7.Bölüm ✴ Korku.

11.8K 499 58
                                    

✴✴✴

"Yanlış anladı..." dedim iç çekerek fakat çokça geç kalmıştım.

"Hayır, yanlış anlamadı." diyerek düzeltti beni Tarık. "Ben senin erkek arkadaşınım."

"Bunu sürekli hatırlatmana gerek yok, biliyorum." ona ters bir bakış attığımda, Tarık tek kaşını havaya kaldırıp, bana meydan okuyan bir bakış sundu. 

"Pek hatırlıyormuş gibi davranmıyorsun da."

Tarık, parmaklarımı kendi parmaklarına ölümüne kenetlemişçesine sıkarken, koridorda sabır dileniyordum. "Biraz daha parmaklarımı sıkarsan, kıracaksın."

"Öyle bir derdim yok." deyip gülümsediğinde, beni bir hamlesiyle kendine doğru çekti. O kadar güçlüydü ki... Onun gücü karşısında, ben çok naif kalıyordum. "Araya mesafe sokma, sen benim sevgilimsin."

Somurttum, neden bu oyuna ayak uydurmak zorundaydım ve telefonumu ne zaman bana geri verecekti? Gözlerim, bize doğru gelen Bulut'u bulduğunda, artık gerçekten sesli bir şekilde sabır dilendim. Önce Tarık sonra Harun ve sonra yine Tarık... Şimdi ise Bulut'u asla çekemezdim.

Bulut'un mavi gözleri önce beni sonra Tarık'ı ve sonra birbirine kenetlenmiş gibi duran ellerimizi buldu. "Merhaba Azra."

Onu başımla selamladım ve tek kelime etmeden yanından ayrılıyordum ki... "Beni yeni sevgilinle tanıştırmayacak mısın?" diye bir ses geldi. Omzumun gerisinden ona baktığımda, Tarık başımı ellerinin arasına alıp, beni önüme çevirdi.

"Hayır tanıştırmayacak, önüne bak."

Sert tonu ve erkeksi sesi, beni şaşırtmıştı çünkü bana karşı hiç bu kadar sert değildi. Yinede Bulut'a karşı sert olması hoşuma gitmişti. Onun kim olduğunu ve beni nereden tanıdığını sormadı. Sanırım Tuna, ona her şeyi anlatmıştı. Ben de hiçbir şey söylemedim ve birlikte koridoru tamamladık. Ardından otoparka, arabasının park edildiği yere geldik.

"Üşüteceksin, üzerini ört." deyip, üzerime fırlattığı lacivert atkısına baktım.

"Gerek yoktu-"

"Lafımı neden ikiletiyorsun, her seferinde? Seni düşünmeyi seviyorum lütfen dediğimi yap."

Tarık sinirliydi fakat neye sinirlendiğini bilmiyordum. Arabanın kapısını gürültüyle kapattığında, krem rengi koltukların üzerinde huzursuzca kıpırdandım. Lacivert atkısını boynuma doladım, gerçekten iyi gelmişti.

Sitenin önüne geldiğimizde Tarık arabayı park etti ve inmem için bana biraz süre tanıdı fakat inememiştim. "Teşekkür ederim." dediğimde, kaşlarını çattı ve bana baktı. 

"Ne içindi bu teşekkür?"

"Beni bugün, o aptal heriften kurtardığın için."

Tarık, düşünür gibi yaptı. Ardından kim olduğunu hatırlamıştı. "Kuru bir teşekkür ile kurtulabileceğini düşünmedin sanırım?"

Kaşlarımı çattım ve koluna sertçe vurdum. "Yine eski haline dönmüşsün sen. Kime ne anlatıyorsam-"

"Bir öpücük, dudaktan." dedi Tarık, dudaklarını işaret ederken muzipçe gülümsüyordu. Bana doğru uzandı ve işaret parmağı ile baş parmağını konumlandırarak çenemi tuttu. "Fakat daha uzunu."

"Çok beklersin." dedim fakat Tarık, ısrarcıydı. Öncelikle sakince bekledim ve titreyen çeneme aldırmadan ona doğru ilerledim. Pekâlâ sandığım kadar korkutucu değildi. Tanımadığım bir yabancıyı öpecektim fakat o an hatırladım. Tarık artık bir yabancı değildi.

Turunculu.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin