Özel Bölüm 4

2.1K 102 61
                                    

Merhabaaa^^ 

Tehlikeli Kızıl'ın dördüncü özel bölümüyle yeniden sizlerleyim :) umarım beğenirsiniz^^ 

Bölüm şarkısı: Cem Belevi - Biz olsak (Mutlaka dinleyin^^)

Keyifli okumalar^^

ZEYNEPTEN

Gergin bir şekilde koridorun ortasında bekleyen sedyeye doğru yürümeye devam ederken, Defne'nin hat safhaya çıkan heyecanı benim de etrafımı sarmıştı. Bugün büyük gündü. Uzun zamandır beklediğimiz gündü hatta. Derin derin nefes alıp vererek beni bekleyen sedyeye güçlükle oturdum. Defne ve Kerem başımda dikilirken, Kerem'in bir an olsun elimi bırakmayışı bana cesaret veriyordu. Dizilerde veya filmlerde izlediğim gibi olmayışı mı bilmiyorum beni daha sakin tutan taraf olsa da, tedirginlik de vardı üzerimde. Normal doğum olacaktı, suyum gelmemişti, sancım yoktu... doktorumun dediğine göre, suni sancı uygulanacaktı. Sancı kelimesini duyar duymaz baştan aşağı titresem de birkaç saat sonrasında oğlumun kucağımda olacağını düşünüp kendimi motive ediyordum. 

Defne heyecanla şişkin karnıma doğru eğilip tuhaf bir ses tonuyla konuşmaya başladı. "Teyzesinin yakışıklısı!" diye başlayan ama geri kalanını anlamadığım bir şekilde sevmeye devam ederken Kerem'e baktım. Büyük bir gülümsemeyle bana bakıyordu. Bakışlarımız buluşunca eğilip alnıma bir öpücük bıraktı. 

"Kerem ya başaramazsam?"

Sorduğum soru üzerine bir kez daha alnımı öptü. "Sen çok güzel anne olacaksın."

Üzerimdeki tedirginlik hemşirelerin akbaba misali etrafımı sarmasıyla artarken, içlerinden tecrübeli olduğunu düşündüğüm hemşire önce bana ardından Kerem'e baktı. "Baba adayı da doğuma girecek mi?" diye sorduğunda bakışlarım Kerem'i bulmuştu ki, Kerem yanıtında gecikmemişti.

"Hayır."

Net cevabı gözlerimi devirmeme neden olsa da, daha önceden de bildiğim cevabı duymak beni germemiş veya üzmemişti. Biliyordum, daha oğlumuzun olacağını öğrendiğimiz ilk gün doktorun bize önerdiği birkaç kitap tavsiyesinin ardından söylemişti bunu. Kitapta okuduğum 'doğuma babanın girmesinin etkisini' Kerem'e söylediğimde yine reddetmiş bir de üstüne eskiden doğuma eşlerin girmediğini ve şimdilerde bunun saçma bir davranıştan ibaret olduğunu söyleyerek beni delirtmişti. Bu konuda üzerine gitmeyeceğim. Elini tutup sıkarken derin bir nefes alıp sedyeye uzandım. Kerem bana doğru eğilip alnıma birçok öpücük bırakırken kuruyan dudaklarımın üzerinde dilimi gezdirdim. Heyecandan ve tedirginlikten -az biraz da korkudan- ne yapacağımı bilemiyordum adeta. Kerem alnını alnıma yasladıktan sonra sımsıkı kavradığım elini sanki daha fazlası olabilecekmiş gibi daha da fazla sıktım. "Sizi burda bekliyor olacağım."

"Tamam."

Stresten daha fazla bir şey diyemezken yavaşça uzaklaştı benden. Ardından tuttuğum eli elimden kayarken iki elimi de şişkin karnımda birleştirdim. Sedyenin hareket etmesiyle göğsümün üzerinde karıncalanma olurken internette birkaç ay evvele kadar okuduğum -doğum anı ile ilgili- ve izlediğim videoları unutmaya çabaladım ama sanki bana inat okuduğum her bir cümle beynimin içinde fink atıyordu. Derin bir nefes aldığım sırada sım sıkı gözlerimi kapattım. Nereye gittiğim konusunda hiçbir fikrim yoktu ama gözlerimi kapalı tutarsam doğumdan sonra hiçbir şey hatırlamam diye düşünüyorum. 

Gözlerimi kapattım kapatmasına ama tuhaf bir şekilde göz kapaklarım bir kelebeğin kanatları misali kırpışıp dururken tek elimi yumruk yaptım. Bu böyle olmayacak. Gözlerimi yeniden, korka korka, açtığımda bir odaya girerken buldum kendimi ve beraberimdeki hemşireleri. Sancım olmadığından suni sancı uygulaması yapıldığı sırada aklımı kaçırmış gibi etrafı inceliyordum. Aradan geçen dakikaların ardından sancım başladığında, biraz beklemem gerektiğini söylenen doktoru boğmamak için zor tuttum kendimi. Suyumun gelmesini beklerken sancının kat be kat artması ve benim sürekli çığlık atıyor olmam Kerem'e daha çok sinirlenmeme yol açmıştı. Burdan oğlumla sağ salim bir çıkayım, seni mahvedeceğim Kızıl!

Başlangıç: Tehlikeli KızılHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin