ne olduğunu veya olacağını bilmiyordum. Bana hiçbir şey söylememiş, sadece bana yardım et demişti. Ve bir adresi mesaj olarak atmıştı. Kendisi de yoldaydı ve mesafenin uzaklığını ayrıca da, yola benden önce çıktığını düşünürsek; gittiğim- iz adrese benden daha önce varacaktı. Bu yüzden gaza her zamankinden daha fazla basıyordum.

O adreste ne vardı ve daha önemlisi Kıvırcık neden bu kadar telaşlıydı?

Nihayet adrese vardığımda arabadan aşağı indim. Eski, harabeye yakın bir yerdi. Belimdeki, tedbir amaçlı yanıma aldığım silahımı çıkardım ve yürümeye başladım. Bir yandan da etrafa bakınıyordum. Zeynep'in gelmiş olması gerekiyordu ama herhangi bir belirti de yoktu. Harabe yerin yıkık dökük penceresine geldiğimde duraksadım. Şimdi, kıvırcık saçlar kadrajıma girmişti. Kaşlarım çatılmıştı. Zeynep yalnız değildi ki, bunu bekliyordum. Bir kadın yüksekçe tahta bir sandalyenin üzerindeydi ve boynunda tavandan aşağı sarkan sıkıca bir halat vardı. Ve de başka bir adam.. kıvırcık sandalyenin tam karşısındaydı. Konuşmalar çok net değildi ama duyabiliyordum.

"Annemi lütfen bırak. Hisse dedin verdim, imzayı attım. Bırak artık."

"Zeynep, sana tek başına gelme demiştim."

Annesiydi. Hisseden söz edilmişti. Yandaki adamda üvey babası olacak orospu çocuğu olmalıydı. İt herif. Cam kısmından ayrılıp silah ateşlemek için hazır duruma getirdim. Yavaş ve fark edilmemek adına atıyordum adımlarımı. İçeriden hala konuşma sesleri geliyordu, duyabiliyordum. Ancak, her adımımda sesler biraz daha boğuklaşıyordu. Zeynep'in ağladığından dolayı iç çekiş sesi ve annesinin yalvarışları daha netti.

"Has-hasan ne olur bırak bizi! İstediğini aldın!"

(Hasan, Aynur'un *Zeynep'in annesi* ayaklarının durduğu sandalyeye ayağıyla hafifçe vurur. Bu ufak sarsılmayla sandalye devrilmese de şiddetlice hareket eder. Aynur, kısa bir süre de olsa nefessiz kalınca var gücüyle çığlık atar. Zeynep'in çığlığı da annesine karışır.)

"İMDAAAAAAAT!"

"AAAAAAANNNEEE!"

Zeynep ve annesinin son attığı çığlıkla adımlarımı hızlandırdım ve açık olan kapıdan silahı doğrultarak içeri girdim. Karşımdaki piç, benim içeri bir hışımla girmemle dona kalmış ve şaşırmıştı. Zeynep ise rahatlamış gibi bir nefes verdi.

"(Zeynep'e dönerek) Sana polis yok demedim mi lan?!" dedi. Gülümsedim ve silahı daha sıkı kavradım.

"Ulan orospu çocuğu! Polis olmam için yalvaracaksın lan!"

Derin bir nefes verir. "Sen polis değil misin?"

Kafamı iki yana salladım. Ve hızlı bir hareketle sağ çaprazımda duran Zeynep'i bileğinden tutup çektim ve arkama geçmesini sağladım. Böylesi daha güvenliydi. "Ben genelde senin gibi orospu çocuklarının azraili olmayı tercih ediyorum."

Başlangıç: Tehlikeli KızılHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin