Neden gözlerimden yaş akıyordu? Storm ile tekrar küstüğümüz için mi? Ona vurduğumdan dolayı mı? Kapımı bir çalıyodu. Sabahtan beri. Gece olmuştu.
"Ne var!"
En sonunda ağlamaklı bir ses ile konuşmuştum. Cevap gelmedi. Gözlerimi açıp kapadım. Kim vardı orada? Ormanda değişik bir kulübeye geçmiştim. Kapıyı açtım. Kimseyi göremeyince tekrardan kapattım.
"Beni mi arıyordun?"
Spark? Bir dakika bu şimdi saçma bir şaka değil mi?
"Sen gerçek misin?"
"Ne zamandan beri gerçek olamıyorum... Seni özledim!"
Diyip bana sarıldı. Storm kadar güven verici şekilde sarılmıyordu. Ona sarılmak içimden gelmemişti bu sefer.
"Bir şey mi oldu Fire?"
Endişe duygusu vardı. Korku... Düşüncelerini okumaya başladım...
"Umarım endişemi anlamaz.. Ne oldu buna? Carla ne yapıyordur?"
Carla kim? Ah beni pek ilgilendirmez.
"Carla kim?"
"Sen.. Pekala seni bunu konuşmak için buldum... Bu gece yanında kalacağım yarın beraber kafede konuşuruz!"
"Seni nasıl içeriye aldılar?"
"Boş ver!"
Dedi ve içeriye girip koltuğa uzandı. Bende onu umursamayarak yatağıma doğru yürüdüm. Hızla içine girip uyumaya başladım...
Gözlerimi yavaşça açtım. Karşımda Spark'ı gördüm. Onu hiç bir şey için zorlamayacaktım. Yani konuşmayı istemediği şeyleri zorla söylettirmeyecektim! Hızla ayağı kalktım. Saçlarımı taradım. Spark ise odamdan çıktı. Üzerimdekiler iyiydi. Salona ilerledim. Beni elimden tutunca kaşlarımı çattım ancak itiraz ettmedim.
"Koş.."
Diyince ben melez hızımla o da vampir hızı ile koştu. Dakikalar içinde kafeye gelince durduk. Beni bir masaya yönlendirdi ve kendi sandalyesini çekerek oturdu. Bende onun Karşısına geçip oturdum.
"Pekala.. İlk olarak ismini biliyorsun Carla..."
"Evet?"
Dedim tek kaşımı kaldırarak.
"Benim... Sevgilim!"
Diyince şaşırdım. Peki ben burada Spark var diye sevdiğim çocukla pek yakınlaşmadım ve bu saniyeler içinde sevgili yapmış... Spark'tan beklemezdim.
"Ayrıca çocuğumuz oldu..."
"Ee yok artık!"
"Seninle tanıştığımızdan beri değil de hani benim şu öldüğüm zaman var ya.. O zamandan beri sevgiliydik.."
Manyak bu çocuk! Ben de sevildiğimi düşünüyordum. Lanet olsun!
"Acaba neden bunu baştan söylemdin? En azından seni boşuna sevmezdim! Ama varya bunu senden beklemezdim! Aslında... Artık ne bok yerseniz yiyin anladınız mı beni? Jackson, Nick ve Star dahil! Ben buradan bir daha geri gelmeyeceğim.."
"Aslında seni de sevmiştim!"
"İki yüzlü birisin demek ha? Artık karar verdin ama! Aşkınla evlenirken çağırırsınız beni de! Carla mıdır nedir!"
"Fire.. En azında-"
"Size yatakta iyi şanslar diliyorum.. Belki yeni çocuğunuz olur!"
Dedim ve hızla ayağı kalktım.
"Fire dinler misin?"
"Dinleyeceğim bir şey kaldı mı sence? Ama artık özgürsün! Şunu da bil ki arkandan ağlamayacağım... Senin aşağılık biri olmadığını düşünmüştüm.. Yanılmışım.."
Dedim ve hızla Kafeden çıktım.
"Fire-"
"Ayrıldık.. Bitti! buraya kadar! Anladın mı? Ben seni görmeyeceğim sende beni.. Şimdi buradan git!"
"Peki ya! Nasıl istersen!"
Dedi ve hızla, sinirle uzaklaştı. Asıl sinirli olan ben olmalıydım! Lanet olsun! O hızla uzaklaştıktan sonra bende ağaca tekme attım. Ormana tekrardan hızlıca gittim ve sinirden bağırdım. Kurda dönüştüğümü anladım. Uluyarak ormanda koşmaya başladım. Nereye kadar gidiyordu acaba? En sonunda sesler duymaya başladım... Amber, Blood, Winter ve Ocean'ın sesiydi. Hızla taşa zıpladım ve ileriye baktım. Derenin kenarına oturmuş ve piknik yapıyorlardı. Storm mu o? Aman bana ne Amber arkadaşım ile konuşmak istiyorum belki. Hırlayınca Winter etrafına baktı bir şey göremeyince yine sohpete katıldı. Sinirliydim. Her an Kurtkadın'a dönüşebilirdim. Bir anda aşağıya atladım. Hızla yanlarına koştum. Şaşımrışlardı. Uludum. Aklıma yine Spark gelince sinirden Amber'in üzerine atladım. Tam pençe atacakken ne yaptığımın farkın avardım ve kendimi geriye attım. İnsan halime geri gelince ona mahçup bir şekilde baktım.
"Üzgünüm. Sinirden ne yaptığımın farkında değildim!"
Dedim. Dedikleri şeyler aklıma geldikçe daha da çok sinirleniyordum. Bir adna Kurtkadın'a dönüşünce bu sefer pençemi ağaca geçirdim. Ağaca durmadan pençe attım. En sonunda insana dönüştüm.
"Tanrım..."
Dedi Amber.
"Çok değişik..."
Dedi Blood. Umursamadım.
"Oturmamın bir sakıncası var mı?"
Dedim Storm'a bakarak. O da bana baktı ve hayır manasında kafasını salladı.
"Sen ağladın mı?"
Diye sordu Amber.
"Bunu da nereden çıkardın?"
"Gözlerinden... Hadi ama ağladın değil mi?"
Biraz sustuktan sonra tekrar sordu.
"Ağladın mı?"
"Peki ağladım!"
Dedim. Bana baktı.
"Niye?"
Diye sorunca ilk anlatıp anlatmamak arasında tereddüt ettim...
"Spark adında sevgilim buraya geldi. Sonra beni kafeye çağırdı bir şey söylemek için. Birde kendisi bir vampir. Sonra dedi ki onun bir sevgilisi varmış çocukları varmış. Bir ara o ölmüştü o zamandan beriymiş. O öldüğü zaman da 4-5 ay önceydi. Ondan dolayı... Yani beni sevdiğini sanıyordum ama değilmiş. Ondan bunu beklemezdim..."
Dediğimde Storm bana kaşlarını çatarak bakıyordu. Amber ise hüzünle gülümsüyordu.
"Her neyse.. Ben kalksam iyi olur!"
Dedim ve son hız ormandaki eve koştum. Şu anda tek istediğim karanlık... Yatağa son hız koşarak zıpladım. Gözlerimi kapatarak uykuya dalmaya çalıştım....
___
umarım çok bekletmemişimdir :* vote verirseniz çok sevinirim :)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melez kız
VampireKendini tanıyor muydu ? O kim olduğunu biliyor muydu? Bilmiyordu ancak biliyormuş gibi hisediyordu. Sanki doğruları biliyormuş gibi, oysaki o hep yanlışları bilmişti!