Gözlerimi aniden açtım. Bu da neydi böyle? Patlama sesi gibi birşey di. O anda kapım hızla açıldı. "Uyarı!" Diye bağırdı Spark. Ben ona anlamsızca bakmaya başladım. "Patlama!" Diye soluklandı. Ona anlamsızca bakmaya devam ettim. Soluklanmayı bırakıp normale döndü. "Off! Bende drama falan katıcaktım bozdun. Neyse aşağıya gel canımmm!" Dedi. Canımı uzatarak. Ona yastığı fırlattım. O ise gülerek kapıyı kapattı. Hızla yataktan kalktım. Saçımı tarayıp aşağıya indim. "Naber?" Diye sordum herkes bana döndü. Hep bir ağızdan "iyiyiz!" Dediler. Gülerek "Oturabilirsiniz... Evet sayfa 23'ü açın!" Dedim. Göz devirerek işlerine geri döndüler. Ben ise kıkırdadım. Onların yanına oturdum. Spark bana kan torbası attı. Hızla tuttum. O sırada Nick, jackson ve Star bize pis bakışlar attıyordu. "Masumuz biz!" Dedim. 3'lü odadan çıktı. Bende keyifle torbayı bitirdim. Yine üçlü geldi ve yerlerine geri oturdular. Birbirimizle bakıştık. Moon yanıma yaklaştı. Bana sarıldı. Bende ona gülümseyerek sarıldım. Oda sesizleşmişti. Birden kapı kırılma sesi gelince hepimiz ayağı fırladık. "Burdalar!" Sert bir ses duyuldu. Ardından hırlama sesleri. Salona girdiler. Tanrım! 10 tane kurtadam ve şeytani yaratık karışımı adam ve bir tane normal adam karşımızda duruyordu. "Ice!" Diye bağırdı Nick. "*kahkaha* ah! Nick. Seninle tekrar görüşeceğimizi ummuyordum." Dedi. O sırada gözlerini bana ve Spark'a kaydırdı. Spark'ın yüzünde onu tanıyormuş gibi bir ifade vardı. Adam Spark'ı görünce kaşlarını çattı. "Sen! Seni pislik! Sende buradasın ha! Seni öldüreceğim!" Dedi. Duraksadı ardından elleriyle birşey yaptı ve o yaratıklar üstümüze gelmeye başladı. Biri Moon'u tuttu. Hızla ona doğru koşacakken beni de tuttular. Kurtulabilirdim ancak ellerinde birşey vardı ve bu benim zayıf düşmeme neden oluyordu. Hepimizi tuttular. Adam gülümsedi ardından Spark'ı adamın elinden aldı ve dışarıya yürümeye başladı. Spark'a mine çiceği sürmüşlerdi! Birden o yaratıklar bizi bıraktı ve kayboldular. Hızla etrafıma baktım. Lanet olsun! Hiç bir gün normal olmayacak mı? "Onları bulmalıyız!" Dedim çaresizce. "Onlar Şeytanın bekçileri. Yani yardımcıları gibi birşey onları yenmek neredeyse imkansız.!" Dedi Nick. Hepimiz ona döndük. "Ama deneyeceğiz! Hadi çıkıyoruz!" Dedi. Gülümsedim. Hızla dışarı çıktı. Hazırlık yapmak için vaktimiz yoktu. Hızla Nick'i takip ettmeye başladık. Dağa tırmanıyorduk ki birden durdu. "Burada izleri kayboluyor!" Dedi. Bende havayı koklayınca leş gibi bir koku burnumu doldurdu. "Sanırım ben izlerini buldum.. Takip edin!" Dedim yüzümü buruşturarak. Bu sefer beni takip ettmeye başladılar. Dağın tepesine varınca etrafımıza bakındık. Koku ormanda devam ediyordu. Çok karanlıktı. Hızla yürümeye başladım. "Emin misin?" "Sanırım... Ah! Tabikide evet!" Diye cevapladım Jackson'un sorusunu kafama vurarak. Ormana girince heryerimiz karanlık oldu. "Tanrım!" Dedi sesizce Star. O sırada mavi çok küçük ışıklar oluştu etrafımıza. Burası şahaneydi! Ormanın içinde küçük bir şelale vardı. Kurbağalar ve kelebekler etrafında uçuşuyordu. İstemsizce gülümsedim. Ancak Spark'ı aradığımızın farkına varınca kafamı salladım "hadi.." Dedim. Hepsi bana döndü. Yürümeye devam ettik.....
***
Ormanın çıkışındaydık ve tam karşımızda bir mağara vardı. Işıklandırılmıştı. Ayrıca gece olmuştu. Nick demir kapıya yaklaştı. Ellerini birşeyin üzerinde gezdirdi. Ardından "Şeytanın Bekçileri!" Diye okudu. Bize döndü. "Bu kadar salak olmalarını beklemezdim!" Dedi. "Bu akşam giremeyiz. Kesin çok kişilerdir. Ormanın içinde kalmamız lazım!" Dedi Star. Hepimi onaylayınca ormana geri girdik. Bir ağacın yanınageçtik. Star, Moon, ben ağacın üstünde Nick ve Jackson ise aşağıda yatıyordu. Bu halimize gülümsedim. Ardından Star ve Moon'a sarılmış bir vaziyette gözlerimi kapattım.....
____
Beklettiğim için özür dilerim. Bu Gittme! Nin 1. Bölümüydü 2. Si var daha. Onu ya birazdan veya yarın yayımlayacağımm :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melez kız
VampireKendini tanıyor muydu ? O kim olduğunu biliyor muydu? Bilmiyordu ancak biliyormuş gibi hisediyordu. Sanki doğruları biliyormuş gibi, oysaki o hep yanlışları bilmişti!