35.Bölüm - Mektup...

4K 194 112
                                    

Bölüm: 35

Gözlerimin kamaştığını hissettim. Demin gelen baş dönmesi şiddetini arttırırken, ufak çaplı bir ışık şakıması tüm beynimin karanlığını aydınlattı ve gözlerimi, tam yedi saniye boyunca kapalı tutmamı sağladı... Hatırlıyordum.

Hastanede gözlerimi açtığım gün, etrafıma bakıyor ve aslında tanıdığım herkesi bir yabancı zannediyordum. Kayra Yalnız'ı, Ege Soylu'yu, Tuna Atalay'ı, Harun Şah'ı, Aşktanbul Atar'ı ve özellikle annemi... Annem dediğim kadına yabancı mı diyordum?

Hatırlıyordum...

Abimin aracılığıyla atıldığını sandığım bir mesaj uğruna, sırf abi mi bir kez daha göreceğim umuduyla gidiyordum, eski kiliseye. Kandırılmıştım ben, aslında abim... O yaşamıyordu...

Göz yaşlarımın gözlerimde bir birikintiye dönüştüğü an,

Tekrar hatırlıyordum.

Nazenin Karahan'ın baktığı falda ''Ölüm.'' vardı. Harun ile yaşadığımız kavga sonucu elimi yanlışlıkla cam tabağa çarpmış ve elimi parçalamıştım.

Pia kedisini hatırlıyordum, Tanem'in kedisiydi. Harun'un bana attığı tokatı, Kayra'nın Ege'yle yaşadığı sorunlar, aldatmaca oyunları... Lise anılarımı, özellikle Ulaş'ı... Ulaş'ın ölümünü hatırlıyordum.

Gözlerimi açıp, Batuhan'ın sağında biten adama baktım. Kehribar renkli gözlere sahip olan adama.

Hatırlıyordum, bana kendisi yabancı olarak tanıtan ve aşık olmamı sağlayan asıl yalancı kişiyi...

Tarık Aras'ı.

Hissettiğim duygu yoğunluğu, kalbimin pompaladığı kana adrenalin miktarı salgılar gibiydi. Bir anda gözümle gördüğüm yer çok farklı gelmişti sanki. Daha canlı, daha net, tüm puzzle parçaları zihnimin bir yerine dağılmamış, daha toplu...

Hatırlıyordum!

Bir an da kalbimin tam ortasına, bir mızrak girdiğini hissettim.

Hastanede uyandığım andan bugüne kadar, abimin yaşadığını sanıyordum. Her gün bir yerden çıkacak umuduyla kalkıyor ve her telefona o açacak umuduyla koşuyordum. Bedenim ikinci hayal kırıklığının etkisiyle kalbimi parçalarken, göğsümden yukarı doğru bir çığlık yükseldi.

Çığlığım, o kadar sessizdi ki parti alanında bulunan kimse bunu duyamadı. Sadece ben ve hayallerim duymuştu bu çığlığı. Sağır edici bu çığlığı...

Gözlerimle tam karşımda dikilen kişiye baktım. Batuhan Işılmaz. Ölüm emrimi veren kişi, tam karşımda duruyor ve bende onun elini sıkıyordum. Elimi sertçe elinden çekerken, gözlerim Tarık'a çevrildi.

''Senin yalan olacağını bilseydim, asla sevmezdim.'' dedim küçük dudak hareketlerimle. O sırada bana bakmadığı için, bunu görememişti.

Hatırlıyordum.

Onunla bir cafe de tanışmıştık. Öpüşmemiz sonucu ona nefretle bağlanmıştım. İlişkimizin başlamasını sağlayan şey ise, telefonumu benden almasıydı. Şantajlarıyla sürdürdüğü bir ilişkinin doğrultusunda her anımda yanımdaydı Tarık. Ben bıçaklanırken bile...

Bana yalan söyleyenlerden biriside oyken, ben onu nasıl sevebildim? Diye geçirdim içimden. Ben, size nasıl güvenebildim!

İçimde baş gösteren bir nefret duygusu vardı. Bana söylenen yalanlar, oynanan oyunlar aklıma geldikçe kafayı yiyecekmiş gibi oluyor, karşılığında onlardan bir kere daha nefret ediyordum.

Turunculu.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin