3. Bölüm: "Kelepçe..."

17.5K 723 61
                                    

Konuşmadan cevap verebilirmi bir insan ? Bunu hep düşündüm ama bir sonuca değil birçok sonuca vardım. Düşünmeden cevap verebilir aslında bir insan. Yeter ki karşında bulunan insan seni iyi tanısın beden dilin, jest ve mimiklerin en önemlisi gözlerinle ona durumu anlatabilirsin.

İnsanı bu kadar iyi tanıyan bir sevdiği var mıdırki acaba. Çünkü daha önce böylesini hiç görmedim ben konuşmadan beni anlayan insan çıkmadı karşıma.

Şuanki durumumda yaşadığım ve anlattığım olaya bir örnektir. Efken yüzüme bakıyor ve benden bir cevap bekliyordu. Gözlerimde oluşan korkuyu ve merakı hiç görmüyor mu? Cevap beklediğine göre görmüyor ve beni tanımıyor daha ne hissettiğimi gözlerimden nasıl anlayabilirki.

"Hazır gibimi görünüyorum ?" Diye soruya soruyla cevap verdim. Madem beni anlamıyor biraz uzatabilirim yapacağım işi.

"Müneccim olduğumu söylemedim sana. Sen söylemeden nereden bilebilirim hazır olup olmadığını ?" Diyerek oda bana soruyla cevap verdi. Güzel çok iyi anlaşıyoruz gerçekten.

"Müneccim olduğunu sana söylediğimi hatırlamıyorum. Ayrıca söylemeden gözlerimde oluşan korkuyu ve merakı anlayabilecek aklın olduğunu düşünüyorum yoksa yokmu. ?" Diyerek farklı bir konu attım ortaya. Beni cümleleri ile ezikleyecek insan bile değilken böyle davranamaz. Madem bu kadar özgüven sahibi biraz onunla oynamak iyi olur benim için herhalde.

"Aklım ile ilgili yorum yapmak sana kalmadı. Soru sorduğumda o ağzını açıp bir cevap vermen senden birşey eksiltmez. Saçma akıl kurcalayıcı sorularınla aklımı karıştırmazsın. İstersen yapacağın iş ile ilgili konuşalım. " dedi kendinden emin bir şekilde. Bu çocuğun aklına hayranım gerçekten çok zeki biri. Nasıl anladı ama...

"Konuşalım sorun yok. Aklını karıştırdığım falanda yok. Konuşma özgürlüğü ve düşünce özgürlüğü var sonuçta istediğim şeyi istediğim zaman dile getirebilirim. " diye açıkladım. Uzaktan daha sevimliymiş bu. Benimle konuştuğu zaman içinden bir canavar çıktı.

"İnan seninle laf dalaşına girecek kadar boş zamanım yok. İstediğimi yapacaksın ve ben senden kurtulacağım. " dedi iğneleyici bir ses ile. Benimle konuşmayı boş zaman kaybı olarak görüyor.

"Zorla beni o korumalardan kurtarmanı istemedim kendin gelip beni kurtardın. Şimdi ben suçluymuşum gibi konuşma. " dedim sinirlenerek.

"Tamam sen haklısın. Konuştukça işim erteleniyor. Şimdi gelelim isteğime. " dedi ve arka koltukta bulunan bir çantayı bana uzattı. "Bunu alıp o depoya gireceksin. Kelepçe diye sesleneceksin. Bir adam gelecek yüzüne kadar dövmesi var çantayı ona teslim edip fişi çekildi diyeceksin. " dedi. Durup biraz düşündüm neyin fişi çekildi ve bu çanta ne? Efken ne iş yapıyor böyle?

Ama kötü birşey olsaydı yada önemli beni göndermezdi herhalde. Yapmakta mecburum zaten tek korkum o ıssız depoya bir kız olarak gitmek ve beni neler bekliyor işte onu hiç bilmiyorum.

"Peki yapmazsam vazgeçersem ?" Diye sordum. Yüzü sinirli bir hal aldı.

"Neler olacağını söylemeyeyim istersen çünkü emin ol hiç iyi şeyler olmaz. En basiti az ileride bulunan içki içen gençlerin içine atarım bu en basitidir benim için. " dedi sinirli bir şekilde. Korkmadım desem yalan olur.

"Zaten yapacaktım. Neyse ver çantayı gideyim. " dedim tatlı olmasını umduğum bir sesle. Yüzü yumuşadı azda olsa.

"Güzel şimdi gidebilirsin akıllı kız. " dedi kafamı sallayıp arabadan indim. Etrafta tek bir ses yoktu. Nefesimi alıp korkumu dizginlemeye çalıştım. Ne olacakki değilmi. Sonuçta oda burada başıma kötü birşey gelmez.

KALP YANGINI (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin