Gergin ve üzgün olduğum zamanlarda daha az çalışır çenem. Elim ve kalemim daha çok üstlenir bu görevi. Yazmaya yaslanır düşüncelerim. Açık olan bir şarkı ve kelimelere dökülen düşünceler. Somutlanan soyut şeyler gibi. Anlatılmaya çalışılan hisler gibi.
İnsanın duyguları o kadar değişken ki; tek bir kelime bile yeter yüz seksen derece dönmesine. Zor. Kendinsi kadar zor değil bu kelimeyi duymak, ama kendisi kadar zor gelir hissettirdikleri. Saat on ikiyi geçtiğinde her şeyin eskiye dönüşeceğini düşünürken insan, masalların yalan olduğunu bir kez daha anlar gözleri şu rakamların üzerinde dolaşırken: 00:39. Birisinin hayatına dahil olmak gerçekten zor. Gidiyorsun ve " bak ben geldim artık, bundan sonra senin hayatında bende varım bana da bir yer aç" diyorsun. Peki denildiği kadar kolay mı bu? Bence hayır. Yabancı bir evde izinsiz oturanların tedirginliğini yaşıyor insan. Her an birisi gelecek ve "sen kimsin" sorusunu yöneltecek sana ve karşındaki için kim olduğunu bilmiyorsan...
Zor. Kullanımı kadar zor degil bu kelimenin anlatmak istedikleri. Hele başına "çok" geldiği zaman artık söyleyecek bir sözün kalmıyor ve sadece tamam diyorsun. Sadece tamam. Oysa insanın kadere inanası geliyor hiç ummadığı yerde karşısına çıktığı zaman o istediği kişi. Gülümseyerek yanına gelip, atıyor elini omzuna ve sarılıyor sana. İşte insanın içini sarsan içinde depremlere sebep olan o hareket "sarılmak". Sarılmanın bende çok derin bi anlamı var belki de benim en zayıf noktam. Herkesle sarılan biri değilim sayılı insanlar vardır. Neyse konuyu dağıtmadan sarılıyor sana. Zoru hiç düşünmüyorsun o an. Geçenlerde bir şey dikkatimi çekmişti. İnsan bir sey öğrendiği zaman ya da yeni birisi ile tanıştığı zaman farklı birisi oluyor artık. Ondan öncesi ve ondan sonrası. Kısacası herkes ondan sonrası olmak ister. Tabi bunun için ona ihtiyacı vardır. Sadece ona. Ondan öncesi ve ondan sonrası arasındaki o ince çizgide kaybolurken bir de bakmışsın onsuz kalmışsın. Bir hastalık gibi adı da "onsuzluk" tedavisi ya ondadır yada onda. "Biz" gibi bir kelime varken kendinizi "o" gibi bir sıfata koymakta çok saçma. "Sen ve ben"i anlarım ama "o" çok farklı aynı zamanda da çok duygusuz bir sıfat. Kimseyi ben "onsuz kaldım" dedirticek kadar üzmeyin bence.