"Fire"Ne kadar güçlü olsamda tırsmaya başlamıştım. Cidden kimse beni takmıyordu bile. Öğretmen yoktu ve herkes gülüşüyordu. Peki bemim adımı seslenen kimdi?
_______
Kim di bu? Tekrardan ismimi seslenince aklıma camdan bakma fikri geldi. Hızla kafamı cama çevirdim. Bir adam duruyordu. Siyah giyinmiş, başını öne eymiş ve kapüşonunu başına geçirmişti. Benim ona baktığımı hissedircesine başını buraya kaldırıd. Yüzü gözükmüyordu. Siyah gözüküyordu. O sırada geri geri ormana doğru yürümeye başladı. Karanlığın içinde kaybolmadan önce eliyle bir işaret yaptı. İki elini aynı anda omzuna koyup, ardından ise hızla ellerini göğüsünün hizasına getirip çarpı işareti yapmıştı. Normal bir insan yapsaydı bu kadar iyi gözükmezdi. İşareti yaptıktan sonra son hız oramanın içinde kaybolmuştu. Ormana girmesi ile birlikte 2 dakika sonra kargalar hızla ormandan uçuşmaya başladı. Şaşkınca başımı camdan çektim. Bu ne anlama geliyordu? Belki kitap ile bir ilgisi vardı... Mantıklı düşünürsek cidden kitap ile alakası olabilir. Nicklerin nerede olup olmasını umursamadan çantamı alıp sınıftan koşarak bahçeye çıktım. Bir anda duraksadım. Ba-bahçede Cesetler vardı. 50 civarında. Kan göletine dönmüştü resmen. O anda tüm cesetlerin arkasında bir kıpırdanma oluştu. O anda havaya siyah ve kırmızı gözlü bir ejderha yükseldi. O anda bakışlarını bana yöneltti ve bir anda üzerime uçmaya başladı. Şaşkındım... O anda Zil çaldı kafamı salladım. Bahçede cesetler yerine insanlar ve öğretmenler vardı. Kaşlarımı hafifçe çattım. Ardından tekrardan koşarak okuldan çıktım. Eve doğru koşmaya başladım. Koştuğum her yerde izleniyormuş hissine kapılıyordum. O anda karşımda tekrardan bir ejderha belirdi.
"Ha-hayır sen gerçek değilsin! Sen sadece zihnimin bana oynadığı bir oyunsun!"
O anda kayboldu. Tekrardan koşmaya başladım. Eve gelince kapıyı hızla açtım. İçeriye attım kendimi. Televizyonu açtım. Koltuğa oturdum ve çantamdan kitapı çıkardım. Yazıların yazdığı yere kadar sayfaları çevirdim. En sonunda yazılara gelince okumaya başladım.
"Onlar asla vazgeçmemişti. Her zaman heryerdeydiler. Savaşa yardım ederlerdi. Ama türlerini çok iyi saklarlardı. Şu ana kadar türlerini en iyi saklayanlar arasındalar. Onlar çok güçlü ve asil bir türdür. Yenilmeyi sevmezlerdir. Hiç bir insan onların gerçek olduğunu savunmaz. Çünkü çok iyi saklanırlar ve çok bilinmezler."
Hangi tür? Kafam karışmıştı. Sayfanın altındaki nota baktım.
"Bunu okuyan her kimse yakında bu türden biri olacaktır!"
Anlayamadım? Hızla kitabı kapattım. Tekrar kapağındaki desene baktım. Ejderha... İlk başta Ejderhanın bana saldırdığını görmem. Kitap. Hepsi birbirine bağlıydı. O anda kapı açılınca yerimde sıçradım. Star gelmişti.
"Hey. Ne yapıyorsun?"
Dedi ardından gözleri ellerime kaydı. Bende kafamı o tarafa çevirdim. Kitap! Son hızla arkama sakladım.
"O ne?"
Diye sorunca bir yalan uydurmaya çalıştım.
"O mu? Kitap yani değersiz bir şey!"
Dedim. Star'a yalan atmak ne kadar içimden gelmese de yapmak zorundaydım. Tehlikeli bir işse onları da bu tehlikeye atamazdım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melez kız
VampirosKendini tanıyor muydu ? O kim olduğunu biliyor muydu? Bilmiyordu ancak biliyormuş gibi hisediyordu. Sanki doğruları biliyormuş gibi, oysaki o hep yanlışları bilmişti!