42.Bölüm: "Never be alone"

4.4K 248 62
                                    

Bölüm şarkısı: Shawn Mendes (^.^ En sevdiğim shsjs) - Never Be Alone.

Bölüm başlığı bölüm içeriği ve özellikle şarkının bölüme uyumu yüzünden İngilizce :) Türkçesi, "Asla yalnız olmayacaksın."

Multimedya da bölümün sonundaki o sahneye ait. Gif alıntıdır.

Bölüm ithafı: @@MadamFeronia . Umarım beğenirsin, tatlım^^

Sürçü lisan ettiysem, affola!

"Kerem, yeter artık indir beni! Bak gerçekten dinlendim, herkes bize bakıyor ya!"

Zeynep yaklaşık 5 dakikadır, Kerem'e uyarıda bulunuyordu ancak Kerem sırtını cama yaslamış, kucağındaki kızı hiç umursamayarak, başını boyun girintisine gömmüş ve gözlerini kapatmış bir şekilde derin derin nefesler alıp veriyor, kızın kokusunu tüm benliğine çekiyordu.

"Kerem yalvarırım indir beni! Önümüzdeki teyzelerle göz göze gelmekten yoruldum ya!" dedi az biraz çemkirirken. Kerem'in kendisini yine ve yine takmadığını görünce derin bir nefes alıp adamın omuzlarında konumlandırdığı ellerini önce -adamın- ensesine ardından da saçlarının arasına daldırmıştı. Adamın zaaflarından birinin saçı olduğunu biliyordu. Sinsice, bıyık altı, gülümseyip parmaklarıyla adamın kısa saçlarını kavrarken, Kerem Zeynep'in ne yapmaya çalıştığını anlayıp sırıtmıştı. Genç adam, burnunu kızın boynuna sürtüp birkaç öpücük bıraktıktan sonra, kızın saçları arasındaki parmaklarının bir anlık gevşemesini fırsat bilerek az önce öpücük bıraktığı bir noktayı dişlerinin arasına almıştı. Bunu hiç beklemeyen, Zeynep çığlık atmamak için dudaklarını birbirine bastırmış ve gözlerini koskocaman açmıştı. "Ne yapıyorsun ya!"

"Bir daha aklından bile, geçirme güzelim." deyip yine gözlerini yuman Kerem artık Zeynep'i çıldırtıyordu. Ellerini, el mecbur tekrar Kerem'in omzuna çevirirken hemen arkalarında oturan teyzelerin konuştuklarını duyunca kıpkırmızı kesilmişti.

"Görüyor musun çocuğu? Yok anam yok, böyle çocukların nesli tükeniyor bu ülkede..."

"Kaç dakikadır kız kucağında gıkı bile çıkmadı ayol. Mübarek sanki 5 kilo elma taşıyor."

"Kız da halinden memnun ama..."

Zeynep kıpkırmızı kesilirken, başını başka bir yöne çevirdi sonuç aynıydı. Karşı tarafta, koltuklarda oturan iki genç kız, imrenerek ikiliyi izliyordu. Zeynep gözlerini kaçırarak ekrana dikti ve durağa baktı. Neyse ki az kaldığını görüp biraz rahatlamış ve başını tavus kuşu misali tekrar sevdiği adamın boynuna gizlemişti. Bu durumdan memnun olduğunu mırıltılarıyla belli eden Kerem kızın boynuna minik bir öpücük daha bırakmıştı.

"Bunu sana ödeteceğim, Kızıl!"

Kerem hafifçe güldükten sonra derin bir nefes aldı. "Dağ evinde tamamen seninim, güzelim."

~*~

Rusya'nın başkenti Moskova'da, Dimitri'yi adım adım takip eden dörtlü -Erkan, Onur, Emre ve Esra- Dimitri'nin bir giyim mağazasına girmesiyle ikiye bölümnüştü. Erkan ve Onur dışarıda gözcülük yapmakta karar kılarken, Emre çok diretse de, Esrayla mağazadan içeri girmişti. Esra cep telefonundan adamın her bir hareketini an be an izlerken, Emre de onun direkfitleriyle hareket ediyordu. Dimitri, giysi mağazasında ilerlerken, Emre ve Esra'da sadece 15, 20 adım arkalarında onu izliyordu. Dimitri, deneme kabinlerinin olduğu noktaya geldikten sonra deri koltuğa oturmuş, başında bekleyen korumalarla sanki birini bekliyormuşcasına etrafa bakınıyordu.

Esra ve Emre, bir giysi rafının -tezgahının- arkasına saklanırken, olacakları bekliyordu.

Emre "Bu işin içinde bir iş var." dedikten sonra cebinden telefonunu çıkartıp Erkan'ı aramak üzere tuşlamıştı ki, Esra'nın ardı ardına omuzunu dürtüklemesiyle bir küfür mırıldanıp öfkeli gözlerini kızın gözlerine dikmişti. "Ne kızım ne? Omzumu deldin!"

Başlangıç: Tehlikeli KızılHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin