Bu zamana kadar yanımda olan herkese teşekkürler,
Hoşça kalın.
*
Anın zevkine kapılarak kapattığım gözlerim, bir perde gibi ardına kadar açılmıştı. Yutkunmakta zorluk çektiğim boğazım, yine benden taraf olmazken gözlerimi Tarık'ın kehribar renkli gözlerine diktim.
Çoktan dudaklarımız birbirinden ayrıldığı için, en azından rahattık. Sadece dudaklarımı oynatarak, ''Bittik.'' dedim. Umarım Tanem görmemiştir.
''Size bir soru sordum!''
İki elini beline yaslamış, kuaförde yaptığı örgüsü tüm ihtişamıyla sağ omzundan sallanırken, ortamıza bakmaya çalışıyordu. Eminim düşündüğü tek şey, ''Bu yetişkinler ne yapıyor?'' du.
''Biliyor musun gerçekten gözlerin çok kötü.'' dedi Tarık, suratını önce ekşitip sonra Tanem'e çevirdi. ''Gözleri mikrop kapmış da Tanem'ciğim, ona bakıyordum.''
Tanem, inanmadığını belli eden bir tek kaş kaldırma hareketiyle dibimize kadar geldi. Heyecanlandığımda, sürekli gözlerimi kırpardım ve evet yine onu yapıyordum.
''Bu senin işin mi abi?'' dedi Tanem. Büyümüşte küçülmüş... Sanane!
''Tabiki değil fakat kendisi doktora gitmemekte ısrarcı ve gözünde bir şey olmadığını iddia ediyor.'' Onaylamayan bakışlarını üzerime çevirirken, nasıl bu kadar iyi bir oyuncu olduğunu düşünüyordum. Bir alkış...
''Pekala, neden bileklerini tutuyorsun?''
Tanem, bilmiş tavırlarını sürdürmekte ısrarcı davranıyordu. Kollarını göğsünde birleştirip, ayağıyla zemine vurarak ritim tutmaya başladı. Kaşları çatılmıştı. Abisiyle zaman geçirmemden hoşlanmıyor muydu?
Tarık'ın yardım isteyen gözleri üzerime çevrildiğinde, başımı yavaş bir hareketle, ''Anladım.'' şeklinde salladım ve bileklerimi ondan kurtarmak için, savaşmaya başladım.
''Bırak beni! Benim gözlerimde hiçbir şey yok!''
''Görüyorsun.'' dedi Tarık, dudaklarını öne büzüştürüp bileklerimi zapt etmeye çalışırken. ''Hala bir şeyim yok deyip, ısrar ediyor.''
''Aptal Azra!'' dedi Tanem, elbisemin eteğini çekiştirirken. ''Abimle kala kala, sende bir aptala dönüşmüşsün!''
Gözlerimi Tarık'ın suratına çevirirken, düşündüm. Cidden onunla tam olarak üç senem geçmişti.
''Abim sana yardım etmek istiyor ve sen!'' Gözlerini devirip, arkasına doğru yürümeye başladı Tanem. ''Sen kocaman bir aptalsın!''
Tanem'in gittiğine emin olduktan sonra, ''Aptal.'' diye fısıldadım. ''Ben koca bir aptalım, hah!''
Tarık, gözlerini Tanem'in yolundan çekip suratıma dikti. ''O haklı olabilir mi?''
Kaşlarımı çattım ve bileklerimi ellerinden çekmeye çalıştım. ''Burada bir aptal varsa, o da sensin! Böyle şeyler yapmayı planlıyorsan, mümkünse çocukların olmadığı bir mekanda yapmalısın.''
''Beni buraya sürükleyen kadın kimdi peki?'' Cüretkar bir şekilde gülümsedi. Ardından hafifçe kahkaha attı.
''Peki, nerede kalmıştık?''
❆ ❆ ❆
Aradan geçen bir saatin ardından sonra, meşhur düğünümüz sona ermişti. Kayra ve Ege, kendilerine özel olan mor evlilik cüzdanını ellerinde sallayarak, havaalanına gittiler. Oradan da ilk uçakla, Venedik'e...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Turunculu.
Teen FictionHayaller, derin bir uçurumu andıracak kadar derinlerdi. Kaderin yazıldığı uç noktalar, hayallerin bittiği yerlerdi. Uçsuz bucaksız, eşsiz dünya da kurulan hayaller... Güvenerek başlanırdı her yola, inanılırdı kavuşulabileceğine bir gün...