20.Bölüm: "Dengesiz (2)"

3.6K 199 17
                                    

Playlist : Cem Adrian - Sen Benim (Eğer daha önce dinlemediyseniz, mutlaka dinlemelisiniz. Cem Adrian sesi ve anlamlı sözleri <3 Tavsiyemdir.)

20.Bölüm: Dengesiz (Part 2)

(Zeynepten)

Hala ağaçların etrafını çevrelediği yeşilin bin bir türlü rengini barındıran boş arazideydik. Kızıl, benim tüm yapamayışıma karşın işaretlediği ağaçlardaki tüm dalları aşağı indirmişti. Her ağaç dalının yere düşüşüyle benim de şaşkınlığım artıyordu. Bir adam ancak bu kadar cool olabilirdi. Silah kullanırken acayip dikkatli, seksi ve dirayetliydi. Böylesini daha önce görmemiştim. Bu kadar soğukkanlı olmayı nasıl başarıyordu? Onu geçtim, her şeyi nasıl hiç hata yapmadan yapabiliyordu? Hatasız kul olmaz deyişi, kesinlikle Kızıl için bir istisnaydı. Şimdi ikimizde çimenlerin üzerindeydik. Ben ellerimi kafamın arkasında birleştirmiş yerde yatıyordum. Kızıl ise ayaklarını kendisine çekmişti ve elleri dizlerindeydi. Bilmem kaç dakikadır sessizdik. Derin bir nefes verdim ve ayağa kalktım.Kızıl bana bakmıyordu.

"Çalışmayacak mıyız?" dedim ellerimi belime yerleştirirken. Nihayet bana bakmıştı. Bir tuhaftı deminden beri. Silahla çalışmaya devam ederken bana dediği bir şeyi yapmamıştım. Daha doğrusu yapamamıştım. Henüz o kadar ileri seviye de değildim tabi. Her şey yavaş yavaş yerine oturacaktı. Neyse işte. Onun dediklerini yapmadığım için homurdandı durdu. Bende altta kalmayı sevmediğim için 'Senin sözünü dinlememek dünyanın en güzel şeyi!' diyiverdim. Demez olaydım. Birden durgunlaştı, uzun süre gözlerimin içine bıraktı. Ardından çenesini kasarak elimden silahı tekrar aldı ve işaretlediği ağaçlardaki dalları tek tek aşağı indirdi. Sonra silahı yere bıraktı ve şimdi durduğu pozisyonu aldı. O dakikadan sonra ne o konuştu ne de ben. Açıkçası neye sinirlendi anlamamıştım. Sözünü dinlemediğim için miydi? Kızıl böyle şeylere alınmazdı ki! Anlamamıştım. Bana nihayet baktı demiştim değil mi? Birkaç saniyenin ardından yine bakışlarını çime dikmişti. Tam tekrar konuşmak için ağzımı açacaktım ki, Kızıl hızla ayağa kalktı. Bana yine bir iki saniye kadar kısa bir süre bakarak yanımdan geçti. Arkasından bakakaldım. Aramızdaki mesafe iyice açıldığında bana arkasını döndü. Elini havaya kaldırarak 'gel!' işareti yaptı ve yine hiçbir şey demeden arkasını dönüp ilerledi. Duraksasam da bende arkasından yürümeye devam ettim ama bir müddet sonra koşmam gerekti. Sonunda ona yetiştiğimde nefes nefese kalmıştım. Onun yüzüne baktığımda, yeşillerinin iyice koyulaştığını fark ettim. Ben onu bu kadar sinirlendirecek ne yaptım ki? Derin bir nefes alıp Kızıl'ın önüne geçtim.

*MultimedyadakiŞarkı!CemAdrianSenBenim*

Hep aynı sessizlikle geliyor gece...

Hep aynı yalan dolan masalları dinliyorum yine...

Hep aynı yüzler, hep aynı sesler peşimde

Anlatamıyorum, inandıramıyorum kendime...

Sen benim yarım kalan cümlelerimsin

Hiç söyleyemediğim, söyleyemediğim o sözlerim..

Sen benim hiç ısınmayan ellerimsin..

Hiç unutamayan, unutmayan o kalbim...

"Ne oldu şimdi? İstemeden bir şey yaptıysam özür dilerim." dedim gözlerinin içine bakarken. Adem elması aşağı yukarı hareketini bir kez sürdürdüğünde bende yutkundum. Gözlerimin içine fırlattığı bakışlarını bir anda çekince, derin bir nefes aldım. Bakışları birkaç saniyenin ardından bakışlarını bana sabitledi, tekrar.

Başlangıç: Tehlikeli KızılHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin