18. Bölüm: "Sıradan insan..."

7.6K 436 31
                                    

"Canın yandığında koştuğun adam da canını yakınca nereye gideceğini bilmiyor insan."

Sessizlik hayatımın en büyük kâbusudur benim için. Sessizlik içimin en büyük sesidir benim. Tıpkı yalnızlık gibi. Düşüncelerim ile yalnız ve sessiz kaldığım zamanlar gibi. Çok büyük acılarım var içimde. Bu acılar fiziksel acılardan daha çok yakıyor canımı. Sevdiğim kişilerin acı çekmesi beni daha çok üzüyor. Babam... Şuan içeride bilinmeyen sorununu öğreniyor. Ayağının oynamadığını öğrendiği anki yüz ifadesi ve sözleri geldi gözlerimin önüne... Yaşadığı ömür boyunca gözettiği yaşlı gözlerinde şahit oldum ben onun korkusuna. Ama hayatım boyunca unutamayacağım o an benim ömür defterimde kara bir leke oldu.

"Arya bacaklarımı neden hissetmiyorum bir ilaç falan mı yaptınız bana?"

"Hayır Yağız emin misin aşkım belki yorgun olduğun için hissedemedin. " diye cevapladı annem babamı. Oda içten içe düşündüğünün olmamasımı diliyordu tıpkı odada bulunan diğer insanlar gibi.

"Saçmalama Arya şuan gayet iyiyim. Onca sene kullandığım bacaklarımın kullanımını bir günde unutacak değilim herhalde. " diye yanıtladı babam.

"Ben bir doktoru çağırayım." Dedi annem ve hızla odadan çıkıp gitti. O çıkar çıkmaz gözyaşlarımı gözlerime geri gönderip babamın yanına gittim ve ellerini tuttum.

"Özür dilerim baba hepsi benim yüzümden. Başımı belaya sokmada bir numarayı. Özür dilerim..." Dedim üzgün sesimle. Babam elini yanağıma koydu ve hafif hafif güven verici bir şekilde okşadı.

"Siz olmadan ben bir hiçim kızım. Ben sizin nefes aldığınızı bildiğim için nefes alıyorum. Biriniz nefes almayı bıraktığı an benim için oksijenler yetersiz kalır ve ben hastalanırım. Bir canım var bunu senin için sonuna kadar kullanırım. On canım olsaydı onunuda size kullanırdım. Sakın kendini suçlu hissetme melek yüzlüm. Hiçbirşey senin yüzünden değil. " Dedi ve anlımdan öptü.

O anı asla unutamam. Babamın umut dolu gözlerini asla unutamam. Tek dileğim sakat kalmaması. Çünkü bunu haketmiyor gerçi böyle bir durumu kim hakeder ki? Benim babam haketsin.

Dakikalar sene gibi geliyordu bana. Yanımda Toprak ve Buket vardı. Efken ise gitmişti. Kalmasını beklemiyordum zaten. Kimi kandırıyorum ben. Kalmasını bekliyordum çünkü tesellesine ihtiyacım varmış gibi hissediyorum. Ama o iki güzel söz söyleyip gitmişti. Neyse o zaten hep böyledi kendi kafamda kurmuş olduğum erkek profilini anlattım ben.

Babamın yattığı odanın kapısı açılıp içeriden doktor çıkınca hızla o tarafa doğru ilerledik.

"Birşeyi varmı oğlumun?" Diye sordu dedem hemen. Doktor sıkıntılı bir nefes verdi. Kesin kötü birşey oldu.

"Hayır yok neyseki vücudunda bir hasar yok ucuz atlattı Yağız bey. Ameliyat biraz zorlu olduğu için bir iki gün yürümede problem yaşayacak daha sonra ise eski haline dönecek emin olabilirsiniz. " dediğinde tüm dünya benim olmuş gibi mutlu oldum.

Babama birşey olmamıştı eskisi gibi olacaktı. Eskiden bizimle oynadığı gibi oynayıp güldüğü gibide gülecekti. Hayatımda mutlu olmadığım kadar mutluyum şuan.

Babamı hastaneden çıkarıp kendi evimize getirdik. Tüm aile tam kadro salonda oturmuş tıpkı eskisi gibi mutlu bir şekilde sohbet ediyorduk. Babam da konuşmalara dahil oluyordu. Bu durumda anlamış oluyorum ki oda çok mutlu ve iyi. Umarım hep böyle olur.

Elimde bulunan telefonumun titremesi ile alıp baktım.

Gönderen: Efken
Kapının önündeyim müsait isen biraz konuşmak istiyorum...

KALP YANGINI (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin