22. Bölüm: "Ölüm..."

7.9K 398 149
                                    

"Kuşlar kadardı kadının kalbi ve gökyüzü kadar sevdi adamı..."

Efken'den

Herkes ve herşey ile başa çıkma gücümü kaybettim. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu unuttum resmen. Verdiğim kararların nasıl verilmiş olduğunu inanın bende bilmiyorum... Ama canım çok yanıyor. Masal'a yaptığım tüm hareketlerde, konuşmalarda içimde fırtınalar kopuyor. O üzüldüğü zaman ben daha çok üzülüyorum. Onun suratını asık görünce benim kalbim acıyor. Her zaman  gülen kız benim sayemde somurtkan mutsuz bir kız oldu. Ama ona nasıl davranıp yaklaşacağımı  bilmiyor. Bana kahvaltı hazırladığı zaman içimi bir sevinç ve huzur kapladı. Melisa geldiği zaman ona neden öyle bir cevap verdim inanın onu bile bilmiyorum. Kelimeler bir anda döküldü dudaklarımdan.

Pişman mıyım? Evet pişmanım. Masal'ı o an üzdüğüm için gerçekleri anlatıp Melisa'yı evimden uzaklaştırmadığım için çok pişmanım. Ama kendimi affettireceğim. Elimden gelen herşeyi yapıp onu kazanacağım. Herşeye karşı korkusuzca savaşacağım. Özellikle onun için. Masal için... Kurtuluşun yok artık elimden küçük kız...

Masal'dan

Evde hazırlandığım gibi kimseye görünmeden erkenden çıktım ve ağacımın olduğu yere doğru ilerlemeye başladım. Bugün yine Toprak ile anlaştık ve buluşacaktık. Beni en iyi anlayan kişinin yanına  gidecektim. Arkadaşım, dert ortağım ve akıl hocam oldu kısa sürede. İyiki onun gibi bir arkadaşım var.

Ormanda ilerledikçe gökyüzünün masumluğu dikkatimi çekti. Hayata yeni gözlerini açan bir bebek gibi tıpkı masum ve huzur verici. Peki neden zaman geçtikçe anılar ve yaşantılar ile o insan kötü bir varlık haline geliyor? Nasıl bir düzen bu işliyor insanların dibine kadar. Gökyüzüde öyle aslında her zaman masum değil. Yağmurları, karları, doluları, sisleri ile bir insanı ve hayatını temsil ediyor sanki. Her insan hep mutlu değildir yada mutsuz. Yaşadığı olaylar ile hergün farklı bir hale bürünür...

Ağacıma yaklaştıkça ne kadar güzel ve doğru bir yer seçtiğimi birkez daha anladım. Burası bana huzur veriyor resmen. Ağaç susuz yaşayamaz bilirsiniz. Buraya geldiğim zaman aklıma gelen ilk cümle bu. Tıpkı bazı zamanlarda düşündüğüm kelime gibi bende Efken'siz yaşıyamam... Ama yaşıyorum işte onsuz yaşıyorum. Oda kalbimi kırmaya devam ediyor. Bildiğim birşey var aynı zamanda emin olduğum ben Efken'i asla affetmeyeceğim...

"Selam"dedim ağaçta oturmuş etrafı izleyen Toprak'a. Beni fark ettiği zaman gülümseyip elini uzattı çıkmam için. Elinden destek alarak ağaca çıktım.

"Selam.." dedi aynı şekilde ve bana sarıldı. İlk defa bir birimizi gördüğümüz zaman sarılıyoruz. Bu aralar Toprak'ta adlandıramadığım birşey var gibi. Bir farklı sanki. Konuşmaları davranışları herşeyi ile farklı...

"Ee nasılsın? " Diye sordum. Benden ayrılıp mutluluk ile yüzüme baktı.

"İyiyim sen nasılsın asıl. İyi oldun mu biraz da olsa?" Diye sordu. Buruk bir şekilde gülümsedim aklıma Buket geldi beni kırdığı sözler beni aşalayan gözleri geldi az olan mutluluğum tekrar uçup gitti.

"İyi olmaya çalışıyorum sadece Toprak. Herkesten ayrı bir şok yaşamak yordu beni. Evde ailemin baskısı başladı babam koruma tutmuş şuan beni uzaktan izleyip babama an be an bilgi veren adamlar var. Ne kadar itiraz etsemde kabul edilmedi o silahlı saldırıdan sonra babam daha bir titiz davranmaya başladı. Efken desen... İnan onunla neler olacağını hiç bilmiyorum sadece aklım çok karışık. Birde Buket çıktı başıma. Sanki hepsi sözleşmiş gibi kalbimi kırmaya yemin etmişler gibi. Dostum dedim düşmanımdan farksız oldu. " dedim üzgün bir şekilde. Toprak tıpkı benim gibi burukça gülümsedi. Beni anlıyordu acılarımı, sevinçlerimi tıpkı benim gibi paylaşıyor...

KALP YANGINI (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin