Kalp kırmak Kabe'yi yıkmak dedi annem. Düşündüm de sen benim gönül Kabe'mde taş üzerinde taş bırakmamışsın.
Öylesine kırıp dökmüşsün ki, öyle canımı yakmışsın ki, bütün haline bile gelemeyecek parçalardan geriye kalan sadece bi ah..
Unutamam.
Ne acımasızlığını unuturum, ne acıma sızdığını.
Unutamam.
Aklına düşüp, gözlerini dolduramadım hiç.
Bir kere, bir kere aklına düşüp gözlerini doldurabilseydim inan seni oracıkta affederdim.
Unutuverirdim senden ötürü kötü hatıraları.
Ama biliyorum, ben zaten becereksizim.
Benim doldurabilceğim tek şey, kadehim olur.
Ondan öteye de gidemem, sarhoşluk vurur..
Bazen, öyle bir an geliyor ki unutamadığımı unutuyorum.
Öyle tekrar sevecekmiş gibi bakıyorsun ya ben böylesine vazgeçmişken inan, beynimi dağıtıyor.Sadece düşündürmekle de kalmıyor, canımı yakıyor.
Aslında benim canımı yakan, öyle sevmiş gibi bakman.
Derken bir şişenin sonu daha görülür.
Ama kalkamazsın masadan.
Sizde bilirsiniz, paketi bitirtmeden, küllüğü doldurtmadan kapanmayan, sizi masadan kaldırmayan meseleleri.
Takılı kalırsınız masada, ama gözler dalar bir anda sevdanın en ince ayrıntılarına.
Çünkü asıl gerçek olan, detaylar..
Takılı kalmak, sevdalanmak.
Boğazından iki lokmanın geçmemesi değil, boğazına paslı çivilerin doldurulmasına ses çıkaramamak.Avazın çıktığı kadar bağırırcasına susmak..
Bile isteye kanamak..
Belki de diri diri toprağa gömülüşünü seyretmek.
Seni acımasızca gömerken bile yüzünü avuçlarının arasına alıp öylece bakakalmak..
Öylece kalakalmak hayatın en can alıcı sahnesinde.
Parmaklarımı yüzünde gezdirirken, tırnaklarının o sakallarına takılması..
Benim sevdamda da takılı kaldığım son nokta.
Ama canın yanmıyor, merak etme.
Ölülerin canı nasıl yansın?
Öyle bir şey ki gözler kapanmaya yemin etmiş gibi..
Bir papatya gibi, koptuğunda kokmaya başlasan da çoktan solmak üzerindesin.
Belki sırf kokunu merak etmişliğinden koparır seni..
Ama o koparılıştaki, dokunuş bile senin acını çoktan kesmiştir.
Sonra gerekmediğinden atıverir bir kaldırım taşına seni..
Hee bir de yolmuştur seni, seviyor sevmiyor diye,
Kim bilir kimin için..
Bunu bilmeksizin solup gitmişsindir çoktan.
Ölüler yaşayanlardan daha çok çiçek alır, çünkü pişmanlık minnetten daha güçlü bir duygudur.
Ve şimdi papatya bahçesindeyim.
Tetiği ben çektim ama beni sen öldürdün.