Andrew
Mezarlığa doğru ilerledim. Içeri girip mezarların arasından aileminkisini buldum. 45 sene sonra tekar...
Mantıken 20 yaşımdaydım. Vampir olarak ise 216 yaşımdayım. Ailemin mezarına bir süre odaklandım."Hayatımı Cehenneme çevirdiğiniz için teşekkür ederim."
Dedim ve başımı yere eğdim. Arkamdan adım seslerinin yaklaştığını duydum. Nefes alıp veriş ve kalbinin hızlanışı... bu Luna olmalıydı. Eli benim omzuma dokunacakken geri çekti.
"Merhaba..."
Sessizce söylemişti. Aynı okulda yaptığı gibi... duymadığımı düşünmüştü ama bu konuda yanılmıştı.
"Merhaba Luna."
Bu sefer yanıma geldi.
"Neden buradas-"
Bakışları mezar taşına döndü.
"Ah ben üzgünüm. Cidden çok safım. Bir insan boşuna mezarlığa gelmez değilmi?"
'Insan' kelimesi geçince suratımda aptalca bir sırıtma yayıldı.
"Sen insan değilsin."
Dedim mezar taşına bakarak. Bana baktığını fark ettim.
"Anlamadım."
"İşinize gelmeyen şeyleri anlamama konusunda ne kadar da iyisiniz öyle."
Söylediğim şey üzerine cevap vermedi.
"Dediğim gibi."
"Andrew-"
"Içindeki yaratığa sahip çıkamıyorsun. Onu bulamıyorsun!"
Dedim. Bana anlamsızca baktı...
Luna
Ne dediğini veya saçmaladığını anlamıyordum. Bir anda sertçe kollarımı tuttu.
"Içinde hiç bir şey hissetmiyor musun? Hiç bir güç, enerji..."
Dedi. Kafamı 'hayır' manasında salladığımda sinirle beni sarstı ardından ise tekrardan bağırdı
"İÇİNDEN BİR ŞEY BULMAYA ÇALIŞ!"
bir süre sustuktan sonra devam etti,
"İÇİNDEKI KARANLIĞA IŞIK TUT!"
Bana bağırması sonucunda bende sinirlenmeye başlamıştım. Gözlerimi sıkıca kapattım. Dediklerini yapmaya çalıştım. Ama beni bırakmasıyla gözlerimi açtım. Eliyle saçını karıştırarak bana baktı.
"Ben özür dilerim... bir anlığına-"
"Sorun değil..."
Uzun süre bakıştık.
"Benim gitmem gerek!"
Diyerek kaşlarını çattı. Kafamı salladım. Mezar taşına bakıp
"Görüşürüz"
Dedim. Cevap alamayınca ona döndüm. Fakat gördüğüm tek şey büyük ağaçlar ve diğer mezarlardı. Bu kadar çabuk ortadan kaybolmasını beklememiştim. Oflayarak mezarlara bakmaya başladım... aslında, birşeyler hisetmiştim. O bağırırken içimden bir şeylerin olduğu. Ah! Kendimi bu saçmalıklarla yormamalıydım. Yakından değişik bir ses gelince tüylerim ürperdi. Ses gittikçe artıyordu. Meraklı tarafıma yenik düşerek sesin geldiği tarafa ilerledim. Yerde yatan bir yarasa beklemiyordum kesinlikle. Aslında tahmin ettiğim şey çok saçmaydı, karşıma bir ölünün çıkmasından korkmuştum. Yarasa yerde çırpınıyordu. Alıp almamak arasında kaldım. Kanadı hafifçe zedelenmişti. Uzun bir süre baktım. Ardından elime aldım. Elime aldığım gibi mezarlıktan çıkarak eve koştum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melez kız
VampirKendini tanıyor muydu ? O kim olduğunu biliyor muydu? Bilmiyordu ancak biliyormuş gibi hisediyordu. Sanki doğruları biliyormuş gibi, oysaki o hep yanlışları bilmişti!