1.Bölüm: "Kaçan Kovalanır"

11.3K 386 32
                                    

Tehlikeli Kızıl 1.Bölüm

Multimedya: Nil Karaibrahimgil- Ben aptal mıyım. (Başlatıp,tüm bölümü bu şarkıyla okuyabilirsiniz.Mükemmel şarkı.)

**

(ZEYNEP)

"Ben gelirim Def.Evet.Bir saate evde olurum.Tamam.Hadi baaay!" diyerek kapattım telefonu! Nihayet! Derin bir nefes verip küçük kırmızı bavulumu almak üzere dış hatlar bölümüne ilerledim.Amerika'dan Türkiye'ye annemden,babamdan kısacası kendi öz ailemden kaçarak gelmiştim.Burda ne yapacağım konusunda hiçbir fikrim yoktu.Her ne kadar Amerika'da Takı tasarımcısı tutulan ve son zamanların aranan mesleği olsa da Türkiye'de öyle olduğunu pek ummuyordum.Genelde benim gibi takı taaarımcılarının yaptığı işi Türkiye'de moda tasarımcıları yapıyordu.İş konusunda ümitsiz olsam da,yeni bir başlangıç; yeni bir noktadan ötürü ümitliydim.Gözümün önüne Farah'ın repliği gelince gülümsedim.

Amaaan! Olursa olur.Olmazsa çay demleriz.

Gülümseyerek dış hatlar bölümüe geldim ve elimde duran barknotum sayesinde küçük bavuluma ulaştım.Dış hatlardan çıkmak epey zamanımı almıştı çünkü buraları hem unutmaya yüz tutmuştum.Sora sora nihayet dışarıya ulaştığımda derin bir nefes aldım.Ben niye Defne'nin 'seni alayım mı' temalı teklifini reddettim ki? Kalabalığın arasından zor sıyrılırken ücra bir noktaya geldim.En iyisi Defneyi aramak.

Telefonu sıkıştığı yerden,cebimden çıkarmaya çalışırken görüş açıma hızla koşan bir adam girdi.Elindeki siyah çantayı yere bırakıp ortalığı kolaçan ettikten sonra bakışları bana takıldı.Hızla az evvel yere bıraktığı siyah çantayı eline alırken kaşlarını çatıp bana baktı.Siyah deri ceketinin yakalarını düzeltti.

"Ne işin var burada senin?" dedi.Konuşma tarzından rahatsız olduğumu belirtircesine boğazımı temizledim."Aynı şeyi inan ben sana soracaktım.Asıl senin ne işin var burda?" dediğimde gözlerini kısıp sert bir sesle 'Sanane' dedi.Aman! İçimden 'Kaba şey' diye geçirirken karşındaki kızıl adamın bana ölümcül bakışlar attığını gördüm.

"O dediğini hemen geri al!" dedi.Bu sefer kaşlarını çatan ve yavaş yavaş yavaş sinirlenen taraf kesinlikle bendim.

"Manyak mısın oğlum sen?" diye çıkıştığımda karşımdaki kızılla birlikte bende gösterdiğim bu potansiyelden ötürü şaşırmıştım.Bunları diyen ben miydim gerçekten? Karşımdaki çene kasları kasılmış adama baktığımda pekte tekin bir adama benzemediğini idrak ettim.Gözleri yeşilin koyu tonunu taşıyordu.Ve baştan aşağı siyah giyinmişti.Saçları turuncumsu ve gözleri yeşil olmasa siyaha yüz tutmuş olarak adlandırabilirdim karşımdaki kaba kızılı.Sonra ne olduğunu anlamadan gülmeye hatta kahkaha atmaya başlamıştı.Bense ellerimi belime yerleştirmiş kırmızı bavulumu çoktaaan yere bırakmıştım.

"Cesaretli kızları severim ama şimdi işim var." dedi ve göz kırptı.Gitmek için hareket ettiği sırada ben de hareket ettim.

"Ne yani? Az önceki kaba davranışın yüzünden benden özür dilemeyecek misin? Oysaki hep İstanbul erkeklerinin kibar ve bir o kadar da akıllı olduğunu söylerler." dedim.Sadece birkaç adım ötemde duruyordu ve sırtı bana dönüktü.Şuan neden böyle bir tepki veriyordum,bilmiyorum ama bu herif fena halde sinirime dokunmuştu.Ağır adımlarla yüzünü bana döndü ve beni süzerek histerik bir şekilde gülümsedi.

"Harbi harbi bana kafa tuttuyorsun ha?" dedi ve kahkaha attı."Kızım sen benim kim olduğumu biliyor musun?" dedi.

"Klasik şeyler.." dedim ve alayla karşımdakini taklid ettim."Sin binim kim ildiğimi biliyir misin?" dedim.Gülümseyen ifadesi yavaş yavaş solarken kahkaha attım.Zafer kahkahamla daha da şaşırmıştı."Tanımıyorum ve tanımakta istemiyorum! Kaba şey!" dedim ve hızla geri dönüp bavulumu elime aldım.Birkaç adım atmıştım ki beni durdurdu.

Başlangıç: Tehlikeli KızılHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin