İnsan hata yapar, yalnış yapar. İnsanı hataya ve yalnışa sürükleyen de yine insandır. İstenmemek, reddedilmek insana en çok koyan şey gibi görünse de gurur yapmadan yüzsüzlük yapıp yine aynı kapıyı defalarca çalmak hata değildir. Biz de çaldık çok. Ama o kapı yüzüne bir kere kapandıktan sonra bu kadarmış diyorsun. Buraya kadarmış. Umutsuz ve ümitsiz bir şekilde bilmediğin yollara düşüyorsun. Çünkü biliyorsun o kapıyı bir kere daha çalarsan elin kanar, canın yanar. Seni öyle bir itlerki kendini başka kapı eşiklerinde yine onun yolunu gözlerken bulursun. En zor anında, en çaresiz olduğun zaman da omuzunda bir eli hissedersin. Seni kaldırabilecek gücü olup olmadığını sorgulamadan öylece baka kalırsın o ele. Öylece kala kalırsın hayatın seni en can alıcı yerden vurduğu zaman. Muhtemelen o el uzatan kişi de yara bandı olarak gelmiştir sana. Yaranı iyileştirmek için, unutturmak için. Ama nerden bilebilir ki yara bandı olayım derken tüm hücrelerine kadar yara dolacağına. Üzülürsün , çaresizsin çünkü bilirsin daha önce yaşadın.. yaralıyken yaralamak belki de şu hayatta en masum suç. Bedeli ödenemeyen belki de müebbet mutsuzluk. İtlendikten sonra seni tutan dalı kırmak benimkisi. Halbuki ben de tek bir yaprak kıpırdamaz. İstemeden yalnış yaparsın. Dediğim gibi bu yalnışı yapmanda yine başka birinin etkisi vardır. Sonra itledikten sonra kimin tuttuğuyla ilgilenirler. Halbuki tutunamadığını bir sen bilirsin. Şu hayatta ne yaptıysam hep kendime yaptım. Kime ne yaptıysak daha fazlasını kendime yaptım. Defalarca kendimi terkettiğim olmuştur. Kendi içimde kaybolduğumu da bilirim. Ben de hata yaptım. Hataya sürüklendim. Biri için masum birini yaktım. Can yaktım. Kendi canımı da çok yaktım. Herkes sigara yakarken ben gül gibi 17 yaşımı yaktım..
Sadece ciğere de zarar vermedim komple bütün hayatımda, attığım adımda, soluduğum nefeste hissettim. Küçük sebeplerden benden gidenler için hep büyük devirdim. Çünkü bilirdim küçük hesaplarla işim olmazdı. Bu yüzden bi büyük eşliğinde sigara da değil 17 yaşımı yaktım.