7. Bölüm: "Cesaret..."

13.3K 620 70
                                    

Klasik sabah kalkışı yaptım yine yataktan... Üstüme bir kot ve tişört giyip çantamı alıp kahvaltı masasına indim. Herşey hazır bir şekilde bekliyordu bende oturdum annem ve babam ile tatlı tatlı konuşmaya başladık. Abim sabah erkenden çıkmıştı babam sırf bar hayatını bıraksın diye tüm işleri ona yüklemişti. Bende abimi tanıyorsam tüm işleri yapar ama yinede bar hayatını bırakmaz.

Kahvaltımı yaptıktan sonra annem ve babama veda edip evden çıktım. Bu defa yürüyerek değil taksi ile gitmeyi tercih ettim. Taksi yol üzerinde giderken kendi aşk hayatımı düşündüm. Hiçbir mücadele vermeden Efken'nin beni sevmesini istiyorum. Onunla normal bir konuşma zamanımız bile olmamışken bunu istemem çok saçma. Onun beni görmesi için onunla iletişime girmem gerekiyor yada onun sevdiği şeyleri yapmam gerekiyor. Ama onu hiç tanımıyorum neyi sevip sevmediğini bilemezken daha onun için ne yapabilirim ki?

Artık kişiliğimi ortaya koyup ona sergilemem gerekiyor. Onun beni tanımasını sağlamam gerekiyorsa artık biraz göz önünde olmam lazım. Beni tanımak istediği falan yok zaten o zaman ben kendimi ona tanıtırım. İsteyerek veya istemeyerek her neyse işte. Onunla konuşup yanında olursam belki o zaman beni farkeder ve biz birşeyler yaşayabiliriz. Karşımda bulunan kişiye kendimi tanıtmak veya ispat etmek benim elimde bunu anladım ve uygulayacağım...

Taksi okulumun önünde durduğu zaman parayı ödeyip indim. Sınıfıma doğru ilerlediğimde bahçede oturan kişiler dikkatimi çekti. Geçen sefer depoda karşıma çıkmış olan kelepçe ve Efken beraber oturmuş konuşuyorlardı. Belkide onun yanına yaklaşmanın tam zamanıdır. Ama aklımın bir taraflarıda ya beni terslerse , ya ben yanlış birşey yaparsam?

Gösteri falan yapmayacağım ki zaten yanlarına gidip selam vereceğim o kadar ve bunda abartılacak birşey olduğunu sanmıyorum. Kararımı verip yavaş adımlar ile yanlarına yaklaştım. Yanlarına geldiğim gibi ikiside bana bakmaya başladı.

"Selam " dedim tatlı olmasını umduğum bir ses ile. Onlar ise bana bakmaya devam ediyordular. Onları boşverip bir sandalye çektim ve oturdum.

"Ağzınızı açıp bir kaç kelime edebilirsiniz herhalde. " dedim biraz sinirlenerek. Beni kafaya bile takmıyor çünkü bir cevap bile vermeye layık görmedi.

"Fazla cesaretlisin Masal " dedi kelepçe.

"Konuşarak iletişime geçmek cesaret isteyen bir iş değil aslında. " dedim kendinden emin bir şekilde. Cesur olduğumu kanıtlamak istediğim için böyle konuşuyorum aslında. Yoksa şuan terslenip yanlış bir cümle kurmaktan ölümüne korkuyorum.

"Woww bizim küçük kız bugün cesaret hapı içmiş " dedi Efken ilk defa konuşarak sanki çok konuştuk... Bunlar adam gibi konuşsa ne olur sanki bu kadar mı zor onlar için konuşmak?

"Ortada cesaret gerektiren birşey yok eğer varsa bana söyleyin bende bileyim" dedim daha çok kendimi tutamayarak. Egolarını bu kadar havada yaşamaya gerek yok aslında.

"Hahaha sevdim bu kızı ben Efken. Keşke sakin bir hayatım olsaydı ve o hayatımda sen yer alsaydın Masal " dedi kelepçe hafif yüzünde oluşan gülümseme ile. Tatlı adam ya bu.

"Bence bunun gibi bir baş belasını yanında istemezsin Vural. " dedi Efken kelepçeye yönelik. Demek adı Vural peki neden o gün bana kelepçe diye seslenmemi istedi ?

"Adın Vural mı ?" Diye sordum şaşkın bir şekilde. Gülümseyip yanağımdan makas alarak.

"Evet o gün tam tanışamadık. İşimin olduğu gün fazla ciddiyimdir. " dedi gülümseyip. Ay gerçekten süper biri bu adam.

KALP YANGINI (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin