Uzun zaman oldu çok uzun zaman. Şöyle bir dönüp geçmişe bakıyorum da gerçekten geçmiş, bende geçmişim. Eskiden baş edemediğim dertlerimi kağıtlara sayfalara dökerdim.
İnsanın tek dostu kağıtlar zannederdim. Neyse ki yanıldığım tek konu bu değilmiş. İnsana bir saatte olan bir şey bile bi tecrübeymiş, farkedeli uzun zaman olmadı. Ve sayamayacağım biriktirmeye yer bulamadığım o kadar tecrübe edinmişim ki. Ağlaya ağlaya edindiğim tecrübelere şuan tebessüm edebiliyorum. Bunu yapabiliyorum. Çok şey öğrendim.
Bunlardan biri de; 17 yaş önemli falan derler eskiden bende derdim ama hikayeymiş. 20 yaş çok önemli. 20 yaş insanın tam olarak kendini tanıması neyi isteyip istemediğini kavradığı yaşmış. İnsan hayatında tam olarak bir dönüm noktasıymış. İntikam duygusu çok kabarık bir insan olarak söylüyorum ki en büyük intikam insanı kendisiyle baş başa bırakmakmış tam olarakta bu yaşta. Yaptıklarıyla yapmadıklarıyla kendini düşüren, bir insan hayatıyla bir insan kalbiyle oynamanın ne kadar gereksiz olduğunu anlayıp bunun pişmanlığını yaşıyor olmanın acısı, bir insanı kandırıp hiç bir şey yokmuş gibi devam ederken bir tokat. Aslında 20 yaş insana atılmış bir tokat diye düşünüyorum. İyi bakarsan iyi düşünürsün her zaman. Bu tokat ya kendine getirir seni yada kendinden uzaklaştırır. İyiki geldim, hemde kendime. Birinin birine gelmesinden çok daha önemli bu söylediğim. İyi ki diyorum her zaman. İyi ki öyle insanlardan olmamışım, kimseye haketmediği bir şeyi yaşatmamışım. İyi ki kimsenin kalbini elime stres atacak bir oyuncak haline getirmemişim. İyi ki insanları karıştırmamışım. İyi ki duygularımın düşüncelerimin arkasında durmuşum. Birini seviyorken diğerini oyalamamışım iyi ki.
Ve iyi ki bana yalnış yapmışlar zamanında da olsa beni kandırdığını sanmışlar iyi ki böyle çirkin kalpli, sevmeyi bilmeyen, anlam taşıyamayan, çıkar ilişkilerinden başka bir ilişki kurmakta başarılı olamayan insanlarla karşılaşmışım. Karşılaşmamış olsaydım böyle bir insan olamazdım ve kendimle gurur duyamazdım.
Her insan kalbinin ekmeğini yermiş, aç kalışlarınız sizin şu hayatta gelebileceğiniz en kötü nokta. Herkes hakettiği gibi bir hayat yaşıyormuş, haketmediği halde yaşatıp yaşatıp sonra bir şey yokmuş gibi davranmaya izin vermiyormuş hayat. 20 yaş bir yolun gelebileceği en güzel nokta, en azından bana göre.
Herkes bir gün bir tokat yer illaki, kimse kaçamaz kaderinden. Ve anlam veremediğiniz, yıllardır insanların sizden kaçmasıdır. Sebep yok, sonuç belli. En sonunda pes edip kendinizden kaçan, bir yön bulamayan, oturduğu yerden sayan, gururla insanlara yaşattığınız o kötü hislerin iki avucunuzda olması..
İşte bu yolun sonu. Ve yadırgayamıcağınız o çıkmaz sokaklar, tek başınasınız.