32-"Melek!"

3.4K 233 9
                                    

Gözlerimi bana çarpan hafif bir şey ile açtım. Niye hep yerden uyanıyorum acaba! Hızla yerden kalktım. Herkes kalkmış kendi hallindeydi. Peki Bella neredeydi? "Hey!" Dedim kendimi belli ettmek için. Hepsi bana umursamazca döndü. Göz devirdim. "Ne olu? Ayrıca Bella nerede?" Diye sordum. Arkadan bir ses geldi. "Cehennemin dibinde!" Bunu star söylemişti. Göz devirdim. Bu sanırım öldüğü anlamındaydı. Tanrım! Ne kadar da umursamazım! Hahahaha! Tamam sustum. "şey.... Moon nerede?" Diye sordum. "Cebimde!" Dedi Nick. Yine göz devirdim. "Arkadaşlar burada İnsanca bir soru soruyoruyoruz. Hayvanca cevap veriyorsunuz bu ne be!" Dedim. "Moon, az önce buradaydı! Bella ise geberdi gitti işte!" Dedi Jackson. Gülümsedim. "Bu gün ki planımız nedir?" Diye sorunca, asık surat tayfası yine bana döndü. "Planımız Cehennemde parti vermek! Gel herkes davetli!" Dedi Spark. Ya hayırdır? Ne oldu bunlara. "Arkadaşlar biri bana olayları anlatsa?" "Olay yok ortada...." Dedi Star. Pek inanamadım ama. O sırada güçlü bir çığlık sesi duyduk. Hızla herkez ayağı fırladı. Bu Moon du. Aşağı kattan geliyordu. Hızla oraya ilerledim. Bizimkiler ise arkamdan geldi. Merdivenleri hızla indim. Sola doğru saptım. Gördüğüm manzara karşısında ise şok oldum. Moon, Bella'nın cesedinin önünde ifadesizce duruyordu. Sırtında Siyah, ve altın renginde kanatları vardı. Büyük değildi. Rengi siyahtı ve altın renginde şekiller vardı. Gözleri cesedin önünde bile umut, neşe saçıyordu. Aynı bir Melek gibiydi. Ancak Siyah Melek. Birden titredi ve hızla bana döndü. Bana biraz baktı ardından hızla koştu ve yanıma geldi. Bana sarıldı. Ağlamaya başladı. "Ağlama.... Şt!" Diye teselli ettmeye çalışıyordum. Ama dediğim anda daha çok ağlıyordu. Ona sıkıca sarıldım. Kucağıma aldım. "Şşş... Ağlamana gerek yok tatlım" dedim. Ardından onu yere indirdim. Yanına çömelip gözyaşlarını sildim. "Sen güçlü bir kızsın. Güçlü kızlar ağlamaz" dedim. Bana merhametle gülümsedi. Kafasını bana yasladı ve gözlerini kapadı.....
***
34 saat boyunca uyuyordu Moon. Ve ben endişelenmiştim. Yanına gittim. Onu sallamaya başladım. Hiç kıpırdamıyordu. Star ve Nick araştırma yapıyordu. Ben ve Spark ise onun karşısında oturuyorduk. Jackson, ona gelirsek saçma sapan şeyler söyleyip duruyordu. Ayrıca Spark ile aramız düzeldi. O sırada Star ve Nick içeriye koşarak girdi. "Ne oldu ya! Dana gibi!" Dedi Jackson. "Bulduk, bilgi bulduk." Dedi Star ve derin bir nefes alarak kitabı okumaya başladı.
"Bir Melek olabilme ihtimali vardır. Eğer cesedin önünde ifadesizce duruyorsa bir Ölüm Meleği veya Ölüm Perisidir. Ölüm peri (melek) ikiye ayrılır. İyi ve kötüler. Kötüler insan öldürür ve daha çok özellik. İyiler ise -eğitimliyse- bazı insanları dünyaya geri getirebilirler. Ayrıca Araftakilere yardım edebilirler. Ayrıca bu Melek veya Perilerin sıralanışı vardır. Black, Red, Blue ve White olarak ayrılırlar. En güçlüleri Black dir......." Yani Moon bir Ölüm Perisi miydi? Birden bağırması ile birlikte yanına gittik. Bana tutundu. "O, annem geri döndü!" Dedi derin nefesler alarak. "Sakin ol..." Star hemen getirdiği bir bardak suyu Moon'a uzattı. "Moon?"
__________
Bölüm geç geldiği için üzgünüm. Neyse 1,11 k! Bayılacağım. Sizleri seviyorum. Yb yakında gelir. Hasta bir biçimde yazdım. Umarım beğenirisiniz......

Melez kızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin